- Haberler
- Konya
- Konyalı süt üreticilerinden yüzde 7'lik zamma isyan 'Böyle giderse hayvancılığı bırakacağız'
Konyalı süt üreticilerinden yüzde 7'lik zamma isyan 'Böyle giderse hayvancılığı bırakacağız'
Ulusal Süt Konseyi, çiğ inek sütünün tavsiye satış fiyatına yüzde 7'lik bir zam yaptı. Yapılan zamma tepki gösteren Konyalı üreticiler, 'Bir memleketin temel taşı tarım ve hayvancılıktır. Ancak maliyetler karşısında zorluk yaşıyoruz. Böyle giderse hayvancılığı bırakacağız.' diyerek sitemde bulundu.
Ulusal Süt Konseyi, Ağustos ayında uygulanmak üzere çiğ inek sütünün tavsiye satış fiyatını 18 TL 35 kuruş olarak belirledi. Belirlenen güncel rakamla birlikte sütün satış fiyatına yüzde 7’lik bir zam yapıldı. Türkiye’de en fazla süt üretiminin yapıldığı yerlerden biri olan Konya’dan yapılan zamma tepki geldi. Artan girdi maliyetleri karşısında zorluk yaşadıklarını ve yapılan yüzde 7’lik zammı az bulduklarını ifade eden üreticiler, hayvancılığı bırakma eşiğinde olduklarını aktardı. Süt üretiminin yoğun olduğu Konya'da birçok küçük ve orta ölçekli işletme, artan yem, saman ve işçilik maliyetlerine dikkat çekerek hayvan sayısını azalttıklarını ya da üretimi bıraktıklarını söylüyor. Maliyetlerin son bir yılda ciddi şekilde arttığına dikkat çeken süt üreticileri, özellikle yem, saman, yonca gibi temel girdilerin fiyatlarındaki sert artış nedeniyle üretim yapmanın kârsız hale geldiğini vurguluyor.
ÜRETİCİ AYDEMİR, “MİLLET ÇOK ZARAR EDİYOR”
Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatına yaptığı yüzde 7’lik zamma tepkiler sürüyor. Sektörün güçlü olduğu illerden Konya’da üreticiler, bu artışın yaşanan krize çözüm getirmekten çok uzak olduğunu dile getiriyor. Süt üreticisi Musa Aydemir, içinde bulundukları durumu şu sözlerle özetledi: “40-50 ineği olan abilerim vardı. Şu anda 10-15’ere düşürdüler. Daha da düşürecekler. Millet çok zarar ediyor, durumlar iyi değil” 
“SÜTÜN 17 LİRA OLMASI MANTIKSIZ”
Maliyetlerdeki artışın altını çizen Aydemir, saman ve yem gibi temel girdilerin fiyatlarının son bir yılda ciddi şekilde yükseldiğini söyledi. “Geçen sene samanı 2 liraya aldık, şimdi 5 liraya dayandı. Nasıl yapacağız? Millet çok sıkıntıda” diyen Süt Üreticisi Musa Aydemir, “Bu işi şu an kar amaçlı değil, zorunluluktan yapıyoruz. Çobanlar çardaklarda boş durmasın diye uğraşıyoruz. Bir bardak çay 20 lira olmuş. Yarım litre su 10 lira. Sütün 17 lira olması mantıksız. Bu iş bitecek. Zaten bitti de” diyerek fiyat politikasına sert tepki gösterdi.
“1 KİLO SÜTLE 1,5 KİLO YEM ALAMIYORUZ”
Süt üretiminde en temel denge olan süt-yem paritesinin tamamen bozulduğuna dikkat çeken Süt Üreticisi Ferhat İrenci, “Dünyada standart olan, 1 kilo sütle 1,5 kilo yem alınabilmesidir. Bugün bırakın 1,5 kiloyu, 1 kilo yem bile alınamıyor. Bu şartlarda üretici ayakta nasıl dursun?” diye sordu.
Genç üretici, damızlık bir hayvanın doğumundan süt vermeye başlamasına kadar geçen 25 aylık sürede üreticinin sürekli masraf ettiğini, fakat karşılığında para kazanamadığını söyleyerek, “25 ay boyunca cebimizden yediriyoruz. Sonra süt maliyetin altında kalırsa ya hayvanı kestiriyoruz ya da işletmeyi kapatıyoruz. Bu sürdürülebilir değil. Kapasite küçülten bile kurtaramıyor. Zarar aynı zarar. O yüzden insanlar ya hayvancılığı bırakıyor ya da işletmeyi kiraya verip başka işlere yöneliyor.” diye konuştu.
“KÜÇÜK ÜRETİCİ BİTERSE ÜLKE BİTER”
İrenci, fiyatların genellikle büyük işletmeler baz alınarak belirlendiğini ancak Türkiye’de üretimin büyük çoğunluğunun küçük aile işletmeleri tarafından yapıldığını vurguladı. Ferhat İrenci, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu ülkeyi 10 büyük çiftlik değil, 1.000 küçük aile işletmesi ayakta tutar. Onlar olmazsa, 87 milyonluk ülkenin süt ihtiyacını kim karşılayacak? Ben bu işi severek yapıyorum. Bu topraklarda yaşıyorsak üretmek zorundayız. Umudumuzu kaybetmeden devam etmeliyiz. Ama birilerinin de artık bu sese kulak vermesi gerekiyor.”
“BURADA EMEK VAR AMA KARŞILIĞI YOK”
Bir diğer Süt Üreticisi Mehmet Çaynak ise, verilen zamların yalnızca kağıt üstünde kaldığını, piyasada uygulamanın çok farklı olduğunu söylüyor. Geçmişte 60-70 süt ineği bulunan Mehmet Çaynak’ın elinde artık sadece 20 inek kalmış. Onları da elinden çıkarmaya hazırlandığını aktaran Çaynak, “Bir oğlum vardı yanımda çalışan. O da işi bıraktı, inşaata gitti. Orada daha düzenli para kazanıyor. Çünkü burada emek var ama karşılığı yok” dedi. Üretim maliyetlerinin her kalemde katlandığını, yem torbasının 1.000 TL’yi, samanın tonunun 5.000 TL’yi aştığını belirten Üretici, “Yoncanın kilosu 12 liraya dayandı. Sadece bir ineği beslemenin maliyeti bile aylık 11-12 bin lirayı buluyor. Buna ilaç, çoban, elektrik, su dahil değil. Bir litre sütün bize maliyeti 7-8 lira arasında. Ama bu fiyata satamıyoruz” söylemlerinde bulunarak, sesini duyurmaya çalıştı.
“TRİLYONLUK YATIRIM YAPTIK, ŞİMDİ BATIYORUZ”
Yıllar içinde hayvancılık işletmesine büyük yatırımlar yaptığını anlatan Mehmet Çaynak, “Biz bu iş için yıllarca uğraştık, milyonlar yatırdık. Şimdi geldiğimiz noktada faize mi yatıralım paramızı? Haram mı yiyelim? Bu muydu planlanan?” diyerek sitem etti. Sektörde yalnız olmadığını, benzer durumda yüzlerce küçük işletme olduğunu vurgulayan Üretici Çaynak, “Biz bitiyoruz. Büyük çiftlikler bir şekilde ayakta kalıyor ama küçük üretici için artık yolun sonu. Yıllardır omuzladığımız bu sektör şimdi göz göre göre çöküyor” diye konuştu.




