12 Eylül 1980: 44 yıl önce Konya' da neler yaşandı?

Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olarak hatırlanan, 12 Eylül 1980 darbesinin bugün 44. Yılı. Bu özel haberde, 12 Eylül' ün Türkiye üzerindeki etkilerini tekrar gözden geçirirken, 2014 yılında Hakimiyet Gazetesi eski yazarlarından Cengiz Dönmez' in notları üzerinden o döneme ait Konya' daki yaşanmışlıklara da yer verdik. İşte detaylar...

12 Eylül 1980’ de gerçekleşen askeri darbe, Türkiye’ nin siyasi ve toplumsal tarihine derine izler bırakan en önemli olaylardan biri olarak hafızalardaki yerini koruyor. Aradan geçen 44 yıla rağmen, darbenin etkileri hala hissediliyor ve tartışmalar devam ediyor.

12 Eylül 1980: 44 yıl önce Konya' da neler yaşandı?

  • O dönemde Türkiye, derin bir siyasi kriz içerisindeydi. Sağ- sol çatışmaları, ekonomik istikrarsızlık ve hükümetlerin zayıf duruşu ülkeyi kaosa sürüklemişti.
  • Bu kaos ortamında, TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri) 12 Eyül 1980 sabahı yönetime el koydu. Ülke genelinde sıkıyönetim ilan edilirken, TBMM feshedildi, siyasi partiler kapatıldı ve birçok siyasi lider gözaltına alındı.
  • Darbenin gerekçesi olarak ülkenin içinde bulunduğu kargaşa ve hükümetlerin bu duruma çözüm bulamaması gösterildi.
  • Ancak darbe sonrası gelen baskıcı dönem, demokrasiye ağır bir darbe vurdu. Binlerce insan tutuklandı, işkence gördü, idamlar yaşandı ve özellikle basın üzerinde yoğun bir sansür dönemi başladı.Gazeteler kapatıldı, gazeteciler tutuklandı, dönemin gazetecileri kalemlerini özgürce kullanma imkanından mahrum bırakıldı. 

Bu süreç, Türkiye genelinde olduğu gibi Konya’ da da basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturdu ve medya üzerinde baskılar yoğunlaştı.

Cengiz Dönmez’ in 2014 yılında Hakimiyet Gazetesi’ nde kaleme aldığı “Bir Gazetecinin Not Defterinden: 12 Eylül Darbesi” başlıklı yazı dizisi, Konya’ daki bu karanlık dönemi aydınlatan önemli bir kaynak olarak bugün inceleniyor.

“KAPATIN GAZETEYİ BABAM ÖYLE İSTİYOR”

Darbe sürecini yaşayan bir gazeteci olarak, 2014 yılında Hakimiyet gazetesinde kaleme aldığı bir yazı dizisinde, darbenin ardından basın özgürlüğüne nasıl ket vurulduğunu anlatan Cengiz Dönmez, yazısında dönemin gazetelerinden Türkiye' de Yarın gazetesinin kapanış sürecini ele alırken gazetenin sahibi Mehmet Güneri babasının baskısı üzerine gazetenin kapatılmak zorunda kalındığını şu sözlerle aktarıyor:

“Kapatın gazeteyi babam öyle istiyor.”


Mehmet Güneri’ nin Türkiye' de Yarın Gazetesi’ nin kapanma kararındaki tutumu, dönemin basın üzerinde oluşturduğu baskıyı gözler önüne seriyor. 

Dönmez’ in anlatımına göre bu karar, ailelerin, medya mensuplarının ve iş dünyasının askeri darbe sonrası içinde bulunduğu zor durumu ve medyanın karşı karşıya kaldığı baskıları kanıtlar nitelikte. 
Sadece sesleri susturmakla kalmayan, aynı zamanda basının tüm yapısını da değiştiren bu süreç, Türkiye' de Yarın gibi gazetelerin, hayatta kalabilmek için zor kararlar almasına neden oldu.

“YA UYU YA KAPAN”

Mehmet Güneri’ nin yazısında yer alan, basın kuruluşlarına yönelik “ya uyu ya kapan” baskısı özgür basın zorluklarını gözler önüne seriyor.

12 Eylül 1980: 44 yıl önce Konya' da neler yaşandı?

DARBE SONRASINDA KONYA’ DA NELER YAŞANDI?

Darbe sonrası tüm Türkiye’ de olduğu gibi Konya’ da da siyasi ve toplumsal yaşam tamamen değişti. Yerel siyasiler ve aktivistler tutuklandı.

Dönemin önemli isimlerinden MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’ in darbeden hemen önce Konya’ da yaptığı konuşmalar ve ardından yaşananlar, şehrin bu süreçten ne kadar etkilendiğini kanıtlar nitelikte.

GAZETELER KAPATILDI, GAZETECİLER SUSTURULDU

12 Eylül 1980: 44 yıl önce Konya' da neler yaşandı?

Konya’ da yayın yapan gazeteler, askeri yönetimin kontrolüne girerek sansürlendi. Hakimiyet gazetesinde yer alan bilgilere göre, gazeteci Cengiz Dönmez’ in evi darbeden iki gün sonra askerler tarafından basıldı ve kitaplarına el konuldu. Dönmez, o dönemde yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor:

“Siyasi kitaplarım, dergilerim alındı ve üzerimde büyük bir baskı hissettim.”

Aradan geçen 44 yıla rağmen, etkilerinin hala toplumda hissedildiği darbe döneminin zorluklarının  ve bu mücadelenin unutulmaması ümidiyle...
 

Bakmadan Geçme