Kerim Toslak

Propaganda Güçleri

Kerim Toslak

Yaklaşan yerel seçimler nedeniyle yapılacak propaganda çalışmaları değil konumuz. Bir de propaganda deyince Sinan Çetin'in yönettiği Kemal Sunal-Metin Akpınar'ın başrolünü oynadığı trajikomik film aklıma gelir de o da değil bahsimiz. Gerçi adı geçen filmin konusuna da kaynaklık eden ve bugün bölgeyi kan ve gözyaşına boğan aynı sorun. Bu sorun 1. Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu bölgesinde şehirleri, köyleri, kasabaları, adeta ortadan bölen, İngiliz ve Fransız emperyalist siyasetinin eseri, Sykes-Picot Anlaşması ile cetvelle çizilen haritadan ve bu anlaşmanın sonrasında bölgede bir çıban başı olarak peydahlanan İsrail'in ve İsrail'in hamiliğini yapan, dünyadaki Yahudi lobilerinin propaganda çabalarından bahsedeceğiz.

Propaganda konusunda geçtiğimiz yüz yıllık dönemde kimse İsrail'i kuran Siyonistlerin eline su dökemez. Dünyadaki sözlü ve yazılı basın yayın kuruluşlarının büyük kısmı, adeta Siyonistlerin ve İsrail'in gönüllü propagandistleridir. Sinema, müzik, edebiyat ve diğer sanat camiasında hattâ siyasette de durum aynı. Ne halt ederlerse etsinler, hangi caniliği yaparlarsa yapsınlar, kimse siyonistler ve İsrail aleyhine iki kelam edemez. En basitinden aforoz edilip işsiz bırakılır. Her türlü linç hazır. Bir tarafta 2. Dünya Savaşı sırasındaki Yahudilerin uğradı Nazi zulmü ve soykırımını bahane ederek toplumların merhamet duyguların istismar edip, propaganda malzemesi olarak kullanıyorlar. Siyonistlerin akla ziyan amaç ve hedeflerini eleştirenlere, hemen anti semitist damgası yapıştırarak sahip oldukları medya gücüyle linçe tabi tutuyorlar. Bu propaganda gücüyle müthiş bir algı oluşturuyorlar. 

  Bir taraftan "İsrail'in gücünün karşısında kimse duramaz, İsrail korkunç bir güç" algısıyla tehditleri bertaraf ederken başka bir taraftan da "İsrail bölgede tek medeni, demokratik, insan haklarına sayılı bir cici ülke, her şeyi ile İsrail ne yaparsa yapsın haklı. Öyle ki; bölgede İsrail'in yaptığı her şey meşru her şey ahlâki, Filistinliler ise terörist, zaten öldürülmeyi hak ediyorlar." 

Propaganda gücüne de güvenerek, o özgüvenle, "Hamas 40 İsrailli bebeğin kafasını kesti yalanını" ortaya atarak algı oluşturmaya kalktılar.  

Ancak dünya eski dünya değildi. Dünya değişmişti. Sosyal Medya icat olunca İsrail'in propaganda oyunu bozulmuştu. İsrail'in propaganda silahı ve algı oyunları patır patır dökülmeye başlamıştı. Hamas'ın gerek iki ay süren Gazze'deki savaş ile ilgili videolar, gerek rehine takasında İsrailli rehinelerin teslimi sırasında çekilen videolar, sosyal medya platformlarında paylaşılmaya başlanınca, İsrail'in dünya kamuoyunu yanıltan propaganda oyunları bozuldu. Hatta Hamas'ın lehine dönmeye başladı. İsrail hamisi Yahudi lobileri ve İsrail'in Siyonist yöneticileri sorumlu olarak gördükleri Tesla, SpaceX ve sosyal medya platformu X'in sahibi Elon Musk'a ceza kesmekle terbiye etmeye kalktılar. Özellikle yandaş bir takım şirketleri Elon Musk'un sahibi olduğu sosyal medya platformu X'e reklam vermemekle tehdit ettiler. Bir linç girişimi başlatılıp Elon Musk'u kıvama getirince İsrail'e davet ederek SpaceX uydularıya  Gazze bölgesine İsrail'in izni olmadan internet sağlamaması  konusunda anlaşma yaptılar. Bir de İsrailin  C. Başkanı ve Başbakanının verdiği gaz ile  "Gazze'ye daha iyi bir gelecek sağlamak için İsrail'in Hamas grubunu yok etmekten başka hiçbir seçeneği yok" açıklamasını yaptırdılar. Aynı Musk ABD ye dönünce İsrail'de verilen gazın etkisi geçmiş olacak ki; katıldığı bir programda spikerin kendisine sahibi olduğu sosyal medya platforumu X'e reklam vermemekle şantaj yapan Yahudi lobilerini hatırlatınca, buraya yazmaya imtina edeceğim,  'sin kaflı' galiz bi küfürü söz konusu lobi ve şirketlere basmış. Tabiri caiz ise resti çekmiş.

Galiba 7 Ekimden sonra Hamas ve Kassam Tugayları terör devleti İsrail'in "güçlü ordu, güçlü istihbarat "karizmasını çizdiği gibi propaganda gücünün de kimyasını bozdu, karizmasını çizdi.

Selçuklu/ Konya

Yazarın Diğer Yazıları