Keşmir'de sular kaynıyor: Nükleer krizin eşiğinde bir su savaşı mı başlıyor?
Keşmir'de patlak veren yeni çatışmalar, Hindistan ve Pakistan arasında yıllardır süregelen gerginliği yeniden alevlendirdi. Bölgedeki gelişmeler sadece iki ülkeyi değil, küresel dengeleri de tehdit ediyor.
Geçtiğimiz hafta Hindistan'ın Cemmu Keşmir bölgesinin Pahalgam şehrinde gerçekleştirilen terör saldırısında 26 kişi hayatını kaybetti. Hindistan yönetimi, saldırıyı düzenleyen kişilerden ikisinin Pakistan vatandaşı olduğunu açıklayarak, doğrudan İslamabad'ı suçladı. Olay, sadece iki nükleer güç arasında yeni bir kriz doğurmakla kalmadı; su savaşlarının da habercisi oldu.
Hindistan hükümeti, 1960 yılında Pakistan ile imzalanan Indus Suları Antlaşması'nı askıya aldığını ilan etti. Antlaşma, altı büyük nehrin paylaşımını düzenliyordu: Üçü Pakistan, üçü Hindistan kontrolündeydi. Yeni Delhi'nin bu kararı, bölgede su kaynaklarına yönelik mücadeleyi yeni bir boyuta taşıdı. Pakistan yönetimi ise Hindistan’ın su akışını kesme girişimlerini “savaş nedeni” sayacağını açıkladı.
Bu gelişme, uzmanların yıllardır dile getirdiği “su savaşları” kavramını tekrar gündeme taşıdı. Özellikle küresel ısınmanın etkisiyle su kaynaklarının kritik seviyelere indiği bu dönemde, Keşmir’deki su gerilimi küresel güvenliği tehdit eder nitelikte.
NÜKLEER TEHLİKE VE ASKERİ YIĞINAKLAR
Keşmir, 1947’den bu yana Hindistan ve Pakistan arasında tartışmalı bir bölge. Her iki ülke de bölgenin bazı kısımlarını kontrol ediyor ve her iki taraf da nükleer silahlara sahip. Uzmanlar, bu nedenle Keşmir’de yaşanacak olası bir sıcak çatışmanın hızla nükleer bir savaş riskine evrilebileceği uyarısında bulunuyor.
Bölgede son günlerde yoğun çatışmalar yaşanırken, Hindistan ve Pakistan orduları sınır boyunca askeri yığınaklarını artırdı. Zorlu coğrafi şartlara rağmen taraflar arasında zaman zaman ağır silahlı çatışmalar yaşanıyor.
ÇİN VE ABD FAKTÖRÜ: BÖLGESEL KRİZ, KÜRESEL HESAPLAŞMA MI?
Çin, Pakistan’la dayanışma içinde olduğunu ve bu konuda İslamabad'a destek vereceğini açıkladı. Çin’in, Hindistan’a karşı Pakistan’ı desteklemesi bölgesel dengeleri daha da hassaslaştırıyor. Çin ve Pakistan arasındaki stratejik iş birliği, Hindistan'ın bölgedeki yalnızlığını artırıyor.
Öte yandan ABD, uzun süredir Hindistan ile ilişkilerini geliştiriyor. Hindistan’da F-16 üretimi gibi önemli projelere destek veren Washington yönetimi, Keşmir’de yaşanan terör saldırısında doğrudan bir parmağı olmadığı yönünde açıklamalar yapmasa da, bazı uzmanlar Amerika'nın dolaylı biçimde bölgede istikrarsızlık yaratabilecek adımları destekleyebileceği ihtimalini gündeme getiriyor. ABD’nin Hindistan'ı Çin'e karşı bir denge unsuru olarak kullanmak istediği biliniyor.
KEŞMİR: BİR KRİZ MERKEZİ OLARAK
Keşmir, sadece Hindistan ve Pakistan’ın sorunu değil; aynı zamanda küresel güç mücadelesinin de tam ortasında yer alıyor. Tıpkı Orta Doğu'daki Gazze krizi veya Ukrayna’daki savaş gibi, Keşmir de bir "kanayan yara" olarak zaman zaman alevleniyor. Analistlere göre, Keşmir'de artan her kriz, aslında doğu ile batı arasındaki küresel güç rekabetinin bir yansıması.
UZMANLARIN YORUMU: SU SAVAŞLARI ÇAĞI BAŞLIYOR MU?
Uzmanlar, gelecekteki savaşların büyük bölümünün su kaynakları yüzünden çıkacağını öngörüyor. Keşmir, bu olasılığın ilk örneklerinden biri olabilir. Muson ikliminin etkisiyle bugüne kadar su fazlası olan bölge, iklim değişikliği nedeniyle giderek su stresi yaşamaya başladı. Bu da Keşmir gibi stratejik bölgelerdeki su kaynaklarını her zamankinden daha değerli ve tartışmalı hale getiriyor.