Kerim Toslak

Yengeç Sepeti Sendromu  Ve Ümmetin Hali

Kerim Toslak

ABD+Siyonist İsrail ortaklığının, bütün dünyanın gözü önünde, canlı yayında naklen izlenen Gazze halkına uyguladığı ve halen devam eden soy kırım, genelde insanlık vicdanını, özelde İslam toplumunun içinde bulunduğu hali ele almayı gerektiriyor. 

İnsanlığın olmayan ya da çıkara dayalı vicdanını konuşacak değiliz. Burada bizim asıl ele almamız gereken bir şeyler yapması umulan ancak cılız bir iki sesten başka hayat belirtisi göstermeyen bir buçuk iki milyar Müslümanın durumu. İİB Örgütüne üye elli yedi devlette ve diğer birçok ülkede de ikinci üçüncü büyük azınlık olarak yaşayan Müslümanlar maalesef kendi özgür iradelerini ortaya koymaktan acizdirler. Devlet olarak yönetimlerin bir çoğu varlıklarını ve iktidarlarını borçlu gördükleri, başta ABD ve diğer emperyalist ülkelerin ağzına ve tavrına bakmaktadırlar.

Konuyu devletler bazında ele alırsak; adı İslam devleti olarak anılan devletler Filistin de dahil Müslümanlar bölük, pörçük olmuş durumda. Dünyaya bakışlarında ve hayatlarını düzenlemede, dini (İslami) kurallara pek yer vermeyen, Seküler dediğimiz kesimi de bir kenara koysak, kendilerini dindar sayanlar kırk parçaya bölünmüş durumda. Tarikat, tasavvuf, mezhep, parti, cemaat, cemiyet v.b.
Üniversite yıllarımda bulunduğum fakültede bir cemaâtin (tarikatin) temsilcisi ve aynı zamanda genel fakülte temsilcisi arkadaş bir toplantıda " bundan sonra okulda İslam kardeşliğinden de öte ihvan kardeşliğini tesis edeceğiz" ifadesini kullanmıştı. Kendisine daha sonra bu ifadesinin yanlışlığını ifade etmiştim. Haşa öyle şey olur mu, Allah; "Ancak müminler bir birlerinin kardeşleridir" buyuruyor. Alla'ın (cc) sözünün üzerine söz olmaz demiştim. Sonuçta benimle kardeşlik hukukunu bitirmişti. Anlattığım örnekte olduğu gibi cemaâtler arası rekabetler hayırda yarışmak olması gerekirken öyle olmuyor. Tam tersi bir birinin kolundan çekerek yarış kazanmak oluyor. Ama asıl mesele mantar biter gibi biten ve geçmişteki insan eğitici vasıflarıyla bilinen (böylesi halen var ise üzerlerine alınmasın) tarikat ve cemaâtler günümüzde bit'at ve hurafe bataklığında, holdingleşmiş menfaat topluluğu durumunda. 

İslam devletleri dediğimiz devletlerin her birinin içindeki Müslümanların durumu üç aşağı beş yukarı, yukarıda anlattığım örnekteki gibi. Bir birleriyle ilişkileri de aynı. Kardeş olmalarına kardeşler. Ama düşman kardeşler. Fas'la Cezayir'den tutun da Yemen'den Suudi Arabistan'a, Katar'dan BAE'lerine, İran'dan Pakistan'a, Türkiye'den Suriye'ye sorunsuz yer yok. Hal böyle olunca gavurun oyuncağı durumunda bir İslam dünyası manzarası ortada.  Bunda gavurun suçu elbette var. Ama bu devletlerin suçu daha büyük. Başta bu beladan kurtulmak diye bir dertleri yok. Çünkü onlar kurtulmak yerine ben kurtulamadığıma göre o da kurtulamasın diye bir birlerinin paçasından aşağı doğru çekmekteler. Yengeç sepeti sendromu dediğim de işte bu. 

Filipinlerde bir balıkçı üstü açık bir sepete tuttuğu yengeçleri koyuyor. Balıkçıyı seyreden bir yabancı balıkçıya;

"Yengeçler kaçmıyorlar mı" diye soruyor.

Balıkçı;" Bir yengeç olsa kaçar. Çok olunca sepetten çıkmak için tırmananın ayağına diğerleri de çıkmak için tutunuyor. Çıkacak olanı da tekrar sepetin içine çekiyorlar" diyor. Yengeçler bunu içgüdüsel olarak yapsa da insanlara bunu yaptıran kıskançlık temelli bir davranış biçimidir. Kimse benden önde olmasın. Kimse benden iyi olmasın... Müslüman devletlerin ve cemaatlerin genel durumu böyle.
Çaresi birlik beraberliktir. Gazze'nin Doğu Türkistan'ın da kurtuluşunun çaresi budur. Hani Beydaba'nın Kelile ve Dimne'de anlattığı bir hikaye var; "Avcının biri ağ kurar ve güvercin sürüsü ağa düşer. Güvercinlerin her biri, kurtulmak için çırpınır. Ancak güvercinlerin lideri güvercinlere seslenir. Her birimiz ayrı ayrı uçmak yerine birlikte aynı anda uçarsak avcının ağı ile uçar avcıdan kurtuluruz der ve birlikte uçarak avcıdan uzaklaşıp kurtulurlar." Hikayede olduğu gibi İslam Dünyası birlik olursa bir de sözü dinlenecek liderleri olursa emperyalizmin tasalutundan kurtulabilir. Akif Merhum'un veciz şekilde ifade ettiği gibi;

"Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez."

Selçuklu/ Konya

Yazarın Diğer Yazıları