Mükremin Kızılca

Söyle Seyir Kayası!

Mükremin Kızılca

Sarkıtıp ayakları otururduk başına
Belki de gelmemiştik daha 11 yaşına.

Doğuda Kanlıburun, batı Ardıçlı Belen
Buraya bir oturur kesinkes her gelen.

İzlerken aşağıda yeşil pinar dalları
Görürsün hep süzülen ahenkli kartalları.

Üstünde Boğazağzı, altta Ballıkbucağı
Bin yıldır bu topraklar bize ana kucağı.

Bak yeşermiş salmada erkenden baldıranlar
Hani, her derde deva, yatanı kaldıranlar.

Seyreylersin çarşağı, katrancığı, gölcüğü
Bak yanaşmış ekine, takmış Hıdır elciği.

Gözetler oturanlar on sekiz köyü, sende
Tekrar varmak isterim, can var iken bu tende.

Süzülür Göksuyumuz baraja ta gapızdan 
Bir heyecan nükseder başlayarak nabızdan.

Seyreyle Boyalı’yı, Cenne’yi ve Asarı
İzle ta Başyayla’yı hatta Güzel Hisarı.

Yayılmış Göksu ile arana bir Gargara
Ta ötede Yunt dağı düşünür kara kara.

Ta uzaktan el sallar sana Hisar Kayası
“O şimdi asker” yazar üstündeki boyası.

O yapraklı çukurda kök salmış palamutlar
Adı olmaz yanında Mennanlar Alamutlar.

Dinle ne diyor sana Gödekorum altından
Sen bu kutsal toprağa gerdanlıksın altından.

Bak bir ses geliyor sana ta Suluceserden
Beni görmek isteyen geçer candan ve serden.

Dön batıya başınla, izle bir Gabardıcı
Çevir doğuya seyret Bileği ve Ardıcı.

Bir haber ver Akköprü, atamız Mehmet Bey’den
Üfle ey Mevlevi sen de ne varsa şu neyden.

Gel izle turkuazı feri gelsin gözünün
Sanki yere serilmiş bir kısmı gökyüzünün.

Hah Aydıncılarım, göründüler Akgedikten
Ayakları çatlamış çarıktan ve edikten.

Bak Yörükler geliyor, çıkmışlar Aybaham’dan 
Çık şu yükseklere de kurtul kederden, gamdan.

Tara bir Bingeşiği ve Ölünün goyağı
Eğşi gulak yakası, dolmuş eşşek ayağı.

Sana en sarp yokuştur mutlaka kurt yolağı
Hah yürüyor bir çoban ayağında dolağı.

Kara inler, akinler görünmezler kuytuda
Dibindeki salmalar gecede ve uykuda.

Yazarın Diğer Yazıları