Mevlana'nın şehri Konya, Rus müzisyene ilham oldu
Müzik yolculuğuna Rusya'da başlayan Alexander Dobromyslov, dünyanın farklı coğrafyalarında çalgılar ve kültürlerle tanıştıktan sonra yolu Konya'ya düştü. Mevlana'nın şehrinde duyduğu ney sesi ve izlediği sema töreni, onun yaşamında bambaşka bir kapı araladı.
Alexander Dobromyslov isimli 33 yaşındaki Rus müzisyenin hayatı, Konya'da ney ve tasavvuf müziğiyle tanışmasının ardından önemli bir değişim geçirdi. Üflemeli çalgılar üzerine eğitim alan ve Hindistan müziği ile doğu ezgilerine ilgi duyan Dobromyslov, bir dönem müzik hayatını Hint flütü çalarak sürdürmüştü. Türk müziği ve sufi kültürüyle ilgilenen bir hocasının tavsiyesi üzerine Konya'ya gelen Dobromyslov, Mevlana Müzesi’ni ziyaret edip sema programı izledikten sonra Türkiye’de kalmaya karar verdi.
Türkçeyi öğrenip üniversite sınavına giren Dobromyslov, yeteneğiyle Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı’na kabul edildi ve burada ney ile tasavvuf müziği eğitimi almaya başladı. Şu anda ikinci sınıfta olan müzisyen, Konya’nın huzurlu atmosferinin ve ney üflemenin kendisine büyük bir dinginlik verdiğini dile getiriyor. Daha önce başka üflemeli çalgılarla deneyimi olduğu için ney çalmanın kolay olacağını düşünse de, öğrenme sürecinde beklediğinden çok daha fazla zorlandığını ifade ediyor.
Neyin sesine karşı özel bir bağ hissettiğini belirten Dobromyslov, bu enstrümanın kendisine derin duygular yaşattığını ve her gün zaman ayırarak çaldığını söylüyor. Neyin diğer çalgılardan farklı olduğunu vurgulayan müzisyen, her kamışın farklı bir ses verdiğine ve klasik bir sisteminin olmadığına dikkat çekiyor. Bu nedenle iyi bir kulak ve Türk müziğine dair derin bir anlayış gerektiğini dile getiriyor. Neyin, kelimelerle ifade edilemeyen duyguları taşıyabildiğini ve ruhunu dinlendirdiğini ifade eden Dobromyslov, Mevlana’ya olan sevgisini de dile getiriyor ve onun sayesinde neyin Türk müziğinde önemli bir yere sahip olduğunu belirtiyor.
Konya’yı tarihi ve kültürel zenginliklerinden dolayı çok sevdiğini ifade eden Dobromyslov, arkadaşlarıyla birlikte Mevlana Müzesi’ni ziyaret ettiklerini ve sema törenlerine katıldıklarını anlatıyor. Şeb-i Arus gibi etkinliklerin ney dinlemek için en iyi fırsatlar olduğunu ifade eden sanatçı, arkadaşlarının da Konya’ya gelerek sufi ve sema kültürünü tanımaya çalıştığını söylüyor. Konya’nın Osmanlı, Selçuklu, Roma ve Neolitik dönemlerden izler taşıyan köklü bir şehir olduğunu vurgulayan Dobromyslov, burada her şeyin bir arada bulunduğunu ifade ediyor.