Dünya İklim Krizi Ve Düşündürdükleri
Kerim Toslak
İklim konusu hemen hemen Uluslararası her toplantıda gündemde. Ülkemizde de her haber bülteninde gündeme gelir. Yağmur yağar sel olur, sebep küresel ısınma. Yağmur yağmaz sebep küresel ısınma. Fırtına, kasırga sebep küresel ısınma. Kışın kar çok yağar, sert geçer sebep küresel ısınma.
Kyoto Protokolü, Paris İklim Anlaşması derken "Tek dünya, tek aile, tek gelecek" temasıyla yapılan Hindistan'da G20 toplantısında dünya iklim krizi yine gündemde.
Dünya iklimini bozan atmosfere insanlar tarafından salınan karbondioksit ve metan gazı gibi sera etkisi yapan gazlar olduğu ifade edilir. Bu gazların atmosferde ısınan havanın atmosferin dışına çıkmasını engellediği ve küresel ısınmaya neden olduğu bunun da anormal hava olaylarına sebep olduğu söylenir.
2021 yılı verilerine göre Çin, küresel emisyonların % 26,9'una (13,63 milyar ton karbondioksit eş değeri) neden oldu. Çin'i % 12,2 (6,18 milyar ton karbondioksit eş değeri) ile ABD ve % 7,35 (3,72 milyar ton karbondioksit eş değeri) ile Hindistan izledi.% 4,8'ine (2,43 milyar ton karbondioksit eş değeri) Rusya, % 2,8'ine (1,42 milyar ton karbondioksit eş değeri) Endonezya neden oldu. Bu ülkeleri % 2,6 ile Japonya, % 2,4 ile Brezilya, % 1,65 ile Almanya, % 1,63 ile İran ve % 1,52 ile Kanada takip etti.530 milyon ton karbondioksit eş değeri emisyon salımıyla küresel emisyonlarda %1 paya sahip olan Türkiye listede 16.sırada. (Veriler19.10.2022 tarihli CNNturk com.tr den alınmıştır)
Türkiye bu listede nüfusa oran da dikkate alındığında devede kulak kaldığı halde temiz enerji konusundaki çalısmalarıyla konuya oldukça duyarlı gözüküyor. Ancak kişi başı karbon salımında dünyada başı çeken, yani dünyayı en fazla kirleten ABD ne Kyoto Protokolunu ne Paris İklim Anlaşmasını imzalıyor. Keza nerdeyse dünyanın içine eden Çin, imza atsa bile fosil yakıt üretmeye ve tüketmeye devam ediyor. Dünyayı kirletmede dünya birinciliğini bırakmıyor.
İklim bahanesiyle yapılan bütün bu anlaşmalar, bir süre sonra dünyanın kirlenmesinde üst sıralarda yer alan, hatta fosil yakıt tüketmeye devam eden güçlü emperyalist ülkeler tarafından, gariban geri kalmış, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeleri baskı altına alıp terbiye etmede kullanılmaz inşallah.
Keza büyükbaş hayvan besiciliğinin yasaklanıp ya da sınırlandırılıp insanlara yapay et tüketiminin faziletleri anlatılarak yapay et yemesi dayatılmaz inşallah. Çünkü bu "büyükbaş hayvanlar havaya çok fazla azot ve metan gazı salımı yapıyormuş da onun için besisinin yasaklanması gerekiyormuş. (Şaka değil) İki yıl önce sanırım Avustralya'da kuraklığa sebep oluyor diye develer itlaf edilerek dünyanın iklim dengesine katkı sağlandığı malûmunuzdur(!)
Hele Dünyada insan nüfusunun çok fazla oluşu da iklim krizinin asıl sebebi gösterilip dünya nüfusunun azaltılması gerektiğini ileri süren dünyanın ukalaları da olunca insan ister istemez tedirgin oluyor. Nasıl azaltacaklar acaba? Savaşlarla mı, belli kimseleri etkileyecek virüsleri labaratuvar ortamında üreterek mi? Yoksa evlere hapsedildiğimiz corona bir deme miydi.? Azaltılacak olan nüfus her halde azaltmayı önerenlerin nüfusu olmayacaktır.
Evet birileri dünyayı kirleterek içine edip bozuyor. Islah edeceğiz bahanesiyle ifsad peşinde oldukları da göz ardı edilmemeli. Bir hin oğlu hinlik var bu işte diye düşünüyorum.
Onların kötü bir planı varsa Allah'ın da bir planı vardır elbette. "Onlar tuzak kurdular, Allah da onların tuzaklarını bozdu. Evet, Allah en iyi tuzak bozucudur."(Ali imran-54)
Mersin/ Anamur