MİT kumpasının üzerinden 13 yıl geçti: FETÖ'nün tuzağını bozan dönüm noktası neydi?
FETÖ'nün Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik ilk büyük saldırısı olarak tarihe geçen 'MİT Kumpası', 7 Şubat 2012 tarihinde gerçekleşti. Emniyet ve yargı içindeki hain uzantılarıyla devletin en güvenilir kurumlarından biri olan MİT'i hedef alan bu kirli plan, bir dönüm noktası oldu.
FETÖ’nün Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı açıkça giriştiği ilk operasyon olarak kayıtlara geçen ve "MİT kumpası" olarak bilinen olayın üzerinden 13 yıl geçti. 7 Şubat 2012 tarihinde gerçekleşen bu kumpas, dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu bazı üst düzey kamu görevlilerinin ifadeye çağrılmasıyla başladı.
HAKAN FİDAN VE ÜST DÜZEY KAMU GÖREVLİLERİ HEDEFTEYDİ
FETÖ'nün emniyet ve yargı içindeki hain uzantıları, 2012 yılı 7 Şubat’ında Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı büyük bir tuzak kurarak, devletin en güvenilir kurumlarından biri olan MİT’i hedef aldı. Çözüm süreci çerçevesinde yürütülen politikaları hedef alan bu kirli kumpas, MİT’i, terör örgütü PKK ile gizli bir ilişki içindeymiş gibi göstermeyi ve devleti içeriden çökertmeyi amaçlıyordu.
Şubat 2012'de, FETÖ’cü savcı Sadrettin Sarıkaya, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bazı üst düzey kamu görevlilerini ifadeye çağırarak büyük bir kumpas kurdu. Bu tarih, özellikle dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaklaşan ameliyatı nedeniyle stratejik olarak seçilmişti.
ERDOĞAN'IN ANİ KARARI VE KUMPASIN ÇÖKÜŞÜ
2012 Şubat'ında, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ameliyat için hastaneye gitmeyi planlıyordu. FETÖ, bu anı fırsat bilerek, hükümetin ve güvenlik bürokrasisinin en kritik yapısı olan MİT’i ele geçirme planı yaptı. Ancak, hiç beklenmedik bir gelişme yaşandı. Erdoğan, ameliyat öncesinde, programa dahil olmayan bir ziyaret gerçekleştirdi ve ihtiyaç sahibi bir aileye ziyarette bulundu. Bu ani karar, ülkenin kaderi için de büyük bir dönüm noktası oldu. O an kumpasçıların planlarının tamamı altüst edildi ve kumpasın önüne geçildi.
FETÖ’NÜN HAİN PLANINA DARBE
MİT yetkilileri, ifadeye gitmeyi reddetti. Hükümet, bu haince yapılan hamleyi boşa çıkarmak için derhal harekete geçerek, yasal bir düzenleme yaptı ve istihbarat görevlilerinin ifadeye çağrılmasını Başbakan’ın iznine bağladı. Böylece, FETÖ’nün Türkiye’ye karşı gerçekleştirdiği ilk büyük darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
FETÖ'NÜN KİRLİ KADROLARI VE YARGI SÜRECİ
Bu hain planın arkasında ise dönemin savcıları Sadrettin Sarıkaya ve Bilal Bayraktar başta olmak üzere, yargı ve emniyet içindeki FETÖ’nün kirli kadroları vardı. Ama FETÖ’nün bu kirli oyunları, Türkiye’nin direncine takıldı. FETÖ’cü savcılar, meslekten ihraç edilerek yargı sürecine tabi tutuldu.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, 7 Şubat kumpasında yargılanan 15 sanığa ağır hapis cezaları verirken, bazı sanıklar ise beraat etti. Fakat bu adalet mücadelesi, durmaksızın devam etti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi, verilen mahkumiyet ve beraat kararlarını hukuka uygun bulup onayladı. Fakat, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, temyiz başvurusu üzerine, hem mahkumiyet hem de beraat kararlarını bozarak, adaletin son noktasını koydu. Dosya yeniden görülmek üzere İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi ve dava, kapalı oturumda devam ediyor. Türk adaleti, FETÖ’nün kirli tuzaklarına karşı mücadelesini sürdürmekte kararlı.
Bakmadan Geçme





