Yaptırımların yeni yüzü: Diplomasi aracından ekonomik silaha
TBMM AB Uyum Komisyonu Danışmanı Dr. Makbule Yalın, yaptırımların günümüzde klasik diplomatik araç olmanın ötesine geçerek ekonomik güvenliği tehdit eden bir mekanizmaya dönüştüğünü belirtiyor.
Yalın’a göre ABD’nin öngörülemez kısıtlamaları, Rusya’ya yönelik enerji ve finans yaptırımları, İran’a uygulanan ikincil baskılar ve Çin’e dönük teknoloji engelleri küresel ekonomi politiğin yönünü değiştiriyor. Yaptırımların etkinliği, uluslararası destek, hedef ülkenin gücü ve uygulamadaki süreklilik gibi faktörlere bağlı.
Irak, Yugoslavya, Kuzey Kore ve İran örnekleri, yaptırımların bazen etkili olurken bazen alternatif kanallarla boşa çıktığını gösteriyor. Rusya’nın Asya’ya yönelmesi, İran’ın petrol kozunu kullanması bu duruma güncel örnek.
Yalın, yaptırımların samimi ve tutarlı şekilde uygulanmadığında güven kaybı yarattığını; ABD’nin İsrail’e sessiz kalması veya Hindistan’a tek taraflı baskısı gibi örneklerin çifte standart algısını güçlendirdiğini vurguluyor.
Artık yaptırımlar sadece hedef ülkeleri değil, finansal piyasaları da sarsan spekülatif bir silaha dönüşmüş durumda. Trump’ın İran, Çin ve Meksika açıklamalarının bile para birimlerini çökertmesi ve sermaye akışlarını değiştirmesi bunun göstergesi.
Yalın, ekonomik hegemonya aracına dönüşen bu yaptırımların tüm dünyayı kırılgan hale getirdiğini ve IMF, Dünya Bankası, G20 gibi kurumların ortak kurallar geliştirmesi gerektiğini ifade ediyor. Aksi halde yaptırımlar, küresel sistemi daha da kutuplaştıracak.