Kerim Toslak

NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ TRUMP'A VERİLMELİYDİ(!)

Kerim Toslak

Adam ne kadar hevesliydi. Oyuncak isteyen çocuklar gibi istiyordu. Vermediler Nobel barış ödülünü. Halbuki bütün savaşları bitirmeye, dünyaya barış getirmeye, azmü cezmü kast etmişti. 

Sen git asıl dururken, vekilin vekili bile olmayacak bir kadına Nobel Barış ödülü ver. Ayıptır günahtır. María Corina Machado hangi savaşı bitirmiş de Nobel Barış Ödülünü haketmiş. Donald Trump'ın ülkesi ABD yi ülkesi Venezüella'ya müdahale ederek, Maduro iktidarına son vermesini istemiş. Çok demokrat bir kadın. Çok demokrat olduğu için, çok demokrat olan Trump'tan ve ülkesi ABD den  kendi ülkesindeki hükümeti devirmesi için yardım istemiş. Bu işte kan dökülüp ölenler olabilirse de dert değil. Barış ödülü almaya engel de sayılmaz. 

Hem ABD nin demokrasi getirdiği ülkeler güllük gülistanlık. María Corina Machado ABD nin Irak'a getirdiği demokrasiden, kendi ülkesi Venezüella'ya da istemiş.  Her ne kadar bu istek henüz yerine getirilip Venezülla'ya demokrasi getirmese de María Corina Machado'ya Nobel Barış ödülünü getirdi. Gerçi María Corina Machado aldığı Nobel ödülünü kendisinin de sahibi, efendisi Trump'a ithaf ederk saygı ve bağlılığını göstermiş. Lakin bu Trump'ın Nobel Ödül komisyonuna olan kırgınlığını ve kızgınlığını gidermedi. 

Çok çok istiyordu bu ödülü. Oysa bu ödülü almak için Gazze'de binlerce Filistinlinin öldürülmesini desteklemişti. Binlerce Filistinili sivil kadın, çoluk-çocuğun siyonistler tarafından soykırıma tabi tutulmasına göz yummuştu. Göz yummak ne kelime en modern silah sistemleriyle destek olmuştu. Soykırımcı Netenyahu bir istediyse iki etmemiş binlerce etmiş dünyada eşi benzeri görülmedik silah sistemleri yağdırmıştı. 

İsrail patlattıkça bombaları Trump uçaklar ve gemiler dolusu göndermeye devam etmiş, yetmediği yerde kendi askerleri ve uçkaları da bombalamaya destek vermişti. Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarından daha fazla bomba atılmıştı Gazze'ye. Adeta taş üstünde taş omuz üstünde baş kalmamacasına. 

Hatta İran'ı, Yemeni bombalamış binlerce sivili katletmişti. Üstelik ABD de nice kız çocuklarının kanına girmiş, yüz kızartıcı günah galerisi sahibi  Jeffrey Epstein'in yakın dastu ve arkadaşıydı. Birlikte fotografları bile vardı. Bu bile ödül almasına yeter sebepti.  Bu adam Nobel barış ödülünü almayıpta ben mi alacaktım.
  Gerçi Kanada'yı ve Grönland'ı işgal edip ülkesinin topraklarına katamamıştı. Ama olsundu. Gene de hakkıydı bu ödül... 
 

Ah şu Putin var ya! Belki de hep O'nun yüzünden. Ne güzel Zelenski'nin kulağını çekip kıvama getirmişti. Hatta Ukrayna'nın nadir elementlerini kapmıştı Zelenski'den. Putin bir türlü hizaya girmedi. Söz dinlemedi. Rusya Ukrayna savaşnı bir bitirebilseydi cenneti de garantileyecekti. 

Bir de Netenyahu'ya laf anlatabilseydi belki Nobel Barış Ödülünü de kapacaktı. Bu Netenyahu ile Putin var ya, ne ettiyse bunlar etti adama. Biri ahiretini biri dünyasını berbat etti. Biri cennetten biri Nobel'den etti adamı. 
 

Hele Nobel Ödülü verilmemesi adama çok koydu. Oysa "23 Eylül'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na seslendiği konuşmasında yedi savaş bitirdim. Birleşmiş Milletler yardımcı bile olmaya yanaşmadı" dedi.  Bu ödülü çoktan hak ettim demek istedi. Daha ne yapsaydı. İsveç'e gidip Nobel Ödülü dağıtan komisyonun kapısının önüne mendil mi açsaydı. Ayıptır, günahtır.

Beyaz Saray İletişim Direktörü Steven Cheung, ABD merkezli X sosyal medya platformundaki hesabından, yaptığı açıklamada Trump'ın barış anlaşmaları yapmayı ve savaşları bitirmeyi sürdüreceğini belirtmiş.Trump için "O, insancıl bir yüreğe sahip ve bir daha asla onun gibi iradesiyle dağları yerinden oynatabilecek birisi gelmeyecek." ifadesini kullanmış. 

Adam doğru demiş. O insacıl yüreği Gazze'de 70 bin insanın soy kırıma uğramasında işe yaramasa da Hamas'ın elindeki İsrailli esirler için insancıllığını göstermiştir.
Cheung, Trump'a Nobel Ödülü verimeyince;  "Nobel Komitesi, barıştan çok siyaseti ön planda tuttuklarını kanıtlamıştır." görüşünü paylaşmış. 

Aslında bunu demeyecekti. Ayıp etmiş. Durduk yere "ciğere murdar" demenin alemi yok. Daha bunun yeni senesi gelecek senesi hatta daha gelecek senesi var. Şimdiden ödüle "murdar" deyip, ödül komitesini kızdırmanın alemi yok. Kızarlarsa verecek olsalar bile vermezler. 
Seneyi beklesin. Belki  verirler o zaman.
  Mersin/  Anamur
 

Yazarın Diğer Yazıları