Konya'da Cuma günü çocuğunu alan buraya gidiyor! O türbenin sırrı nedir?
Konya'da asırlardır devam eden bir inanışa göre, konuşamayan, geç konuşan veya dili dönmeyen çocuklar o türbeye gidiyor. Peki, o türbenin sırrı nedir? İşte tüm detaylar...
Konya’da asırlardır devam eden bir inanışa göre, konuşamayan, geç konuşan veya dili dönmeyen çocuklar, üç hafta boyunca cuma günleri sela ile ezan arasında Şeyh Sadrettin Konevi Türbesi’ne getirilirse konuşmaya başlıyor. Bu uygulama, özellikle Konya ve çevresinde yaşayan halk arasında yaygın şekilde biliniyor.
Ziyaretçiler, türbenin manevi atmosferinin çocuklar üzerinde olumlu etkiler yarattığını ifade ediyor. Kimileri bu ziyareti “manevi bir şifa vesilesi” olarak görüyor; kimileri ise geçmişten bugüne aktarılan bir kültürel miras olarak değerlendiriyor.
SADRETTİN KONEVİ HAZRETLERİ KİMDİR?
13. yüzyılda yaşamış olan Sadrettin Konevi Hazretleri, hem büyük bir alim hem de mutasavvıf olarak tanınıyor. Mevlana Celaleddin Rumi ile aynı dönemde Konya’da yaşamış, pek çok ilim dalında derin bilgiye sahip olmuş bir isim. Tasavvuf, tefsir, hadis ve felsefe alanındaki eserleriyle bilinen Konevi Hazretleri, Anadolu’nun manevi önderlerinden biri olarak kabul ediliyor.
TÜRBENİN HİKMETİ VE SIRRI
Türbe, Hazreti Konevi’nin vasiyeti üzerine üstü açık olarak inşa edildi. Kendisi, mezarının üzerine herhangi bir yapı yapılmamasını istemişti. Bu yönüyle türbe, hem mimari hem de manevi açıdan farklılık gösteriyor. Halk arasında, buradaki huzurlu atmosferin, özellikle konuşma güçlüğü çeken çocuklar üzerinde olumlu etkiler yarattığına inanılıyor.
Bir fenomen yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Tasavvuf ehline göre, böylesi ziyaret yerlerinin sırrı, orada yatan zatın Allah katındaki değerinden kaynaklanıyor. Ancak unutulmamalıdır ki, türbeler yalnızca birer vesiledir; şifa ise yalnızca Allah’tandır.”
KONUŞMA SIKINTILARI VARSA BURAYA GİDİYORLAR
Konya’da yaşayan pek çok aile, çocuklarının konuşma sıkıntısını aşabilmesi için Sadrettin Konevi Türbesi’ni ziyaret ediyor. Yüzyıllardır süren bu gelenek, hem bölgenin inanç kültürünün hem de manevi bağlarının bir parçası olarak yaşatılıyor.



