Mehmet Kanmaz

28 Şubatı Hatırlamak-2!

Mehmet Kanmaz

Değerli dostlar; toplumların hayatında karanlık günler vardır; Türkiye pratiği ile son 120 yıllık mazisi darbeler hızarından geçmiş bir ülke ise, tünelin ucunu görmeyi arattıran nice karanlık geçişler ve karabulutlar yaşanır olur.

İrili ufaklı darbeler, ana darbeler, ara darbeler, post darbeler, yavru darbeler ve onlarca taşeron darbe sektörleri hatırladığımızda ve bunları isimlendirdiğimizde, neredeyse kullanılmayan harf bile kalmamıştır.

İşte Unutmak istemediğimiz, unutturmayacağımız ve bu yıl 28.yılını andığımız 28 Şubat, böylesi kasavetli geçmişimizin en karanlık dönemlerinden birinin adıdır.

Darbelerin tecrübe kazandığı, post unvan aldığı, TSK.leri içinde yuvalanan BÇG  cunta mensubu ihtilalci yapının sütrede kalarak, sözde sivil kuruluşları topluma rağmen, toplum adına cepheye sürdüğü bir trajedinin adıdır.

28 Şubat; kanayan milyonlarca vicdanın duyulmayan ağlayışına, kendini bile şahit tutamayan iç kanamanın, ızdırabın sessiz çığlığıdır.

28 Şubat; her mağrurun mağdur üretmeyi neredeyse hayatına ve psikolojisine kazıdığı bir dönemin hala bitmeyen ve gölgelerini, kapalı devre ve uyuyan dev modunda koruyan bir derin tezgahın, sadece tezgahları ele veren uzun süreli bir senaryosudur.

Milli iradeye inanmayanların hala farklı tezgahtarlar bulma çabaları artık nafile! Ama gelin görün ki, millet uyanışın şuuruna erdikçe, sivilleşmenin ayak sesleri yükseldikçe, tezgahtar yetiştiren menfi tezgahlarında azalması gerekir.

Bunun için Sivil bir anayasa bu darbe hevescilerinin heveslerini kursağında bırakacak kalıcı ve köklü bir ilaç olacaktır……

İmanla hürriyetin, bireyle toplumun, ilimle ihlasın, aile ile huzurun kol kola birbirini sardığı sosyo ekonomik standartını yakalamış bir müreffeh ülke için gayrete, müspete ve kardeşliğe olan inancımızı daha da pekiştirerek, AB ve ABD ile köprüyü geçene kadar  sulh içinde, İslam dünyasına da kulaç atan bir ülke olmalıyız.

Birlikte düşünmenin keyfi ve huzuru ve yatayda gelişmenin müzakereci kültürü ve derin vicdanların aklı selimle ülkenin irfan dinamiklerinden beslenen kalbi inkişafına ve aklın işçiliğine talipli olmuş ve bunun hakkını veren herkes, 28 Şubatını yendiği gibi, 28 Şubat silüetlerine de itibar etmez.

Değerli dostlar;;Sonuç olarak; Kader, makul olanı mazlumca ve mahzunca mahzeninde korudukça, bu ülkenin aklı selimi, imana ve İslam’a susamış bu vatan evlatlarını hem payidar edecek, hem de ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel değerlerimizle yeniden inşa etmenin seferberliğini getirecektir…..

Yeter ki bizler bizi vesayet altına almak isteyen vesayetçilere ve onların taşeronlarına fırsat vermeyelim, Her şeye rağmen bizler 2025’in bu millet ve devletimiz için umut vadeden bir yıl olacağı kanaati ve temennisini muhafaza ediyorum…

Yazarın Diğer Yazıları