TÜİK Verilerine Güvensizlik, Ekonomik Mücadelede Risk Unsuru Haline Geldi
Ekonomi yazarı Hakan Güldağ, bugünkü köşe yazısında Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) yönelik halktaki güvensizliğin, enflasyonla mücadelede önemli bir risk oluşturduğuna dikkat çekti.
Ekonomi yazarı Hakan Güldağ, bugünkü köşe yazısında Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) yönelik halktaki güvensizliğin, enflasyonla mücadelede önemli bir risk oluşturduğuna dikkat çekti.
Güldağ, yazısında enflasyonun düşüşüne yönelik resmi açıklamaların sokakta karşılık bulmadığını aktardı. Kavacık’ta bir köftecide yaşadığı bir diyaloğu anlatan Güldağ, vatandaşların TÜİK’in enflasyon verilerine karşı büyük bir şüpheyle yaklaştığını belirtti. "Şimdi enflasyon düştü mü hocam?" sorusuna, "TÜİK geçen ayı 1,5 açıkladı" yanıtını verdiğinde aldığı tepki netti: "Aman hocam, bizim bunlara karnımız tok. Neyin fiyatı düşmüş ki?"
Güldağ, bu tepkinin halkın sadece ekonomik değil, kurumsal bir güven bunalımı içinde olduğunu gösterdiğini vurguladı. TÜİK’in açıkladığı düşük gıda enflasyonuna örnek olarak tavuk eti, yumurta ve taze sebzeleri gösterdiğini belirten Güldağ, vatandaşın bunu da inandırıcı bulmadığını ifade etti. Bir vatandaşın, "Yumurtanın kolisini önce 90’dan 130’a çıkarıp sonra 120’ye indiriyorlar, bu mu fiyat düşüşü?" tepkisini köşesine taşıdı.
TÜİK’te görevini hakkıyla yapan çok sayıda uzman ve yöneticinin bulunduğunu da hatırlatan Güldağ, kurumun itibarsızlaştırılmasının bu emekleri de gölgelediğini dile getirdi. Bu bağlamda, TEPAV’dan Ekrem Cunedioğlu’nun "Mayıs 2025'teki gıda enflasyonunda anormallik var mı?" başlıklı analizine dikkat çeken Güldağ, Cunedioğlu’nun TÜİK verilerinin İTO ve TZOB gibi piyasa göstergeleriyle büyük oranda uyumlu olduğunu ortaya koyduğunu aktardı.
Ancak asıl sorunun verilerin doğruluğundan ziyade, halkın bu verilere olan güveni olduğunu belirten Güldağ, Cunedioğlu'nun şu tespitini öne çıkardı: "TÜİK için toplumu açıkladığı verilerin doğruluğuna ikna etmek artık çok kolay bir iş değil."
Güldağ, yazısını şu sözlerle noktaladı: “TÜİK, ‘adı çıkmış 9’a, inşallah iner 8’e’ durumundan kurtulmak istiyorsa, şeffaflık ve bağımsızlıkla güven inşa etmeli. Bu sadece kurumun değil, tüm ülkenin menfaatine olur.”
Bakmadan Geçme
