İsrail'in İran'a Saldırısı Yeni Bir Savaşın Habercisi mi?
Ortadoğu, yeni bir krizin eşiğinde. Gazze'deki saldırılarını sürdürmekte olan İsrail, bu kez rotasını İran'a çevirdi. 13 Haziran'da İsrail savaş uçaklarının İran'ın nükleer tesislerine ve balistik füze üslerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılara, İran da balistik füzelerle karşılık verdi. Karşılıklı hava saldırıları gece boyunca sürerken, gerilim dünya kamuoyunu alarma geçirdi. Peki, bu çatışmanın perde arkasında ne var?
Ortadoğu, yeni bir krizin eşiğinde. Gazze’deki saldırılarını sürdürmekte olan İsrail, bu kez rotasını İran’a çevirdi. 13 Haziran’da İsrail savaş uçaklarının İran’ın nükleer tesislerine ve balistik füze üslerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılara, İran da balistik füzelerle karşılık verdi. Karşılıklı hava saldırıları gece boyunca sürerken, gerilim dünya kamuoyunu alarma geçirdi. Peki, bu çatışmanın perde arkasında ne var?
Yeni Akit gazetesi yazarı Abdullah Şanlıdağ, bugünkü köşe yazısında bu sıcak gelişmeleri analiz etti. Şanlıdağ’a göre saldırı, sadece iki ülke arasında gelişen bir hadise değil. ABD’nin Ortadoğu’daki etkisini hatırlatan yazar, “Ortadoğu’da ABD’nin müdahil olmadığı hiçbir mesele yoktur” diyerek, yaşananların arkasında Amerikan desteği olduğunu öne sürdü.
“İsrail İran’ı değil, Türkiye’yi hedefliyor”
Şanlıdağ, İsrail’in saldırılarının sadece İran’ın nükleer kapasitesiyle ilgili olmadığını savunarak, asıl hedefin Türkiye olabileceğini ifade etti. Yazısında “Aba altından sopa gösteren İsrail’in asıl hedefi Türkiye’dir” diyen Şanlıdağ, Türkiye’nin bu oyunu bozacak yegâne güç olduğunu belirtti.
İsrail’in uzun süredir yürüttüğü Arz-ı Mev’ud (Vaat Edilmiş Topraklar) projesine dikkat çeken yazar, ABD’nin de bu planın arkasında olduğunu vurguladı. İsrail’in hem Gazze’de hem Lübnan’da yürüttüğü askeri operasyonların perde arkasında İran’ı etkisizleştirme ve nihayetinde bölgeyi dizayn etme amacı olduğunu ifade etti.
Türkiye Nerede Duruyor?
Türkiye’nin bu çatışmalarda “tarafsız kalamayacağına” dikkat çeken Şanlıdağ, İran’la tarihsel ve mezhepsel farklılıklar olsa da, İsrail karşısında aynı safta olunması gerektiğini savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’e yönelik sert eleştirilerine yer veren yazar, “Türkiye, İsrail’in saldırgan politikalarına karşı dik durmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Yazıda ayrıca, İsrail’in “Yükselen Aslan” adlı bir operasyon planı çerçevesinde İran’ın nükleer programında görev alan kilit isimleri hedef aldığı bilgisine yer verildi. Şanlıdağ, İran’ın 1979 İslam Devrimi sonrası Ortadoğu’da beklenen liderliği üstlenemediğini söylese de, bu noktada yine de Türkiye’nin İran’ı yalnız bırakmaması gerektiğini savundu.
Sonuç: Bölgesel Hesaplaşma Kaçınılmaz mı?
Ortadoğu’da tansiyon giderek yükseliyor. Abdullah Şanlıdağ’ın yazısı, sadece iki ülke arasındaki bir çatışmadan öte, daha büyük bir hesaplaşmanın kapıda olduğunu işaret ediyor. Yazıya göre, bu hesaplaşmanın eninde sonunda Türkiye’yi de içine alacağı öngörülüyor.
Yazarın ifadesiyle: “Ömrü yetenler görecektir. Kısa vadede olmasa bile uzun vadede Türkiye-İsrail hesaplaşması kaçınılmazdır.” Bu satırlar, bölge siyasetinin geleceğine dair derin bir kaygıyı da gözler önüne seriyor.
Bakmadan Geçme





