Mustafa Akçay

Eğitim Üzerine Notlar 5

Mustafa Akçay

Seçiliyoruz. Hayatımızın her safhasında; iş, okul vb. durumlar için tercihlerimiz söz konusu olduğunda sınavlar, mülakatlar, yetenek ya da bedensel sınamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Talebin çok arzın az olduğu durumlarda arzı sunan kişi ya da kurumlar insanlar arasında en uygun olanı seçmek için çalışıyor. Bu anlaşılabilir durumdur. Bazen seçilmek için müracaatta bulunan kişi de tercihlerinde değişikliğe giderek seçimi ya da istenilen durumu reddederek seçimi sonlandırabilir. Yani karşılıklı işleyen bir süreçtir bu.
Bazı durumlar, makamlar vardır ki insanın tercih hakkı yoktur. Talepte bulunamaz bulunsa da karşılık alamaz. Bu makamlardan en kıymetlisi peygamberlik makamıdır. Müracaatı, sınavı, zamanı, soruları yoktur seçilmek için. “Kullarından dilediğini seçer” buyrulmaktadır. Açık ve net.
Peygamberlerin seçilme süreci hakkında her ne kadar hiçbir bilgi verilmemişse de biz seçilenlerin hayat hikayelerinden eğitim üzerine dersler çıkarabiliriz. Bu mümkündür ve belki de seçilmeden önceki yaşamları bizim gündelik hayatımızdan eğitim anlayışımıza kadar insanlığa yol gösterebilir. İnanan-inanmayan “Adem’in Çocukları” için rehber olabilir. Bir önceki yazıda değindiğimiz gibi seçilen peygamberler dünya tarihine şekil veren, insanlığın gidiş yönünü tayin eden kişiler olmuşlardır. Onların insanlar üzerindeki etkisini ölçebilecek ne bir aracımız ne de bu etkinin nerelere vardığını hesap edecek donanımımız var. Çölde, dağ başında, şehirde ve kırsalda yaşayan milyarlarca insanın nerede ne zaman dini duyguları sebebiyle iyiye yöneldiğini ya da kötülükten vazgeçtiğini bilemeyiz, ölçemeyiz. Üç semavi din mensuplarının İbrahim peygambere olan saygı ve sevgisinin binde birini, dünyayı versek te kendimiz için tesis edemeyiz. 
Sayısız insanın binlerce yıldır bizatihi dua ettiği bu insanların yaşamlarından eğitim anlayışımıza yönelik dersler çıkacağı, çıkarmamız gerektiği de çok açıktır. 
Yaşam hikayelerini bildiklerimiz de var bilmediklerimiz de var. Bildiklerimizden yola çıkarak, yaşamlarını inceleyerek, örnekler vererek seçilen bu insanların ortak noktaları var mı yok mu araştırabiliriz. Bizler genelde kutlu kişilerin eğitimci yönüne vurgu yaparız. Nasıl eğitim verdiklerine odaklanırız. Çocuklar, gençler, erkekler ve kadınlar karşısında nasıl bir yöntem takip ettiklerine dikkat kesiliriz. Özellikle din eğitimi külliyatımız bunun sayısız örnekleriyle doludur. Burada yeri gelmişken ifade etmekte fayda var ki bu konulara sadece din eğitimi nazarından bakmak olağanüstü eksikliğimizdir. 
Bu kutlu kişilerin nasıl bir eğitim sürecinden geçtiklerine verilen cevaplara baktığımızda genel olarak peygamberlerin korunmuş oldukları, sebeplerin yanlışa düşmelerine izin vermediği ve böylelikle toplumlarının kötülüklerine ortak olmadıkları şeklinde cevap verme eğiliminin yaygın olduğunu görmekteyiz.. Bu eğilim ise davranışlarındaki seçimlerin kendi tercihlerinden ziyade “görünmeyen bir el” işi olduğu sonucuna götürüyor. Netice itibariyle bu düşünme biçimi bizim, peygamberlerin eğitim süreçlerini gözden kaçırmamıza sebep oluyor. 
Eğitim almışlar mıdır? Ne eğitimi almışlardır? Nerede eğitim almışlardır? Seçilenler aynı ya da farklı toplumsal sınıflara mı mensuptur? Toplumsal sınıflarının aldıkları eğitimde rolü nedir? Eğitimlerine kendi toplumlarında mı yoksa başka yerde mi devam etmişlerdir? Sorular çoğaltılabilir. Bu soruların cevaplarına bakmayı deneyeceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları