Mustafa Özyurt

75- AHMED MİRZA HAN

Mustafa Özyurt

Mürşid-i Kamil Ubeydullah- Ahrar hazretlerinin teklifini kabul etmenin cezasını çekti. Ordusu da arkasından kaçtı. Kardeşi Ahmed Mirza ise, Ubeydullah-ı Ahrar’ın(ks.) sözünü dinlediği için, kazanılması imkansız görünen muharebeyi kazandı. Din ve dünya saadetine kavuştu. Ordusunun başına geçerek, Semerkand ahalisi ile kaçanların peşine düştü. Onları otuz kilometre kadar takip etti. Çok mal ve silah topladı. Leşker-i gaza (gaza ordusu) vazifesini tamamlayınca, burçdaki murakabe halindeki sufilerden  müteşekkil leşker-i dua (Dua ordusu), Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin huzuruna döndüler. Sultan Ahmed Mirza da, Ubeydullah-ı Ahrar’ın huzuruna varıp, kurtuluş ve saadet buldu.

     Ayrıca, Şeyh Ömer Mirza ile Sultan Ahmed Mirza Han arasında muharebe öncesi vuku bulan hadise de ibret vericidir. Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin en meşhur talebelerinden ve Ahmed Mirza’nın çağdaşı Mevlana Kadı Muhammed Semerkandi, Silsilet-ül-arifin adlı eserinde bunu şöyle bildirir:

     “ Bir gün Şeyh Mirza Ömer’in, Kıpçak çölü Sultanların Sultan Mahmud’dan yardım alarak, büyük bir orduyla Semerkand üzerine yürüdüğü haber verildi. Bunun üzerine Semerkand Sultanı Sultan Ahmed Mirza muharebe hazırlıklarını tamamlayıp, karşı koymak üzere büyük bir orduyla yola çıktı. Ubeydullah-ı Ahrar da(ks.) yanlarında gelmesi rica edilince, o da orduya katıldı. Halk, Sultan’ın onu, sulh yapmak için yanında götürdüğünü zan etmişti. Ubeydullah-ı Ahrar hz.kırk gün Sultan Ahmed’in ordusunda kaldı. Ordu, Akkurgan mevkiinde konaklamıştı. Sultan Ahmed, Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerine karşı askerden bir edepsizlik olmasın diye, orduyu geniş bir sahada topladı ve biraz uzakta tuttu. Birkaç gün bu şekilde hareketsiz beklediler.

       Bir gün Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri, Sultan Ahmed Mirza’ya; “Beni buraya niçin getirdin ? Eğer muharebe yapmak istiyorsanız ben Sipahi değilim. Sulh yapmak istiyorsanız, neden geciktiriyorsunuz?. Benim artık burada asker arasında durmaya mecalim kalmadı” dedi. Sultan Ahmed Mirza; “Benim bir kararım yok. Her şeyi sizin doğru olan reyinize bıraktım. Siz ne emrederseniz, biz ona uyarız” dedi.

    Bunun üzerine Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri bir ata binip, yanına da yakınlarından bir cemaat alarak karşı tarafta bulunan Şeyh Ömer Mirza’nın ve Sultan Mahmud’un bulunduğu yere doğru hareket etti. Bunu haber alan her iki Sultan da karşılamaya çıktılar, yolun yarısında karşıladılar. Sonra Şahruh’a gittiler. Ubeydullah-ı Ahrar (ks.) Sultan Mahmud’a çok iltifat gösterdi. Konuşma sırasında hep ona bakarak konuştu. Bundan sonra üç sultan, muharebeden vazgeçip sulh yapmayı karalaştırdılar. Andlaşma şartları da  tesbit edildi. İki tarafın askerlerinin saf bağlaması, aralarına büyük bir çadır kurulması ve üç sultanın bu çadırda toplanarak Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin idaresi altında andlaşmayı imzalaması karalaştırıldı.

 

Yazarın Diğer Yazıları