Kerim Toslak

Mekke'den İzlenimler-II

Kerim Toslak

I. Ülkelere Göre Umreye Gelenler Sayısında Çoğunluk Bizde:

Kabe'nin dış avlusunda, iç mekanlarda ve tavaf yapılan alanda, umre ibadeti için gelen Uzak Asya'dan, Afrika'ya,  Orta Asya'dan Avrupa'ya çok farklı ırktan ve renkten insanla karşılaşıyoruz. İstisnasız birincilik Ülkemizin farklı şehirlerinden gelen umrecilerden oluşuyor.  Dikkat çeken diğer gruplar da Türki Cumhuriyetlerden gelen gruplardan oluşuyor. Bunlar arasında Özbekler 1. sırada. Kırgız, Kazak ve Türkmenistanlı gruplara da azımsanmayacak kadar rastlanıyor. Lakin bizdeki 28 Şubat benzeri bir dönemin yaşandığı Tacikistan'dan herhangi bir gruba rastlamadım. Belli ki devleti yönetenler namaza engel çıkardığı gibi umre ve hac ibadetine de engeller çıkarmakta. 

Keza Azerbaycan'dan da herhangi bir gruba ya da kişiye rastlamadım. İran'dan da ciddi bir katılım görmedim. Bazı umrecilerin çantaları üzerinde Farsça yazılar gördüm. Ancak onların İranlı mı yoksa İran'ın dışından benzer lisanı ve yazıyı kullanan Afganistan'dan ya da diğer ülkelerden gelenler mi, olup olmadıklarından emin değilim. Nüfusuna göre daha fazla umreci gelmesi beklenirdi. Belki de tercihlerini Kabe yerine Kerbela'yı ziyaret etme yönünde kullanıyor olabilirler. Bilemiyorum.
Son olarak şunu da ifade edeyim, umreci bayanların sayısı galiba erkeklerden daha fazla. Bizim ülkeden gelenlerde böyle de galiba Malezya ve Endonezya da bizden kalmaz.

II. Bangladeşli Genç Sayesinde Öğrendim:

Gerek otellerde gerek Kabe ve çevresindeki farklı işlerle ilgili Hizmet Sektöründe çalışan işçilerde ve hediyelik eşya satan dükkanlardaki ayakçılarda, üstünlük tartışmasız Bangaldeşlilerde.

Benim ilkokul yıllarımda, haritalarımızda Bangaldeş diye bir ülke yoktu. Doğu Pakistan ve Batı Pakistan diye İngilizlerin böldüğü, Hindistan'dan bağımsızlıklarını kazanan Müslüman toplumun bir kısmını Hindistan'ın doğusunda, bir kısmını da batısına topladığı iki Müslüman toplumlu tek devlet olmuş. Ancak ayırlık hikayesini oteldeki bulunduğum katta bulunan temizlik görevlisi, Bangladeşli delikanlı ile konuşmamız sayesinde öğrendim.

Mevcut İngilizcem ile pek ala anlaşabiliyorduk. Yanındaki başka bir arkadaşı ile konuşmasını dinleyince:

-"Urduca mı(Pakistan'ın dili) konuşuyorsunuz?" dedim. 

-"Hayır. Bizim konuştuğumuz Bangi dili, o Pakistan'ın dili" dedi. 

Bu cevapta Pakistan kelimesini söylerken öfkeli yüz ifadesini görünce anlam veremedim. Nedenini anlamak için Ben;
-" Bangladeş-Pakistan- Türkiye kardeş" deyince, itiraz etti:

-" Hayır, Türkiye-Bangladeş kardeş" dedi ve hemen uzaklaştı.

23 yaşındaki Mahmut isimli delikanlıdaki Pakistan’a karşı olan nefreti merak ettim. "Sömürgecilerin eğitim sisteminin eseridir," deyip geçecektim. Merak edip araştırınca, Pakistan- Bangladeş ayrışmasının kolay olmadığını, yüz binlerce cana mal olduğunu, özellikle Pakistan güçlerinin Bangladeş'in kopmasını önlemek için, ciddi katliamlar yaptığını, kendisinin de önemli kayıplar verdiğini, sonrasında Hindistan'ın Bangladeş'i işgal edip, onların da birçok katliama imza attığını, kat hizmetlisi Bangladeşli genç vesilesiyle öğrenmiş oldum. Bu ayrılıkta Bangladeş'teki Cemaati İslam Partisi taraftarlarının da Pakistan tarafını tutmuş olması, Bangladeş'te söz konusu parti taraftarlarına yapılan baskıların ve idamların arkasındaki asıl neden olduğunu da gösteriyor. Tabi ki aynı zamanda Pakistan ismine karşı temizlik görevlisi gencin tepkisinin de nedenini.

Her coğrafyadan Müminler Mekke'de  Kabe etrafında ibadet için bedenen birlikte oldukları gibi keşke yürekleri ile  de birlik olabilseler.

Mekke

Yazarın Diğer Yazıları