Ertuğrul: 'Yaklaşık 1,5 milyon çocuk eğitimin dışında kaldı'
Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul 2024-2025 Eğitim ve Öğretim döneminin sona ermesini değerlendirerek, eğitim döneminin çözülmemiş sorunlarla ve derinleşmiş eşitsizliklerle sona erdiğini vurguladı.
Bahattin Ertuğrul eğitimin döneminin sone ermesine ilişkin yaptığı değerlendirmesinde 2024-2025 eğitim öğretim döneminin tekinsiz eğitim ve tekinsiz gelecek kavramıyla sona erdiğini vurgulayarak, “Tekinsiz kelimesi Türkçede; güvensiz ve huzursuzluk veren anlamlarına gelir. Ne yazık ki, bu yıl boyunca eğitim sistemimizin tam da bu kavramla tanımlanabilecek bir hale geldiğine tanıklık ettik. Çünkü Tekinsiz Okullar gördük. Depreme dayanıksız ve temizlenmeyen binaları, ısınmayan sınıfları, güvensiz bahçeleriyle öğrencilerin değil, sorunların korunduğu binalar gördük. Tekinsiz bir eğitim düzeni izledik. Bilimden uzaklaşan, pedagojiyi dışlayan, eşitsizlikleri derinleştiren, çocukları sermayenin kucağına iten, sınavlarla boğan; ama onların duygularını, hayallerini yok sayan bir sistem. Ve artık hep birlikte tekinsiz bir geleceğe bakıyoruz. Eğitimden umudunu kesmiş çocuklar, mesleğini yapamayan öğretmenler, adaletsizliğe teslim olmuş aileler. Bütün bunlar bir bakanlığın, bir dönemin, bir ideolojinin tanıklıklarıdır. Ve bu yüzden her karede bir imza var. Okullar Temizlenemedi, Güvenlik Sağlanamadı. Velilerin kendi çocuklarının tuvaletlerini temizlediği bir eğitim yılı geçirdik. Okullarda sabun bile yoktu. Kadrolu hizmetli atamadınız, temizlik personeli yerine İŞKUR üzerinden geçici çözümler dayattınız. TYP üzerinden eski hükümlüleri okullara soktunuz çocukların istismar edilmesine neden oldunuz” şeklinde konuştu.
1,5 MİLYON ÇOCUK EĞİTİM DIŞINDA KALDI
Ülke genelinde 1,5 milyon çocuğun eğitimin dışında kaldığına dikkat çeken Bahattin Ertuğrul, “Sokakta, tarlada, atölyede, fabrikada çalışmak zorunda kalan; istismarın, şiddetin, erken yaşta evliliğin kurbanı olan milyonlarca çocuk gerçeğiyle karşı karşıyayız. Çocuklar sermayenin kucağına itildi. Kimisi ekonomik yoksunluk yüzünden, kimisi taşımalı eğitimin engelleriyle okuldan koptu. 12 yıllık zorunlu eğitim uygulamasının üzerinden yıllar geçmesine rağmen, hala yüzde 100 okullaşma sağlanamadı. Eğitim dışındaki çocuk sayısı %38,4 oranında artarak 612 bin 814’e ulaşmıştı. Açık öğretime kayıtlı 327.710 öğrenci ve Mesleki Eğitim Merkezleri’ne (MESEM) kayıtlı yaklaşık 500 binin üzerindeki öğrenciyle birlikte, bugün 1,5 milyondan fazla çocuk örgün eğitim sisteminin dışına itildi.
TÜİK’ e göre kayıtlı çocuk işçi sayısı 869 bine ulaştı. 16-17 yaşındaki 9354 kız çocuğu evlendirildi. Bunun yanında derslik açığı, ikili eğitim ve taşımalı eğitim felaketi devem etti. İkili eğitim yapan okullarda ders saatleri 40 dakikadan 30 dakikaya düşürdünüz, 1 yılda 45 gün eksik ders saatiyle, öğrencilerin öğrenme kayıpları ve eğitimdeki eşitsizlikleri daha da derinleştirdiniz. Bir Öğün Ücretsiz Yemek Sözü Tutulmadı. OECD diyor ki: Türkiye’de her 4 çocuktan biri okula aç gidiyor. Kamusal eğitimin içi boşaltıldıkça aileler özel okullara mecbur bırakıldı. Parası olan çocuğunu 9 kişilik sınıfa, parası olmayan 45 kişilik sınıfa gönderdi. Bu düzen, eğitimde sınıf farklarını kalıcı hale getirdi. 2012’de 4.664 olan özel okul sayısı bugün 14.352’dir. Parası olan okur anlayışını geliştirdiniz. MESEM’ler Çocuk Emeği Sömürüsüne Dönüştü. MESEM’lerde yaşamını yitiren çocuklar sizin sorumluluğunuzda! 14 çocuk iş cinayetinde hayatını kaybetti! Bu tablo vicdan sahibi herkesin içini acıtır. Bir yandan çocuklara bir öğün yemeği dahi çok görürken, diğer yandan kamu kaynaklarını çocukların değil, patronların çıkarları doğrultusunda kullandınız.” dedi.
“EĞİTİME EN ÇOK BÜTÇEYİ AYIRDIK”
Bahattin Ertuğrul “öğrenci başına en az harcama yapan bir ülkeyiz” diye belirterek, “OECD ülkeleri arasında öğrenci başına en az harcama yapan ülkeyiz. Maarif Vakfı’na ayrılan bütçe 600 kat artarken, MEB bütçesi yarım kat bile artmadı. Okullar dökülüyor, öğretmen açığı ücretli öğretmenlerle yamalanıyor. MEB’in görevi, bütçeyi sermayeye aktarmak değil; okulu temiz, öğretmeni kadrolu, dersi bilimsel yapmaktır. Eğitime en çok bütçeyi ayırdık" diyorsunuz. Peki, bu bütçeyle hangi sorunu çözdünüz?
İkili eğitim neden hala devam ediyor? Neden hala çocuklar okullarda aç, neden hâlâ temizlik için sabun yok, kalorifer yanmıyor? Öğretmen maaşları açlık sınırına dayanmışken, Bakanlık fonluyoruz diyerek gerçekleri çarpıttınız. Öğretmen maaşı 20 yılda 20 gram altından 7’ye düştü. En düşük öğretmen maaşı ile 2014 yılında alınabilen ekmek sayısı 5370 iken 2025 yılında bu sayı 3631’e geriledi. Öğretmenler diplomalarının ve mesleki onurlarının her gün ayaklar altına alındığı bir döneme daha katlandı. Bunun yanında Atamalar Yetersiz, Mülakatlar Keyfileştirildi. 91 bin norm açığı varken yalnızca 20 bin öğretmen atandı. İktidara geldiğinizde 60 binlerde olan atama bekleyen öğretmen sayısı 1 milyona yaklaştı. KPSS’yi kazanan öğretmenleri, torpilli mülakatlarla elendi. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile Kurumlar Dışlandı, Mülakat Katmerleşti. Milli Eğitim Akademisi adı altında yeni bir eleme düzeni kuruldu. Eğitim fakülteleri değersizleştirildi. Mülakat artık daha da katmerli, daha da ideolojik hale getirildi. Yusuf Tekin’in döneminde, Proje okullarındaki keyfi atamalar ile yüzlerce öğretmen, yıllardır görev yaptığı, okulun kültürüne katkı sunduğu, öğrencileriyle aile gibi olduğu okullardan gerekçesiz ve ani bir şekilde sürüldü. Proje okulu uygulaması, öğretmenlerin siyasi referansla seçildiği, liyakatin dışlandığı yapılar haline getirildi. Norm fazlası bahanesiyle yapılan resen atamalar, öğretmenlerin mesleki ve insani haklarını yok sayan açık bir sürgün politikasıdır. Tekin döneminde MEB, öğretmeni koruyan değil, cezalandıran bir kuruma dönüşmüştür. Ama biz buradayız. Bu enkazı görüyoruz. Hesabını tutuyoruz. Ve bu tekinsizliğe teslim olmayacağız. Sizin yarattığınız karanlığa karşı; Eğitim-İş’in aydınlık mücadelesi büyüyerek sürecek. Laik, bilimsel, kamusal eğitim için mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü bu ülkenin çocukları korkuyla değil umutla büyümeyi hak ediyor, Bilimle büyümeyi hak ediyor. Açlıkla yoksullukla değil, ülkesinin sunduğu refahla, nitelikli eğitimle büyümeyi hak ediyor” ifadelerini kullandı.