45 Bin lira şart! Prof. Alagöz'den ekonomiyi sarsacak asgari ücret çıkışı
42. Gün programında konuşan Zafer Partisi Kurucular Kurulu Üyesi, ekonomist Prof. Dr. Mehmet Alagöz, Türkiye ekonomisine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Mevcut tabloyu 'kriz' değil, doğrudan 'ekonomik buhran' olarak nitelendiren Alagöz, hem asgari ücret hem emeklilik hem de konut krizi konusunda dikkat çeken tespitler yaptı.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın önerdiği 45 bin TL’lik asgari ücret talebini savunan Alagöz, bu rakamın bile insanca yaşamak için “ancak alt sınır” olduğunu belirtti. Türk-İş’in açıkladığı 29 bin TL açlık sınırının yalnızca gıda harcamasını kapsadığını hatırlatan Alagöz, Türkiye’de barınma maliyetlerinin de kontrolden çıktığını söyledi.
Alagöz şu hesaplamayı paylaştı:
“Gıda 29 bin, kira 15–20 bin lira… 4 kişilik bir ailenin sadece gıda ve kira için ayırması gereken para 44–49 bin lirayı buluyor. Konya’da kiralar 20 bin liraya dayandı. 22 bin TL alan bir asgari ücretli, 20 bin TL’yi kiraya verip nasıl yaşayacak? Bu yüzden en az 45 bin diyoruz. Bu bile zorunlu ihtiyaçlara ancak yeter. 'Asgari ücret artışı enflasyonu körükler' söylemine de tepki gösteren Alagöz, gerçek maliyet baskısının devletin vergi politikaları olduğunu vurguladı. Enflasyonu artıran asgari ücret değil; mazottaki ÖTV, elektrikteki KDV, suya gelen zamlar, ek vergiler ve denetimsizliktir. Maliyet artışının ana kaynağı hükümetin politikalarıdır.”
“EKMEĞE BİLE KREDİ KARTI ÇEKİLİYOR”
Ekonomik çöküşün en görünür etkisinin toplumun borçlanma düzeyi olduğuna dikkat çeken Alagöz, kredi kartı kullanımındaki patlamaya vurgu yaptı. Alagöz, “Marketlerde kimse nakit para kullanmıyor. Bir ekmek alırken bile kredi kartı kullanılıyor. Kredi kartı ve tüketici kredisi borcu 100 milyar dolara dayandı. İnsanlar maaşıyla değil, borçla hayatta kalıyor.” ifadelerini kullandı.
“YABANCILAR GİDERSE KİRALAR YÜZDE 50 DÜŞER”
Konya’daki konut ve kira fiyatlarının ülke ortalamasının da üzerinde arttığını söyleyen Alagöz, asıl nedenin kontrolsüz yabancı nüfus artışı olduğunu savunarak; “13 milyon yabancıdan söz ediyoruz. Ev başına 6 kişi desek 2,1 milyon konut eder. Türkiye’nin yıllık konut ihtiyacı 550–600 bin civarında. Yabancılar evlerine dönse 3–4 yıllık konut kendiliğinden boşalır. Kiralar ve konut fiyatları en az yüzde 50–60 düşer.” ifadelerini kullandı.
Sosyal konut projelerine yapılan 6 milyon başvuruyu da “barınma krizinin resmi itirafı” olarak değerlendiren Alagöz, “500 bin konuta 6 milyon başvuru varsa ortada çok ciddi gelir ve barınma sorunu var demektir.” diye konuştu.
YABANCI YATIRIMCI NEDEN GELMİYOR?
Yabancı sermayenin Türkiye’ye temkinli yaklaşmasının temel sebebinin “hukuki güvensizlik” olduğunu belirten Alagöz, “Yatırımcı üç şeye bakar: Kâr, hukuk güvenliği ve siyasi istikrar. Türkiye’de kâr potansiyeli yüksek ama hukuka güven zayıf. Bu yüzden doğrudan üretime değil; devlet garantili projelere ve faiz getirisine yöneliyorlar.” şeklinde konuştu.
“PARA KAYBI TELAFİ EDİLİR, AHLAK KAYBI EDİLEMEZ”
Programın sonunda sanal bahis ve kumar soruşturmasına değinen Alagöz, spor ve gençlik üzerindeki kültürel çöküşe dikkat çekti. Alagöz, “Ekonomik krizleri 1–2 yılda düzeltirsiniz. Ama kültürel ve ahlaki çöküşün telafisi yıllar alır. Uyuşturucu, bahis, kumar, artan boşanmalar ve yükselen suç oranları… Bunlar parasızlıktan daha tehlikeli.” diye konuştu.
Zafer Partisi’nin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda demografik ve kültürel tehditlere karşı da mücadele yürüttüğünü belirten Alagöz, bu alanlarda diğer partilerden ayrıldıklarını ifade ederek "Biz hem ekonomik hem demografik hem de kültürel tehlikeleri aynı anda anlatıyoruz. Farkımız burada.” diyerek sözlerini noktaladı.
