• Haberler
  • Ekonomi
  • Küresel Ekonomide Kara Bulutlar: Japonya'dan Sürpriz İtiraf Resesyon Korkusunu Artırdı

Küresel Ekonomide Kara Bulutlar: Japonya'dan Sürpriz İtiraf Resesyon Korkusunu Artırdı

Küresel piyasalar, Japonya Başbakanı İşiba'nın ülkesinin mali durumuna ilişkin yaptığı çarpıcı itiraf ve düşen küresel ekonomik büyüme beklentileriyle birlikte resesyon endişelerinin yeniden alevlendiği bir haftaya başladı.

Haftaya güçlü bir başlangıç yapan altın, 3232 dolar seviyesinden işlem görerek yatırımcıların güvenli liman arayışını teyit ediyor. Bu yükselişte, Moody's'in Amerika Birleşik Devletleri'nin kredi notunu düşürmesiyle artan belirsizlik ve Japonya'dan gelen endişe verici açıklamalar önemli rol oynuyor. ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin %4.50'nin üzerine çıkması ve dolar endeksinin 100.20 seviyelerine gerilemesi ise Amerikan doları ve tahvillerine karşı bir güvensizlik oluştuğunu gösteriyor. Yatırımcılar, özellikle kredi notu indirimi sonrasında ABD varlıklarına karşı daha temkinli bir yaklaşım sergilerken, bu durum tahvil alımlarının azalmasına ve faizlerin yükselmesine neden oluyor. Vadeli işlem piyasalarında ise ABD borsalarında hafif bir negatif seyir gözleniyor ve kredi notu indiriminin etkilerinin bugün daha belirgin hissedilmesi bekleniyor.

Japonya Başbakanı'ndan Şok Açıklama: Mali Durum Yunanistan Krizinden Bile Kötü!

Japonya Başbakanı İşiba'nın ülkesinin mali durumunun 2010'daki Yunanistan borç krizinden daha vahim olduğunu dile getirmesi, küresel finans çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Japonya'nın gayrisafi yurt içi hasılasının %263'üne ulaşan kamu borcu ve gelişmiş ülkeler arasındaki en yüksek borç oranına sahip olması, ülkenin ekonomik kırılganlığını açıkça ortaya koyuyor. Artan faiz oranları ve sosyal harcamaların baskısıyla bu durumun daha da kötüleşmesi öngörülüyor. Japonya'nın borçlarının büyük bir kısmının yerli yatırımcılarda bulunması ise ülkenin borç ödeme kapasitesi açısından kritik bir faktör olarak değerlendiriliyor. Bu itiraf, Japon ekonomisinin karşı karşıya olduğu ciddi zorlukları gözler önüne seriyor.

ABD Tahvillerinin En Büyük Alıcısı Japonya, Çin Strateji Değiştiriyor

Amerika Birleşik Devletleri'nin tahvillerini en fazla elinde bulunduran ülke konumunda Japonya yer alıyor. Mart 2025 itibarıyla Japonya'nın elindeki ABD hazine tahvillerinin değeri yaklaşık 1.13 trilyon doları buluyor ve bu rakam ABD'nin toplam dış borcunun yaklaşık %14'ünü oluşturuyor. İkinci sırada ise 765.4 milyar dolarlık tahvil miktarıyla Çin bulunuyor. Ancak dikkat çekici bir gelişme olarak, Çin'in 2011 yılında sahip olduğu 1.3 trilyon dolarlık tahvil miktarını önemli ölçüde azaltmış olması dikkat çekiyor. Çin'in bu stratejik hamlesinin, bütçesini dengelemek amacıyla altın alımına yönelmesiyle desteklendiği görülüyor. Son yıllarda Çin'in altın rezervlerini artırması, Amerikan tahvillerine duyulan güvenin azaldığının önemli bir işareti olarak yorumlanabilir.

Birleşmiş Milletler'den Alarm Veren Büyüme Tahmini: Dünya Ekonomisi Resesyona mı Sürükleniyor?

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın 2025 yılı için küresel ekonomik büyüme beklentisini %2.3 olarak açıklaması, küresel resesyon korkularını daha da tetikliyor. Bu tahmin, resesyon eşiği olarak kabul edilen %2.5'in altında kalarak dünya ekonomisinin belirgin bir yavaşlamaya işaret ediyor. Çin'deki sanayi üretimindeki düşüş ve Avrupa ekonomisindeki kırılganlıklar da bu karamsar tabloyu destekliyor. Dünya ekonomisinin resesyona doğru ilerlemesi, ülkeleri yeni bir enflasyon dalgası ve stagflasyon riskiyle karşı karşıya bırakabilir.

Altının Yükselişinin Perde Arkası: Küresel Finans Sisteminde Bir Dönüşüm mü Yaşanıyor?

Altının son dönemdeki güçlü performansı, jeopolitik gerilimler ve ticaret savaşları gibi faktörlerin yanı sıra, daha derin bir nedene işaret ediyor olabilir: küresel finans sisteminde potansiyel bir değişim. Çin ve diğer merkez bankalarının artan altın talebi, uluslararası para sisteminde nihai olarak altına doğru bir yönelimin olabileceği spekülasyonlarını güçlendiriyor. Bitcoin'in de güvenli liman olarak kabul görmeye başlaması dikkat çekici olsa da, altının yerini alması şu an için zor görünüyor. Ancak Bitcoin'in blockchain teknolojisi ve ticaret savaşlarındaki direnci, gelecekte finansal sistemde önemli bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Küresel Finans Sisteminde Kritik Dönemeç: "Dananın Kuyruğu Kopuyor mu?"

Küresel finans sisteminin zorlu bir sınavdan geçtiği açıkça görülüyor. 2008 krizi sonrası uygulanan para politikaları ve pandemi dönemindeki genişlemeci yaklaşımlar, beklenen kalıcı iyileşmeyi sağlamakta zorlanıyor. Japonya'dan gelen endişe verici itiraf ve düşen küresel büyüme beklentileri, mevcut sistemin sınırlarına gelindiği yönündeki tartışmaları alevlendiriyor. Belki kısa vadede mevcut düzen devam edebilir, ancak uzun vadede önemli yapısal değişikliklerin yaşanması kaçınılmaz görünüyor. Altının yükselişi de bu büyük dönüşümün önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmeli. Kısa vadeli dalgalanmalar yaşansa da, altın ve gümüş gibi değerli metallerin uzun vadede yükseliş trendini sürdürmesi bekleniyor.

Haftanın Ajandası: FED Yetkililerinin Açıklamaları ve Kritik PMI Verileri Takipte

Türkiye'de piyasalar kapalı olsa da, küresel ekonomik takvim bu hafta oldukça yoğun. Özellikle ABD Merkez Bankası (FED) yetkililerinin yapacağı konuşmalar ve verecekleri sinyaller yakından izlenecek. Piyasalar, faiz indirimlerine yönelik güvercin mesajlar arayacak. Haftanın en kritik tarihi ise 22 Mayıs Perşembe olacak. Bu tarihte açıklanacak olan Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri, dünya ekonomisinin gidişatı hakkında önemli ipuçları sunacak. Özellikle ABD'den gelecek olan üretim ve hizmet sektörü PMI verilerindeki olası düşüşler, resesyon endişelerini daha da artırabilir.

Hakimiyet Gazetesi - Hakimiyet Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!