• Haberler
  • Güncel
  • Postmodern çağda anlam kurmak neden bu kadar zorlaştı?

Postmodern çağda anlam kurmak neden bu kadar zorlaştı?

Yazar ve eğitimci Abdullah Kasay, 'Bir Bildiği Var' programında dijital içeriklerin çocuk dünyasındaki etkilerini anlattı: 'İzlediğimiz her şey bir hikaye değilse, boşluğa konuşuyor olabiliriz.'

Konya’da eğitimci olarak görev yapan, aynı zamanda “Bir Filmi Okumak” kitabının yazarı olan Abdullah Kasay, Bir Bildiği Var programına konuk oldu. Programın başında Kasay kendini şu sözlerle tanıttı:

“Konya’da sınıf öğretmeniyim. Yaklaşık 15 yıldır Mahalle Mektebi Dergisi'nde yazılar yazıyorum. Kitaplarım da bu yazıların bir meyvesi olarak doğdu.”

Söz sinemaya geldiğinde ise Kasay meseleyi sadece çocuklar değil, toplumun tamamı için şu sözlerle ele aldı:

“Sanat artık sadece temsil değil, bir yaşam biçimini dayatan bir iktidar alanına dönüştü. Sinema da artık yalnızca bir eğlence değil; çocuklar için bir hikmet, bir yaşam formu.”

Kasay, Batı'nın modern ve postmodern dönemlerde sanatı dini alanın yerine ikame ettiğini, sanatın artık bir tür kutsallık taşıdığını vurguladı. Bugünün insanının ise artık hakikatten uzaklaştırıldığını belirterek, 

“Postmodernite herkesi özgürleştireceğini vaat etti ama geldiğimiz noktada tek tip insan tasarımına mahkum olduk. Giydiğimiz kıyafetler farklı olsa da izlediğimiz, dinlediğimiz şeyler aynı.”

ifadelerini kullandı.

Konu hakkında dikkat çeken bir örnek veren Kasay, 

“İsveç'te bir müzenin duvarına muz bantlandı. Herkes ona sanat dedi. Çünkü sanatın anlamını artık sanatçı değil, pazarlama belirliyor.”

dedi.

Programın ilerleyen dakikalarında ebeveynliğe dair çarpıcı uyarılarda bulunan Kasay, dijital içeriklerin çocuk üzerindeki etkisinin sadece içerikle sınırlı kalmadığını şu sözlerle anlattı: 

“Çocuklar sadece izlemiyor. O karakteri çantasına, kalemine, hayaline taşıyor. Ama biz zamanımız olmadığı için içeriği izleyip değerlendirmeden çocukla baş başa bırakıyoruz.”

Bu noktada ebeveynlere düşen sorumluluğun yalnızca sansür değil, içerikle birlikte zaman geçirmek olduğunu ifade etti.

OKUMAK MI, İZLEMEK Mİ?

Görsel hafızanın gücüne rağmen okumanın hala neden daha anlamlı geldiği sorusunu Kasay şu sözlerle açıkladı:

“Göz çok kadim bir duyudur. Ama gözle gördüğümüzü soyutlayarak anlamlandırmak zaman ister. Oysa okumak daha net bir karşılık üretir. O yüzden çoğu zaman okumak daha güçlü bir etki bırakır.”

"ANLAM KURMA YETİMİZİ KAYBEDİYORUZ"

Kasay'a göre asıl mesele, artık hiçbir şeyle ünsiyet kuramamamız. Söz konusu olan sadece sinema değil; genel olarak “hikayesizlik sarmalı” içinde sürüklenen bir çağın içindeyiz:

“Her şeyin fazlası, her şeyin alternatiflisi var. Ama bir şeyi derinlemesine izleyemiyor, okuyamıyor, hissedemiyoruz. Çünkü bir şeyi yaparken başka bir şeyi kaçırma hissine kapılıyoruz. Bu da bizi yüzeysel kılıyor.”

Konuşmasının sonlarına doğru geleceğe dair umutlu bir bakış açısı sunan Kasay, tüm karamsar tablonun içinde sade olanın kıymetini koruyacağını şu sözlerle vurguladı:

“Yunus Emre’nin sözleri bugün hala yaşıyorsa, sadeliğin derinliği nedenini burada bulabiliriz. Tüketilen değil, dokunan şeylerin kalıcılığı var.”

"MUTLAKA İZLENMELİ!"

Abdullah Kasay’ın izlenmesini önerdiği filmler arasında şu yapımlar öne çıktı:

Abbas Kiarostami – Arkadaşımın Evi Nerede?
Hayao Miyazaki filmleri
Atalay Taşdiken – Kız Kardeşim Momo

Kasay son olarak,

“Tüketime dayalı, hikayesi olmayan, insanda hiçbir iz bırakmayan içeriklerden özellikle uzak durulması gerekir,” 

diyerek uyarıda bulundu.

BÖLÜMÜN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN.

Hakimiyet Gazetesi - Hakimiyet Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!