Mehmet Kanmaz

Küresel Savaşın Sesleri!

Mehmet Kanmaz

Yahudi devletinin Gazze’de Zulmü devam ederken haddizliklerine bir yenisini daha ekleyip  İRAN’a saldırarak İşgal sahasını genişletme teşebbüslerine bakıldığında içinde bulunduğumuz İslam Coğrafyasının yeni ve büyük bir paylaşımın eşiğinde olduğu anlaşılıyor.

İslâm Dünyası, küresel güçlerin pompaladığı ve belki tarihinin en büyük Din ve mezhep savaşlarından birini yaşıyor. Bu savaşın oyun kurucuları var, Taşeronları var ve mağdur ve mazlumları var.

Bu işgal girişimleri  karşı; Zaferin ve fethin gerçekleşmesi Ümmetin birliğinden yani ittihadı İslam’dan geçeceği kuşkusuz. AMA NASIL? Önce; Ehli Sünnet, Şia ve Vehhabî ALİMLERİ bir masanın etrafına oturabilmelidirler. 

Sonra; Aralarında derin uçurumlar oluştursa da ihtilaflarını rafa kaldırıp, ortak müştereklerini tespit etmelidirler. Daha Sonra; Ümmette ittifak duygusunun gelişmesini sağlayacak aydınlatma faaliyetlerini başlatmalıdırlar.

Bunlardan sonra; Siyasi anlamda Müslüman Devlet yöneticilerinin müşterek tehdidi fark ederek birlikte hareket etme imkanı ortaya çıkabilecektir. 

Bu yolun dışındaki bütün girişimler, mezhep savaşlarına benzin taşıyacak ve küresel güçlerin ekmeğine yağ sürecektir.

Birliğin sağlanmasında fert fert hepimize görev düştüğüne inanıyorum. Sözlerimiz, yazılarımız ve davranışlarımız bölünmeye ve kavgaya değil, birleşme ve dayanışmaya yaramalıdır.

Diğer Taraftan; Türkiye, sınırlarının hemen ötesinde cereyan eden bu büyük mücadelede kilometrelerce öteden gelip İslam coğrafyasını 100 yıl sonra tekrar bölüp parçalamak için pazarlık Masaları kurulurken bir yüz yıl daha bekleyecek halimiz yoktur ve biz bu masanın merkezin de olmak mecburiyetindeyiz ve bunun için her türlü riski de almamız gerektiği kanaatindeyim.
Bu hususta da, serin kanlı davranıp kazan kazan prensibi ile Gücümüzün yettiğinin ötesinde gerekirse batının dessas ülkesi İngiltere’nin hesaplarının hilafına beklenmedik fiili durumlar içinde yeni koridorlar açmak gerektiğini düşünüyorum.

Diplomatik ataklarla da Türkiye, mümkün olabilen azami sayıdaki İslâm ülkelerinin temsilcilerinin iştirak ettiği bir "YAHUDİ ZULMÜNÜ DURDURMA KRİZİ ÇÖZÜM KONFEDERASYONU" oluşturmasına liderlik yapmalı, gerekirse İslam barış ordusu kurulmasına öncülük etmelidir.

Bu konfederasyon ve İslam barış ordusu eliyle iştirak eden ülkelerin İslam coğrafyasındaki bu Krizinin çözülmesi için siyasi, ekonomik ve askeri destekleri sağlanmalıdır.

Demem o ki daha fazla geç kalmadan bu Zor süreç, İslâm Dünyası ile birlikte aşılmalıdır. Türkiye’de buna liderlik yapmalıdır.
Son olarak ta tabii ki yazımızı bir dua ile bitirelim ve hep birlikte; ”Rabbim bütün şerlerden İslam alemini muhafaza eyle ve bu Aziz millete ve devletimize tekrar Maddi ve manevi nimetlerinle beraber bir bayraktarlık görevi ver.. Amin diyelim inşallah..

Yazarın Diğer Yazıları