İstanbul aşiyanda 3 kere korna çalınır ?
Dursun Seyis
Bugün size bana bir dostumun attığı duygu yüklü bir hikaye anlatacağım. Umarım sizlerde duygulanacaksınızdır.
Delikanlının biri gece geç saatlerde Aşiyan mezarlığının önünden geçerken, mezarlığın önündeki yıllanmış ağacın altında yere oturmuş ağlayan bir genç kız görür. Çok şık bir kıyafetle Aşiyanın önündeki dev ağacın altına çökmüştür kız ve hıçkırıklarla ağlamaktadır.
Delikanlı yardım etmek düşüncesiyle kızın yanına gider, kendisini tanıtır ve neden ağladığını sorar. Kız; gözyaşları içinde "yakın bir zamanda trafik kazası sonucu tam da bulundukları bu yolda arkadaşlarını kaybettiğini ve üzüntüsünden ağladığını" söyler.
Delikanlı kızın yanına oturur, sakinleştirir, ayazdan korunsun diye kendi ceketiyle kızı sarmalar ve neredeyse sabaha kadar sohbet ederler. Sabah gün ışırken kız artık evine gitmesi gerektiğini söyler ve başka bir söz etmeden arkasını dönüp Aşiyan yokuşunu yürümeye başlar. Delikanlı kızı uzaktan takip eder ve evini öğrenir.
Aradan geçen günlerde delikanlı kızın etkisinden kurtulamaz. O gece sabaha kadar sokak ortasında geçirilen zamanda kıza âşık olduğunu fark edince daha ciddi ve resmi bir ilişki için kızla tekrar konuşmaya ve kızın ailesiyle tanışmaya karar verir.
Kızın evine gider ve kızı sorar... Kızın annesi, "sanırım bilmiyorsunuz, benim kızım vefat etti" deyince delikanlı çok şaşırır. Bir kaç gece önce yaşadıklarını anlatır. Evin hanımı onu dinlerken bayılır. Evin beyi ile kendine getirirler kadını. Ayılırken "imkansız benim kızım öldü" diye bağırır kadın. Delikanlı yaşadığına mı, anlatılana mı inanacağını şaşırmış durumda şok geçirir. Herkes biraz daha sakinleştiğinde baba anlatır.
"Kızım 2 yıl kadar önce arkadaşlarıyla eğlenmeye çıktığı gece eve dönerken, yolun aşağısında arkadaşlarıyla bir trafik kazası geçirdi. 3 kişiydiler ve hepsi öldü".
Delikanlı inanamaz. İnatla "geçen gece onunla tanıştım" der ve üzerindeki kıyafeti tarif eder. Bu kıyafet kızın öldüğü gece üstünde bulunan kıyafettir. Kalabalık bir fotoğrafta kızın resmini görür ve 'işte bu' der...Anne ve baba ne dedilerse kızlarının 2 sene önce öldüğüne delikanlıyı bir türlü ikna edemezler ve bunu delikanlıya ispatlamak için onu kızın mezarına götürmeye karar verirler.
Mezarın başına gittiklerinde hepsi yeni bir şokla sarsılır...Delikanlının o gece kızı sarmaladığı ceketi kızın mezarının üstündedir. Delikanlı arka arkaya yaşadığı duygusal gerilimlere daha fazla dayanamaz, kendini toparlayamaz ve sonrasında aklını kaybeder.
Hala Aşiyan mezarlığı etrafında dolaştığı söylenen bu genci (şimdilerde 40'lı yaşlarda) oralara dolaşmaya giden herkesin görebileceği söylenir.
Kızın annesi mezardan sonra fenalaşır ve 1 hafta kadar sonra kalp krizinden ölür.
Geride kalan baba ise yaşarken; 'vasiyetimdir' diye muhtara, konu komşuya bir söz verdirir...
"Bu delikanlı ve kızımı oradan geçen herkes ansın, aşklara ve inanılmaz sayılan olaylara herkes saygı duysun" der.
Rahmetli Akrep Nalan'ın söylediği 'Aşiyan Aşıkları' şarkısına bu olayın ilham olduğu söylenir ve ayrıca bu olay nedeni ile;
* Belediye Aşiyan mezarlığının önündeki o garip yolu hiç bozmamış ve bu ağacı kesmemiştir.
* O ağacın altına aşıkların anısına bir bank koyulmuştur..
* Ve yine bundan sebeptir ki; yıllardır insanlar Aşiyan mezarlığının önündeki o dev ağacın oradan geçerken 3 kere kornaya basarlar...
Aşıkların anısına ve kendi aşklarının gerçekliğini kanıtlamak için...