Modern Dünyanın Yalanı: Empati!
Osman Avcı
Son 15-20 yıldır dilimize yerleşen bir kelime var: Empati. Fransızca kökenli bu kelime, kısaca “kendini karşıdakinin yerine koymak” anlamında kullanılıyor. İnsan ilişkilerini düzeltmek ve toplumsal huzuru artırmak adına sıkça gündeme getirilen bu kavram, nedense hayatımıza girdiği günden bu yana beklenen etkiyi bırakmış gibi görünmüyor.
Zira insanlar hâlâ birbirini anlama gayretinde değil. Hâlâ karşısındakini ön yargılarıyla demoralize (o da Fransızca bu arada!) etme telaşında. Bu başka bir yazının konusu elbette ama Anadolu insanını ithal kelimelerle yeniden dizayn etmeye çalışmak da başlı başına koca bir balon gibi duruyor.
Neyse, biz asıl meselemize dönelim.
Değerlerinden ve geçmişinden kopuk yaşamaya zorlanan toplumlar, başka milletlerin içi boş argümanlarıyla düzelmez. Bir toplumu inşa etmenin en etkili ve kalıcı yolu, o toplumun kendi değerleri ve kendi coğrafyasının erdemleriyle mümkündür.
İçinde yaşamadığı, düşünce ikliminin ne anlamlar barındırdığını bilmediği medeniyetlerin; başka bir medeniyet üzerinde sahici ve kalıcı etkiler bırakması neredeyse imkânsızdır.
Burada bazı dostlar şöyle diyebilir:
“Eee o zaman sen ilerlemeye, yeniliğe, etkileşime kapalı birisin.”
Hayır. Anlatmaya çalıştığım kesinlikle bu değil.
Eğer maksadımı hâlâ bu şekilde anlayan dostlar varsa, yazının bu durağında inebilirler.
İlmin Çin’de bile olsa gidip alınmasını tavsiye eden bir Peygamberin ümmeti olarak bizim sorunumuz, dışarıdan gelen bilgiyle değil; o bilginin bize giydirilme şekliyle ilgilidir. Bizim derdimiz, kendi değerlerini bilmeden, başkalarının vitrinine koyduğu “jelatinli” kavramları kıymet sananlarla.
Çünkü bugün; amirinden memuruna, öğretmeninden öğrencisine kadar tüm toplumsal ilişkilerimiz, ne yazık ki yeni dünya düzeninin parıltılı ama içi boş kurallarına göre şekilleniyor.
Oysa; eğitim, cehaletle mücadele, kamu düzeni, diplomasi, kurumsallık gibi birçok temel meseleyi bize asırlar öncesinden anlatan bir Peygamberimiz var. Hem de bunları hayatıyla, örnekliğiyle ve adaletiyle göstererek.
Yani bizim, şarap ve parfüm üretiminde mahir ama insanlıkta fakir medeniyetlerin fikirlerini ithal etmeye ihtiyacımız yok.
Çünkü Peygamberimiz ne demişti:
“Kişi kendine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmasın.”
“Kendisi için istediğini, kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz.”
Velhasıl, empati bizim ithal etmemize gerek olmayan bir kavram. Çünkü; biz, onu zaten özümüzde taşıyoruz.