Konya'nın efsanelerle anılan yapısı: Dönbaba Mescidi
Konya'nın Meram ilçesinde, Selçuklu döneminden günümüze ulaşan Dönbaba Mescidi, tarihî kimliği ve hakkında anlatılan efsanelerle dikkat çekiyor. Bir dönem ibadete açık olan yapı, bugün Konya'nın merkezinde sessizce ayakta duruyor.
Konya’nın Meram ilçesinde yer alan Dönbaba Mescidi, şehrin Selçuklu dönemine uzanan derin tarihinin önemli duraklarından biri olarak dikkat çekiyor. Abdülaziz Mahallesi’nde, Çeşme Kapısı’nın güneydoğusunda bulunan ve halk arasında “Çukur Meydan” olarak bilinen bölgede yer alan yapı, Konya’nın manevi ve mimari hafızasında özel bir yere sahip.
SAHİP ATA’NIN İZLERİNİ TAŞIYAN BİR MEKAN
Konyalı araştırmacılara göre Dönbaba Mescidi, Selçuklu vezirlerinden Sahip Ata Fahreddin Ali’ye ait bir darülhuffaz ve mescit olarak inşa edildi. Sahip Ata’nın konutlarının da bu çevrede bulunduğu, sur kapısına adını veren ve “Kırk Çeşme” olarak bilinen çeşmenin de yine Sahip Ata tarafından yaptırıldığı ifade ediliyor. Mescit ve bitişiğindeki türbenin, Selçukluların son dönemlerine ait olduğu tahmin ediliyor.
TAŞ VE TUĞLANIN UYUMUYLA ŞEKİLLENEN MİMARİ
Yapının alt bölümleri düzensiz taşlardan, üst bölümü ve kubbesi ise tuğladan inşa edildi. Doğu yönünde bulunan ana giriş kapısı, küçük ölçekte olmasına rağmen tuğla mozaik süslemeleriyle dikkat çekiyor. Bu kapıdan girildiğinde önce çapraz kubbeli bir dehlize, ardından ikinci bir kapı ile mescit bölümüne ulaşılıyor. Dehlizden türbeye açılan pencere ise yapıdaki mekânsal bütünlüğü tamamlıyor.
ÇİNİLER, MİHRAP VE KUBBE DETAYLARI
Mescidin kandil bölümünde siyah ve mavi çinilerden oluşan süslemeli bir göbek yer alıyor. İstalaktitli mihrabı gösterişli bir işçilik sergilerken, tek ve sağır kubbesinde tuğlaların zikzaklı biçimde kullanılması estetik bir görünüm ortaya koyuyor. Yapı, plan özellikleri bakımından Konya’daki Sırçalı Mescit’e büyük benzerlik gösteriyor.
TAŞ DUVARLAR ARASINDAKİ EFSANE: TAHİR İLE ZÜHRE
Mescidin sol tarafında, küçük bir kubbe ile örtülü bölüm türbe olarak biliniyor. Türbe içerisinde yan yana yer alan iki ahşap sanduka, halk arasında meşhur aşk hikâyesinin kahramanları Tahir ile Zühre’ye atfediliyor. Sandukaların başuçlarında erkek serpuşlarının bulunması dikkat çekerken, yapının hiçbir bölümünde kitabenin yer almaması kimliklere dair kesin bilgiye ulaşılmasını zorlaştırıyor.
DÖNBABA TEKKESİ VE ARZU İLE KANBER RİVAYETİ
Türbede yatan kişilerin Tahir ile Zühre olduğu yönündeki inanış yaygın olsa da bunu doğrulayan yazılı bir belge bulunmuyor. Yapı, halk arasında “Dönbaba Tekkesi” olarak anıldığı gibi, “Arzu ile Kanber Tekkesi” adıyla da biliniyor.
TARİHTEN GÜNÜMÜZE UZANAN KADER
Darülhuffaz bölümü, Karamanoğlu İbrahim Bey döneminde yıkıldığı için buraya ait gelirler, o dönemde Sahip Ata’nın İnce Minareli Darülhadisi’nde görev yapan Mümin Halife’ye tahsis edildi. 1958 yılında gerçekleştirilen onarım sırasında mescidin zemininde çok sayıda çiniye rastlandı.
Ancak 1962 yılında mescit ve türbe, Sütçü Mehmet’in kayınpederi Şeyh Ali tarafından satın alınarak mülke dönüştürüldü ve ilerleyen süreçte ibadete kapatıldı. Bugün Dönbaba Mescidi, Konya’nın merkezinde sessizce ayakta duran, geçmişiyle konuşan ama sesi duyulmayan tarihî yapılardan biri olmayı sürdürüyor.