
Eğitim Üzerine Notlar 2
Mustafa Akçay
Günlük hayatımız eşyalarla kuşatılmış durumda. Nerede olursak olalım etrafımız, insanın hayatını kolaylaştırmak, ihtiyacını gidermek ya da başka amaçlar için üretilmiş araç-gereçlerle dolu. En küçüğünden en büyüğüne sayısız eşya var hayatımızda. Nesneler dünyasında bir yer edinme telaşıyla geçiyor ömrümüz.
Çevremizdeki eşyayı tasnif etmek istersek birçok kriter geliştirebiliriz. Kullanım sıklığı, yeri, amacı vb. birçok kategoride değerlendirebiliriz. Acaba kullandığımız bu sayısız nesne içerisinde en önemlisi/önemlileri nelerdir? Bunu neye göre belirleyeceğiz? Hasta için ilaç, terzi için metre ve makas ki örnekleri çoğaltabiliriz tartışmasız, önem sırasında ön sıralarda yer alacaktır. Bunların fevkinde şunu sorabiliriz; İhtiyaçların belirlemediği ve fakat varlığı ile hayatımıza değer katan nesneler var mıdır?
Bu sorulara verilecek cevaplar insanların inançlarına, değer yargılarına, hayat tecrübelerine, içinde yaşadıkları topluma ve birçok etkene bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu soruyu nasıl cevaplarsak cevaplayalım vereceğimiz cevap hayatımızın referans noktalarını işaret edeceği için de elbette önemlidir.
Son vahyin muhatapları olarak ilahi kelamda karşımıza çıkan ilk nesne kalemdir. Bizi çepeçevre kuşatmış olan nesneler dünyasında ismi ilk anılan odur ve bu insanın insan oluş serüveniyle yakından ilintilidir. İlintilidir çünkü vahyin amacı doğru inanan ve iyi insanlar olmamızın yolunu göstermek, bunun imkanlarını işaret etmekse kalemin, okumanın, inanan ve insan olmakla doğrudan sıkı bağ vardır. İnsana yerde ve gökte saygınlık kazandıran değerlerin yolu kalemden kâğıttan okumaktan kısaca eğitimden geçmektedir. İlk nesne olarak kalemin zikredilmiş olması elbette tesadüf olamaz.
İnsan hem kendi hayatımızdan hem de şahit olduğumuz olaylardan anlaşılacağı üzere haddini aşmaya meyilli yaratılmıştır. Bir bakış bir kelime ile sınırlarını aşabileceği gibi davranışlarıyla da bu çizgileri kolayca geçebilmektedir. Çünkü insan sahip oldukları dünyalıklar dolayısıyla kendi gerçekliğini unutabilir. Sahip olduğumuz dünyalıkların bize tesis ettiğini vehmettiğimiz güç, insanın kendini yeterli görmesine sebep olduğu gibi bunun neticesinde diğer insanlar üzerinde ve aşmaması gereken sınırlar noktasında kendi ahlak anlayışını belirleyici tayin eder. Bugünün dünyasında dolaşımda olan çerçevesi süslü kavramların birçoğu insanın kendini nasıl da yetkin gördüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Akıl ve bilim adı altında Ademin çocuklarını manipüle etmeyi kendine hak olarak yazdığını göstermesi açısından önemlidir.
Dünyada her gün insan onuruna yakışmayacak eylemler eğitimli insanlar eliyle yapılıyor. Savaşları eğitimli insanlar çıkarıyor, adaletsizliği dünya genelinde eğitimli insanlar tesis ediyor, fakirliği dünyanın bazı bölgeleri için eğitimli insanlar uygun görüyor. Hem iyiliğin hem de kötülüğün kendisinden sudur edebildiği, insanı eşrefi mahlukat yapabildiği gibi insan olmaktan utanç duyulmasına sebep olabilecek seviyelere de indirebilen bir olgudur eğitim.
Eğitimin içeriği ve yöneldiği hedefler tüm hayatımızın omurgasını oluşturur. Eğitim ile nitelikli insan olma arasındaki ilişki, insanın yaşamı boyunca sonradan kazanacağı bütün sıfatların kişi üzerinde nasıl duracağını tayin eder. İyi bir inanan ve iyi bir insan olmanın ölçüsünün belirlendiği yer de tam olarak burasıdır.