Afet-İ Fettan Güzel
Nice beyler sultanları eylemiştir sarayından
Uğradığı şehirlerde söz ettirir didarından
Bahçelere değer ise esen rüzgar diyarından
Dalda kalır meyveleri şarabından içen olmaz
Gülistan’da gezer iken gonca olur gülün harı
O aşkının ateşinden erir dağın buzu karı
Pazarlarda sergilense o fettanın ayva narı
Gücü yetmez yiğitlerin değerini biçen olmaz
Kıskanıyor çağlayanlar gönüllere akışını
Ateşler de gıpta eder nar-ı cahim yakışını
Gizlemiştir cemaline baharların nakışını
Misk-i amber açar güller kokusundan geçen olmaz
Görselerdi hacı hoca ibadetten çark ederdi
Ak göğsünü gören derviş o cenneti terk ederdi
Bakışıyla aşıkları hayaline gark ederdi
Sarhoş eder cazibesi gözlerini açan olmaz
Söz kondurmaz cilvesine edasına gözlerine
Bir kerecik başım koysam pamuk gibi dizlerine
Gece öten bülbül gibi doyum olmaz sözlerine
Çöle inen nur misali şavk-ı hare saçan olmaz
Gün batımı yaklaşınca ah yanıma gelse o yar
Azrail’im olsa benim canım Hakk’a verse o yar
Hak aşkıyla yandığımı ol mahşerde bilse o yar
Cennetinde sarayına benden başka göçen olmaz
İbrahim der neler çektim gizem dolu o güzelden
Alevlerde yaşıyorum ben aşkına ta ezelden
Boyun eğdim hazanıma ibret aldım ben gazelden
Afetiyle sürüklese girdabından kaçan olmaz
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.