Anadolu'da Türk çiftçisi üretiyor!
Ahmet Yıldız
Büyüklerimiz bilir, “Çiftçinin karnını yarmışlar kırk tane gelecek sene çıkmış.” Bu sene olmadı inşallah gelecek sene olur. Diye umutlanarak çalışmaya ekmeye üretmeye devam etmiş.
Sinesine neler basmadı sinesine,
Bin umutla koşar gelecek senesine,
Bir felaketten kurtuldum derken,
Bir başkası gelir, sine sine…
Anadolu’da Türk Çiftçisi umutsuzluğa düşmez. Ekici ol, bilici olma. Sen sebebini işle sonrasını Cenabı Allah’a havale et. Der. İşin özü her ne şartta olursa olsun muhakkak tarlasını ekmeye üretmeye devam eder.
Zaman zaman çiftçinin ekeneği ürünü afete uğrar büyük zarar görse bile gelecek seneye umut bağlar. Elbette çiftçilik zor iştir. Çiftçilik kazanç sağlamak için hava şartlarının uygun olması gerekir.
Çiftçiler, kötü iklim koşulları ve maddi imkânsızlıklar yüzünden bazı dönemler beklediği verimi alamaz, umudunu daha sonraki yıllara bağlar. Çiftçinin ürünü her yıl bir afete uğrar. Oda hep gelecek yıla umut bağlar.
Durum böylece sürüp gider. Çiftçinin yüzü hiç gülmez, dense yeridir, onun ürünü her türlü afete açıktır. Ya kuraklık olur ya da sel baskını.
Bunlar olmasa, ürününü tam olarak değerlendiremez. Oda hep gelecek yıla ümit bağlar. Durum böyle sürüp gider.
Peygamberimiz, sadece tarımla geçinen insanların yoksulluk çekeceğini ifade buyurmuştur. Çiftçinin ürünü her yıl bir felaket yaşar, oda her zaman gelecek yıl için umut eder. Tarım zor bir iştir.
Tarım koşullarından kazanmak için hava koşulları uygun olmalıdır. Kötü iklim koşulları ve finansal sıkıntılar nedeniyle, çiftçiler bazı dönemler için bekledikleri üretkenliği elde edemiyor, umutlarını sonraki yıllara bağlıyorlar.
İki binli yılın başından itibaren Recep Konuk Başkanın Konya Pancar Kooperatifinin başına geçmesi ile Konya Çiftçisi için yeni ufuklar açılmıştır. Anadolu Çiftçisi zengin Anadolu topraklarının fakir bekçisi olmayacaktır. Diyerek yola çıktı. Cenabı Allah ne onu ne de yol arkadaşlarını utandırmadı.
Konya Şeker kapsamı alanı içinde arpa, buğday dışında pancar başta olmak üzere mısır, ayçiçeği, kanola, patates gibi alım garantili diğer alternatif ürünler ektirirken Konya Çiftçisi rahat nefes almış ve Konya Şekerin satın aldığı ürünleri gönül rahatlığı ile ekip hasat sonunda da yüzü gülmeye başlamıştır.
Konya Şeker Tarıma dayalı sanayide öncü kuruluş olarak elliye yakın fabrika ile çiftçinin ürününü tarladan sanayiye ve tezgahlara kadar uzanan zincirle değerlendirerek tarımda yeni ufuklar açmıştır.,
Hayvancılıkta devasa örnek çiftlikler, et-süt entegre tesisleriyle bu alanda örnek alternatif yapı oluşturmuş. Çitçiye moral veren kuruluşlar kurarak hayvancılığın öncü yapısını oluşturmuştur.
Pancara, ayçiçeğine, patatese verilen gübre, ilaç, mazot, tarım alet makine ve nakit para avans destekleri ile huzurlu güvenli çiftçilik yapmaktadır. Konya Şeker bünyesinde GIDA ÜNİVERSİTESİ kurarak ilim ve teknolojinin bütün imkânlarını Türk Çiftçisinin emrine amade kılmıştır.
Konya’da oluşan bu gelişmeler bütün Türkiye genelinde ve dünyada örnek oluşturmaktadır. Birçok Üniversite Konya Şekeri ve bu gelişimini doktora tezi yaptırarak incelemeye alma durumuna gelmiştir.
Evet, Anadolu Türk Çiftçisi senelerdir yüzü asla gülmez, ürünü her türlü afete felakete açık, ürettiği ürünün alım garantisi olmadığı için hep umudunu gelecek senelere dahası sinelere gömerken bugün huzur içinde üreterek TÜRKİYENİN ÜRETEN GÜCÜ olmuştur.
Bütün gelişmeler içinde hala hayıflanıyorsak nankörlük yapmış oluruz. Allah rızası için Konya genelinde Tarıma Dayalı Sanayinin gelişimine 20 Temmuz 1999 yılından öncesine ve sonrasına ve bugüne bakın! Gelişimi gözlemleyin ki, muhakkak göreceksiniz.
Her türlü zor şartlarda Anadolu Türk Çiftçisini ürettirmeye devam ettiren Recep Konuk Başkana; “--- SÖZÜN YERE, GÖNLÜN DARA DÜŞMESİN!” Türk Çiftçisi size müteşekkirdir. Böylesi dualarına katıyor;
Bütün gelişimin ışığında hala göremeyenler için bir şey diyemiyorum. Yavuz Bülent Bakiler ’ce;
“ŞAŞIRDIM KALDIM İŞTE!”
Sözde senden kaçıyorum
Doludizgin atlarla
Bazen sessiz sevdasın
İpekten kanatlarla
Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla
Karşıma çıkıyorsun
En serin imbatlarda
Adını yazıyorum
Bulduğun fırsatlarla
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla
Baş başa kalıyorum sonunda hey hatlarla
Sözde senden kaçıyorum
Doludizgin atlarla
Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle
Öldür bendeki beni
Sonra dirilt kendinle
Çarpsam kara sevdayı
En azından yüz binle
Nasıl bağlandığımı
Anlarsın kemen dinle
Kaç defa çıkıp gittim
Buralardan yeminle
Ama her defasında
Geri döndüm seninle
Hangi düğüm çözülür
Nazla, sitemle, kinle
Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle
Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin
Bazen kız kardeşimsin
Bazen öp öz annemsin
Sultanımsın susunca
Konuşunca kölemsin
Eksilmeyen çilemsin
Orada ufuk çizgim
Burada yanım yöremsin
Beni ruh gibi saran
Sonsuzluk dairemsin
Çaresizim çaremsin
Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin
**Yavuz Bülent Bakiler