Keşmir Kaynıyor! Su savaşları mı başlıyor?

Himalayaların kalbinde yer alan ve onyıllardır süregelen bir anlaşmazlığın merkezi olan Keşmir, yeniden artan gerilimle çalkalanıyor. Üç nükleer gücün kesişim noktasında stratejik bir öneme sahip bu tartışmalı bölge, 80 yıllık geçmişinde üç büyük savaşa tanıklık etti. Günümüzde ise yüz binlerce askerin ve silahlı grubun varlığıyla adeta bir barut fıçısı görünümünde.

Hindistan ve Pakistan arasındaki son tırmanışın fitili, 22 Nisan 2025 tarihinde Hindistan kontrolündeki Bayzaran Vadisi'nde düzenlenen ve 26 turistin hayatını kaybettiği kanlı bir saldırıyla ateşlendi. Hindistan, bu saldırıdan Pakistan merkezli militanları sorumlu tutarken, Pakistan bu iddiaları kesin bir dille reddetti. Karşılıklı suçlamaların ardından iki ülke, birbirlerine yönelik ekonomik yaptırımlar uygulamaya başladı.

Ancak gerilimin boyutunu daha da artıran bir gelişme yaşandı. Bölgedeki su kaynaklarının hayati öneme sahip olduğu düşünüldüğünde, 1960 yılında imzalanan ve Indus Nehri'nin sularının paylaşımını düzenleyen kritik Indus Nehri Su Anlaşması'nın askıya alınması ihtimali belirdi. Bu durum, özellikle tarımının %80'i bu nehirlere bağımlı olan Pakistan için ciddi sonuçlar doğurabilecek potansiyele sahip.

KEŞMİR NEDEN PAYLAŞILAMIYOR?

Keşmir'in paylaşılamamasının temelinde yatan birçok neden bulunuyor. Bölgedeki buzullar ve nehirler, Güney Asya'nın en önemli su kaynaklarından biri olan Indus Nehri'nin kaynağını oluşturuyor. Nehrin kontrolü, hem Hindistan hem de Pakistan için hayati bir stratejik öneme sahip. Su savaşları riski, bölgedeki siyasi ve askeri gerginliklerin her zaman önemli bir tetikleyicisi oldu.

Bunun yanı sıra, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru'nun (CPEC) bölgeden geçmesi de ayrı bir gerilim kaynağı. Çin'in İpek Yolu projesine stratejik bir bağlantı sağlayan bu koridor, Hindistan'ın hak iddia ettiği Gilgit-Baltistan bölgesinden geçiyor. Çin'in Pakistan'a verdiği destek ve bölgedeki stratejik denge arayışı, Hindistan'ın rahatsızlığını artırıyor.

Himalayaların yüksek dağ geçitleri ise askeri üsler ve gözlem noktaları için ideal konumlar sunuyor. Siachen Buzulu gibi dünyanın en yüksek askeri konuşlanma noktalarından biri de bu bölgede yer alıyor ve geçmişte Hindistan ile Pakistan arasında çatışmalara sahne olmuş durumda.

TARİHİ KÖKLER VE ÇÖZÜMSÜZLÜK 

Keşmir sorununun kökleri, 1947'de İngiliz sömürge yönetiminin sona ermesi ve Hindistan'ın bağımsızlığını kazanmasıyla atıldı. Bölgedeki prensliklere istedikleri ülkeye katılma hakkı tanınmasıyla birlikte, Müslüman çoğunluğa sahip olmasına rağmen Hindu bir yöneticiye sahip olan Cemmu ve Keşmir reayeti belirsizlik içinde kaldı. Yöneticinin Hindistan'a katılma kararı alması, Pakistanlı aşiretlerin ayaklanmasına ve ilk Hindistan-Pakistan Savaşı'na yol açtı.

Birleşmiş Milletler'in arabuluculuğuyla ateşkes sağlansa da Keşmir fiilen ikiye bölündü ve halk oylaması sözü verilen bağımsız bir seçim hiçbir zaman gerçekleşmedi. Daha sonra Çin'in bölgeye dahil olması ve 1962 ile 1971'deki savaşlar, sorunu daha da karmaşık hale getirdi. 1972'de imzalanan Simla Antlaşması ile ateşkes hattı kontrol hattı olarak resmileşse de, bölgedeki gerilim ve çatışmalar aralıklarla devam etti. Her iki ülkenin nükleer silah geliştirmesi ise bölgedeki istikrarsızlığı yeni bir boyuta taşıdı.

GELECEK BELİRSİZLİĞİNİ KORUYOR 

2021 yılında sağlanan ateşkes anlaşmasıyla bölgede nispeten sakin bir dönem yaşansa da, son saldırı ve ardından gelen gelişmeler, Keşmir'in yeniden bir çatışma sarmalına girebileceği endişelerini artırıyor. Bölge halkı, onyıllardır süregelen askeri gerginlik ve insan hakları ihlalleri altında yaşam mücadelesi verirken, bazı Keşmirliler bağımsızlık fikrini savunuyor. Ancak ne Hindistan ne de Pakistan, bu seçeneğe sıcak bakmıyor.

Keşmir, üç nükleer gücün çıkarlarının kesiştiği hassas bir bölge olmaya devam ediyor. Su kaynaklarının stratejik önemi, ekonomik koridorlar ve jeopolitik rekabet, bu sorunun yakın zamanda çözüme kavuşmasının zor olduğunu gösteriyor. Bölgedeki son gelişmeler, uluslararası toplumun dikkatini yeniden Keşmir'e çevirirken, olası bir tırmanışın bölgesel ve hatta küresel istikrar üzerindeki etkileri yakından takip ediliyor.

Hakimiyet Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
Özel Haber

Bakmadan Geçme