Çin'in gizli altın operasyonu ortaya çıktı! Rakamlar dudak uçuklattı
Son aylarda altın piyasasında yaşanan hızlı yükseliş, analistlere göre yalnızca küresel belirsizlikten değil, merkez bankalarının agresif alım iştahından da kaynaklanıyor. Ancak bu alımlar arasında özellikle Çin'in açıktan ilan etmediği altın biriktirme stratejisi, piyasayı en çok hareketlendiren başlık olmuş durumda.
Finans çevrelerinde dolaşan iddialara göre Pekin yönetimi, resmi olarak paylaştığından çok daha büyük miktarlarda altın topluyor. Hatta bazı uzmanlara göre Çin’in gerçek rezerv artışı, açıklanan tonajların 10 katına kadar çıkıyor. Financial Times’ın analizine göre bu tablo, Çin’in ABD dolarına bağımlılığını azaltma hedefinin sessiz fakat güçlü bir parçası.
RESMİ RAKAMLAR ŞÜPHE YARATIYOR: AYLIK 2 TONLUK ALIMA KİMSE İNANMIYOR
Çin Merkez Bankası’nın yayımladığı veriler, bu yılki altın alımlarının oldukça düşük seviyelerde tutulduğunu gösteriyor. Açıklanan rakamlara göre bankanın Ağustos ayında 1,9 ton, Temmuz’da yine 1,9 ton, Haziran’da ise 2,2 ton altın aldığı bildirilmişti.
Fakat piyasadaki genel görüş çok farklı. Société Générale analistleri, ticaret ve rafineri verilerini baz alarak Çin’in 2025 içinde 250 tona kadar altın almış olabileceğini ifade ediyor. Bu durum, resmi rakamların gerçeği yansıtmadığına dair inancı güçlendiriyor.
Uzmanlara göre bu tutarsızlığın temel nedeni, altının “takip edilmesi en zor rezerv varlığı” olması. Petrol tankerleri uyduyla izlenebiliyorken, altının nerede depolandığını ya da kimin satın aldığını kolayca belirlemek mümkün değil.
Carlyle yöneticisi Jeff Currie de aynı noktaya dikkat çekerek,
“Çin altını, dolar bağımlılığını azaltma stratejisinin önemli bir ayağı olarak görüyor. Bu akışı izlemek neredeyse imkânsız. Metalin nereye gittiğini anlamanın bir yolu yok” diyor.
ALTIN TALEBİ NASIL İZLENİYOR? GİZLİ SİNYALLER DEVREDE
Analistler, Çin’in gerçek altın talebini görebilmek için yeni basılmış külçelerin seri numaraları, İsviçre ve Güney Afrika’daki rafinerilerden çıkan 400 ons’luk baraların sevkiyat kayıtları gibi alternatif yöntemlere yöneliyor. Bu külçelerin büyük bölümü Londra üzerinden Çin’e gönderildiği için hareketler dolaylı ipuçları verebiliyor.
Japonya Kıymetli Madenler Piyasası Birliği direktörü Bruce Ikemizu, Çin’in resmi rezervinin aslında açıklanandan çok daha yüksek olduğunu savunuyor. Ikemizu’ya göre Çin’in gerçek rezervleri 5.000 tona yakın olabilir bu da kamuya açıklanan rakamın neredeyse iki katı.
MERKEZ BANKALARINDA ŞEFFAFLIK AZALIYOR: ALTIN ARTIK BİR “JEOPOLİTİK SİLAH”
Son yıllarda yalnızca Çin değil, birçok ülke altın alımlarını sınırlı şekilde raporlamayı tercih ediyor. Dünya Altın Konseyi verilerine göre son on yılda ABD dışındaki merkez bankalarının rezervlerinde altının payı yüzde 10’dan yüzde 26’ya yükselmiş durumda. Bu yükseliş, altını dolardan sonra dünyanın en büyük ikinci rezerv aracı yaptı. Ancak IMF’ye raporlanan alımların oranı hızla düşüyor. WGC’nin hesaplamalarına göre son çeyrekte açıklanan resmi alımların sadece üçte biri kamuya açıklandı. Bu oran dört yıl önce yüzde 90 seviyesindeydi.
Siyasi nedenler de bu şeffaflık eksikliğini destekliyor. Bazı ülkeler, altın alımlarını duyurmanın ABD ile ilişkileri riske atabileceğini düşünerek sessiz ilerlemeyi tercih ediyor. İsviçreli rafineri MKS Pamp’ın analisti Nicky Shiels, “Ülkeler, ABD’nin olası misillemelerinden çekindiği için altın alımlarını minimum düzeyde bildiriyor. Altın doğrudan ABD riskine karşı bir korunma enstrümanı haline geldi” diyor.
Benzer şekilde, büyük satıcılar da piyasayı etkilememek adına satış planlarını önceden açıklamaktan kaçınıyor. İngiltere’nin 1999’da yaptığı ve altını tarihin en düşük seviyelerinden satmasına yol açan meşhur “Gordon Brown satışı” buna en bilinen örnek.
ALTIN PİYASASI NEDEN BU KADAR ‘ZOR’?
Société Générale analisti Michael Haigh, altın piyasasını benzersiz kılan faktörün merkez bankalarının belirleyici rolü olduğunu vurguluyor. Haigh,
“Petrolde OPEC gibi arzı yöneten bir yapı var. Altında ise kimin ne kadar aldığı net değil. Merkez bankalarının gizli hareketleri fiyat tahminini çok zorlaştırıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
Bugün ons altının 4.300 dolar seviyesini aşan rallisinin ardında da tam olarak bu belirsiz, görünmeyen ve giderek büyüyen satın alma dalgası olduğu belirtiliyor.