Kerim Toslak

Trump'ın Ortadoğu Gezisi!

Kerim Toslak

Geçen hafta ABD başkanı Donald Trump Ortadoğu ziyaretini gerçekleştirdi. O ziyarette 4 trilyon dolarlık anlaşmalar imzaladığını ifade etti. Buna 4 trilyon dolarlık haraç aldı da demek mümkündür. Çünkü bu sözüm ona devletler ABD’nin kuklaları demek daha doğru) aldıkları bu silahlarla ne kendilerini koruyabilecek, ne de bir işe yarayacak. Gazze ve Filistin için işe yaramayan silahlar hiçbir yerde işe yaramayacak demektir. Belki kendi saltanatlarını korumak için, kendi halklarına yönelik kullanılabilir. Gerçi o silahları kendilerine veren efendileri istemezlerse onlara da kullanamazlar. Zaten kullanacak adamları da yetenekleri de yoktur. Üç beş sene sonra demode olacak ve aynı şekilde bir başka ABD başkanı gelecek benzer senaryolarla yine Körfez ülkelerinin petrol dolarlarını alıp gidecek.

Bu arada Trump, Suriye Başkanı Ahmet Şara, Suudi Arabistan veliaht prensi Selman ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın video konferans yoluyla gerçekleştirdikleri toplantı sonrasında, Suriye'ye yaptırımları kaldırdığını açıkladı.
Dört gün süren Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirliklerini kapsayan bu ziyaretlerden geriye kalan asıl dikkat çekici hususlar, İsrail'in ziyaret programına alınmaması ve ziyaret ettiği ülkelerde Donald Trump'a gösterilen ilgi ve abartılı karşılama programlarıdır. Özellikle Birleşik Arap Emirliklerindeki karşılamada, sağlı sollu dizilen kadınların uzun saçlarını sallayarak yaptıkları karşılama seremonisi, utanç görüntüleri olarak hafızalarımızda yerini aldı. Eski bir gelenek olarak ifade edilen bu rezalet görüntüler, İslam öncesi cahiliye dönemine dönüşün bir işareti olarak yorumlanabilir. Ben Bu utanç sahnesini gördüğüm zaman, aklıma bir zamanlar Ahmet Altan'ın bir yazısında yer verdiği "Ey Kavmim Sen Nesin" diye başlayan şiiri hatırladım. (Ahmet Altan kendisine mi yoksa başkasına mı ait olduğuna yer vermese de işin ehli  bazıları şiirin Filistinli Şair Halil Cibran'a ait olduğunu yazdılar.) Burada şiirin tamamına yer verecek değilim. Ancak aklımda kalan kısa bir bölümü, özellikle yukarıda belirteceğim durumu anlatıyor sanki:

"Bir koyun sürüsünden çalar gibi çalarlar insanlarını ve sen bir koyun sürüsü gibi bakarsın çalınanlarına./
Tanrı'ya yakarır ama firavunlara taparsın."
Trump'ın İsrail'i ziyaret programına dahil etmemesi bazılarını sevindirip edip, Trump İsrail'i gözden çıkardı diye yaygara yapsa da Trump bilerek ve isteyerek bu planlamayı yapmıştır.

Hatta bazıları İngiltere'de Avrupa'da İsrail'i gözden çıkardı diyerek, bu koraya katılıyor. Bu arada İsrail'de her gün Gazze'de ve Batı Şeria'da soykırıma ve işgale devam etmektedir. İsrail'i Ortadoğu’ya ve insanlığa gayrimeşru başbelası bir devlet olarak peydahlayan İngiltere iken ve her türlü yardım ve destekle katliama ve soykırıma devam etmesini sağlayan ABD iken İsrail'den kolay kolay vazgeçeceğini düşünmek hayal kurmaktır. Olsa olsa yeni bir şeytanlık peşindedirler. Örneğin; Trump'ın, Netanyahu ve Galant hakkında  UCM de soykırm davası açılmasını sağlayan Güney Afrika Cumhuriyetine,  İsrail yanlısı bir siyonisti  Büyükelçi olarak ataması durduğu yeri gösteriyor.

Emperyalistlerin vicdanı yoktur. Onlardan merhamet umanlar hayal kırıklığı yaşamaya mahkumdur. Onların anlayacağı dil güçtür. Bu güç de sadece ve sadece şiddettir. Eğer senden korkarlarsa diz çökerler. Tarih bunun şahididir.

Merhum Mısırlı Âlim Şehit Seyit Kutup "Batıdan nefret ediyorum, Amerika'dan nefret ediyorum; ama daha çok Amerika'nın vicdanına sığınan Müslümanlardan nefret ediyorum." Diyor. Bu söz her şeyi özetlemeye yetiyor.

Selçuklu/ Konya

Yazarın Diğer Yazıları