- Haberler
- Kültür-Sanat
- Konya'da Tarık Buğra'yı anma programına yoğun ilgi
Konya'da Tarık Buğra'yı anma programına yoğun ilgi
Türk edebiyatının unutulmaz isimlerinden Tarık Buğra, Konya'da düzenlenen Darülmülk Kültür Söyleşileri kapsamında anılıyor.
Türk edebiyatının unutulmaz isimlerinden Tarık Buğra, Konya’da düzenlenen Darülmülk Kültür Söyleşileri kapsamında anılıyor.
Saat 16.00’da Depo No.4’te başlayan etkinlikte, edebiyat dünyasının önemli isimleri Tarık Buğra’nın hayatını ve eserlerini detaylı bir şekilde ele alıyor.
Etkinlikte konuşan Abdullah Harmancı, Tarık Buğra’nın hayatındaki önemli anekdotlardan ve edebi dünyasından bahsetti. Harmancı, Buğra’nın gençlik yıllarına dair şu ifadeleri kullandı:
“Tarık Buğra, eğitim hayatında bazı zorluklar yaşadı. Öğrenciliği devam etmediği için yurttan atılınca, farklı yerlerde kalmaya başladı. Bu süreçte Yahya Kemal gibi dönemin önemli sanatçılarıyla tanışma ve uzun sohbetler etme fırsatı buldu. Asıl görünmeyen üniversiteyi, tabiri caizse, bu çevrede tamamladı. Onlarla yaptığı bu derin sohbetler, düşünce dünyasının şekillenmesinde büyük rol oynadı. Tarık Buğra’nın öykülerini ve romanlarını okurken, o bireyselliği, derin duyarlılığı ve büyük bir melankoliyi hissetmek mümkün”
Harmancı ayrıca, Buğra’nın eserlerindeki bireysel ve içe dönük temalara dikkat çekti:
“Bütün fabrika öykülerinde bu bireyselliği görüyoruz. Romanları ise büyük bir derinlik ve tevekkül içeriyor. Dostyoveski, Dickens ve Yunus Emre gibi isimlerin etkisi, eserlerinde açıkça görülüyor. Mevlana’ya da sıkça vurgu yapıyor. Yunus’la ilgili bir piyes yazması da bu bağlamda önemli.”
”GAZETECİLİK YAZARLIĞA DÜŞMANDIR”
Necip Tosun ise, Tarık Buğra’nın gazetecilikle ilgili eleştirilerine değindi:
“Buğra, gazetecilik ve öğretmenlik gibi mesleklerin yazarlık enerjisini tükettiğini, verimli süreciyle çeliştiğini düşünürdü. Ona göre, bir muhasebeci olmak yazarlık için daha uygundu. Nitekim Cemal Süreya ve Sezai Karakoç gibi isimler de mesleklerinin analiz yeteneklerini geliştirdiğimi belirtmiştir.”
”BİR BÜYÜK HİKAYE İÇİN YAŞAMAK”
Tosun ayrıca yazarların büyük eserlerini uzun bir içsel yolculuk sonucunda ortaya koyduklarını şu sözlerle ifade etti:
“Tarık Buğra, Siyah Kehribar romanından sonra ağır eleştiriler yüzünden yazmaya ara vermişti. Ancak Sultanahmet’te kestanelerin asfalta düşüşünü izlerken ilham alarak Küçük Ağa romanının temelini attı. Her yazar, hayatı boyunca bir büyük hikaye taşır ve bu hikaye eserlerinde anlam bulur.”
Katılımcılar, konuşmacıların Buğra’nın edebiyat dünyasındaki yerini ve eserlerindeki derin anlamları analiz ettiği bu oturuma yoğun ilgi gösterdi.
Solan tamamen dolarken, edebiyatseverler Türk edebiyatının bu büyük ismini anmak ve anlamak için bir araya geldi. Etkinlik, söyleşi sonrasında yapılacak soru-cevap bölümüyle devam edecek.