• Haberler
  • Konya
  • İzmir Grevi ve Belediye Yönetimine Eleştiri: 'Yatırım Belediyeciliği Zor İş'

İzmir Grevi ve Belediye Yönetimine Eleştiri: 'Yatırım Belediyeciliği Zor İş'

Geçtiğimiz günlerde İzmir'de DİSK tarafından başlatılan grev, Türkiye gündeminde geniş yer buldu. Grevin temel gerekçesi, belediye işçilerine 'eşit işe eşit ücret' ilkesinin uygulanmamasıydı. Grev süresince İzmir'de belediye hizmetlerinde ciddi aksamalar yaşanırken, sonunda İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK arasında uzlaşma sağlandı.

Geçtiğimiz günlerde İzmir’de DİSK tarafından başlatılan grev, Türkiye gündeminde geniş yer buldu. Grevin temel gerekçesi, belediye işçilerine "eşit işe eşit ücret" ilkesinin uygulanmamasıydı. Grev süresince İzmir’de belediye hizmetlerinde ciddi aksamalar yaşanırken, sonunda İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK arasında uzlaşma sağlandı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, tartışmalı toplu iş sözleşmesinin önceki yönetimin mirası olduğunu belirterek, mevcut bütçe kısıtları nedeniyle sendikanın taleplerini karşılayamayacaklarını ifade etti. Ancak uzun süredir CHP'li başkanların yönettiği İzmir'de bu gerekçenin inandırıcılığı sorgulandı.

Yeni Akit yazarı ve Meram Eski Belediye Başkanı Refik Tuzcuoğlu, kaleme aldığı yazısında İzmir’deki belediyecilik anlayışına yönelik kapsamlı eleştirilerde bulundu. Yazıda, CHP'nin uzun yıllardır İzmir’de yerel iktidarda olmasının şehir için bir avantaj olması gerekirken, bu fırsatın yeterince değerlendirilemediği vurgulandı.

Tuzcuoğlu, İzmir’in ulaşım, çevre, altyapı, arıtma sistemleri ve kentsel dönüşüm gibi temel alanlarda kayda değer bir proje üretmediğini savunarak şu soruları sordu:

“İzmir Büyükşehir Belediyesi, hayata geçirdiği mega bir projeyle gündeme ne zaman geldi? Ulaşıma dair köklü çözüm ne zaman sunuldu? Çevreye duyarlı, ileri biyolojik arıtma sistemleriyle desteklenmiş bir plan uygulandı mı?”

Yazısında “yatırım belediyeciliği” kavramının altını çizen Tuzcuoğlu, belediyeciliğin sosyal medya algısı ve etkinliklerle sınırlı tutulamayacağını ifade etti. “Ver coşkuyu konserle, yap bir iki siyasi gönderme, sosyal medyada köpürt... Ama ya şehir? Şehir yorgun, şehir yıpranmış,” ifadeleriyle, belediyeciliğin popülizm tuzağına düştüğünü belirtti.

CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki kampanya stratejisine de değinen yazar, Ekrem İmamoğlu’nun tanınırlık oranının kısa sürede nasıl arttığını örnek göstererek bu enerjinin şehrin gerçek sorunlarına yönlendirilmesi gerektiğini savundu.

Tuzcuoğlu, İzmir’in fiziki yapısına dikkat çekerken, kentsel dönüşüm konusunda atılması gereken adımlara vurgu yaptı:
“İzmir, adeta kentsel bir çöküntü alanı. Dirençli şehir vizyonuna kavuşması için kapsamlı projelere, somut adımlara ve şehir politikası haline getirilmiş stratejilere ihtiyaç var.”

Yazısının sonunda yerel yönetimlere düşen sorumluluğa değinen Tuzcuoğlu, "İzmir toparlanırsa Türkiye’de toparlanamayacak şehir yoktur" diyerek, İzmir’in mevcut durumunu ulusal ölçekte bir şehircilik meselesi olarak tanımladı.

İzmir özelinde başlayan grevle gündeme gelen belediyecilik tartışmaları, Türkiye’de yerel yönetimlerin vizyon ve hizmet kalitesine dair daha büyük bir tartışmanın da fitilini ateşlemiş görünüyor.

Hakimiyet Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
Özel Haber

Bakmadan Geçme