Ekonomi dünyasını karıştıran tahmin: Altın 6 bin dolara dayanabilir...
Saxo Bank'ın 'Olağanüstü Tahminler 2026' raporu altının 6 bin doları aşabileceği, yapay zekânın CEO koltuğuna oturabileceği ve küresel düzeni kökten değiştirecek senaryoların kapıda olduğuna işaret ediyor.
Danimarkalı yatırım devi Saxo Bank, her yıl olduğu gibi bu yıl da finans dünyasında büyük yankı uyandıran “Olağanüstü Tahminler 2026” raporunu yayımladı. Raporda, politikadan ekonomiye, uzay endüstrisinden yapay zekâya kadar birçok alanda gerçekleşmesi durumunda küresel düzeni kökten değiştirecek çarpıcı öngörüler yer aldı. Listenin en dikkat çekici başlığı ise altın için verilen 6 bin dolar tahmini oldu.
Rapora göre Çin’in gizli tuttuğu dev altın rezervlerini resmen açıklayıp yuanı kısmen altına endekslemesi, küresel para sistemini temelden sarsabilecek bir dönüm noktası yaratabilir. Bu adım, “altın yuan” modelini Batı merkezli finans yapısına alternatif arayan ülkeler için cazip bir ticaret aracına dönüştürür.
Doların rezerv para üstünlüğünün zayıflayacağı bu senaryoda, altının ons fiyatının 6 bin doların üzerine çıkması mümkün görülüyor. Aynı süreçte yabancı yatırımcıların ABD tahvillerinden çıkmasıyla, Amerikan hazine faizlerinin belirgin şekilde yükselmesi bekleniyor.
UZAY EKONOMİSİNİN PATLAMASI: SPACEX HALKA ARZ OLUYOR
Saxo Bank’a göre 2026’nın en sansasyonel gelişmelerinden biri SpaceX’in halka arzı olabilir.
Halka arz sonrası şirket değerinin 1 trilyon doların üzerine çıkacağı, Elon Musk’ın ise Mars'ı “vergisiz, yarı bağımsız bir bölge” olarak ilan etmeyi gündeme getirebileceği öngörülüyor.
Bu süreç Ay ve Mars'ta arazi hakları, maden sahaları ve sıfır yerçekiminde üretim gibi sektörlerde benzeri görülmemiş bir rekabeti tetikleyebilir.
ABD'DE ŞAŞIRTAN SAKİN SEÇİM SENARYOSU
Raporda yer alan tahminlerden biri de ABD siyasetine yönelik:
Bağımsız seçmen baskısıyla seçim bölgelerinin tarafsız bir komisyona devredilmesi sonucunda, 2026 ara seçimlerinin beklenenden daha sakin ve kutuplaşmadan uzak geçebileceği öngörülüyor. Yapay zekâ kaynaklı manipülatif içeriklerden bıkan seçmenlerin güvenilir bilgi kaynaklarına yönelmesi, demokratik kurumlara duyulan güveni artırabilir.
ŞİRKETLERDE “YAPAY ZEKA CEO” DÖNEMİ
Raporda, ilk kez bir şirketin yönetim kurulu kararıyla yapay zekayı CEO koltuğuna oturtacağı tahmini yer alıyor.
“AI CEO”nun insan denetiminde çalışacağı ve stratejik kararları rakiplerinden çok daha hızlı alarak şirketi öne taşıyabileceği belirtiliyor. Bu başarının diğer büyük şirketlere de örnek teşkil etmesi ve algoritmik liderlik döneminin başlaması bekleniyor.
TRİLYON DOLARLIK YAPAY ZEKA KRİZİ
Yeterince test edilmeden sunulan yapay zekâ modellerinin 2026’da ciddi hatalara yol açarak piyasalarda büyük çöküşler yaratacağı öngörülüyor.
Bu kriz, dijital hasarın onarılması için trilyonlarca dolar harcanmasına neden olabilir.
Yatırımcıların teknoloji hisselerinden uzaklaşıp siber güvenlik ve yapay zekâ denetimi şirketlerine yönelmesi bekleniyor.
OBEZİTE İLAÇLARINDA "EVCİL HAYVAN" TÜREVİ
Obezite ilaçlarının ucuzlaması ve hap formuna geçmesiyle küresel kullanımın patlaması, ilaç şirketlerini bu kez evcil hayvan pazarına yönlendirebilir.
Veterinerler tarafından desteklenen bu uygulamanın sosyal medyada büyük etik tartışmalar yaratması bekleniyor.
Küresel kalori tüketiminin düşmesi, hem gıda sektöründe hem de evcil hayvan maması pazarında daralmaya yol açabilir.
KUANTUM BİLGİSAYARLAR İNTERNETİ “KIRIYOR”
Saxo Bank’a göre kuantum bilgisayarların beklenenden erken güç kazanması, mevcut şifreleme sistemlerini işe yaramaz hâle getirebilir.
Kripto paralarda sert çöküşler yaşanması, yatırımcıları hızla altın ve fiziksel varlıklara yönlendirebilir. Hükümetler ve şirketler, dijital altyapıyı tamamen yenilemek zorunda kalabilir.
TAYLOR SWIFT–KELCE ETKİSİ: KÜRESEL EKONOMİYE DOKUNAN EVLİLİK
Rapordaki en ilginç başlıklardan biri ise pop ikonu Taylor Swift ve NFL yıldızı Travis Kelce üzerine…
Çiftin evlenip aile kurması ve sosyal medya kullanımını azaltması, dünya genelinde milyonlarca hayranı daha “gerçek hayata yönelten” kültürel bir etki yaratabilir.
Bu eğilim, evlilik ve doğum oranlarını artırarak demografik gerilemeyi tersine çeviren bir “Swiftie ekonomisi” doğurabilir. Küresel büyüme tahminlerinin yukarı yönlü revize edilmesi bu senaryonun muhtemel sonuçlarından biri.