Osman Avcı

Soruşturmaların sessiz haritası

Osman Avcı

Siyasetin en ilginç yanlarından biri, bazen gerçeğin değil, gerçeğin etrafında dolaşan gürültünün gündemi belirlemesidir. Bugünlerde belediyelerle ilgili soruşturma haberlerinde de tam olarak böyle bir tablo var. Sokakta, sosyal medyada, kahve sohbetlerinde dolaşan yaygın kanaat şu: “En çok soruşturma CHP’li belediyelerde.”

Ama işte asıl ironisi burada başlıyor. Çünkü rakamlar, belgeler ve İçişleri Bakanlığı’nın açıklamaları bambaşka bir hikâye anlatıyor.

2024 yılı boyunca 1.048 belediyeye soruşturma izni verildi. Bu izinlerin 472’si AK Parti belediyelerine, 267’si CHP belediyelerine, geri kalanı da MHP, İYİ Parti, DEM ve bağımsızlara ait.
Yani yüzdeyle sorarsanız:
Soruşturma izinlerinin yüzde 45’i AK Parti’ye,
yüzde 25’i CHP’ye,
geri kalan yüzde 30’u ise diğer partilere dağılıyor.

Dahası, yıl içinde ele alınan 1.701 şikâyetin sadece 176’sı soruşturmaya dönüşmüş. O 176 dosyanın dağılımı da şöyle:
    •    AK Parti: 59
    •    CHP: 58
    •    MHP: 21
    •    HDP/DEM: 10
    •    İYİ Parti: 7
    •    Bağımsız/diğer: 21

Şimdi gelelim asıl soruya:
Bu tabloya rağmen neden kamuoyu bunun tam tersini düşünüyor?

Cevabı basit ama bir o kadar düşündürücü:
Soruşturmanın çokluğu değil, sesinin yüksekliği algıyı oluşturuyor.

CHP’li belediyeler hakkında açılan her soruşturma, özellikle büyükşehirlerde olduğunda, adeta ülke genelinde siren çalıyor. Sosyal medya, televizyon tartışmaları, haber kuşakları… Her biri konuyu büyütüyor, köpürtüyor, dolaşıma sokuyor. Olay olduğundan büyük görünüyor, kamuoyu da bunu “demek ki en çok sorun orada” diye kaydediyor.

Öte yandan AK Parti’deki soruşturmaların hatırı sayılır kısmı küçük yerel belediyelerde yaşanıyor. Dosyalar çoğu zaman sessizce ilerliyor, büyük tartışma yaratmadan kapanıyor. Kamuoyunun duymadığı şey ise doğal olarak hafızasına da kazınmıyor.

İşte bu yüzden bugün Türkiye’de garip bir denklem oluşmuş durumda:
En çok soruşturma AK Parti’de ama en çok konuşulan CHP’de.
Bir taraf sessiz rakamları temsil ediyor, diğer taraf yüksek volümlü algıyı.

Siyasetin doğası gereği, bugün gürültü neyi işaret ediyorsa gerçek de oymuş gibi kabul ediliyor. Oysa yerel yönetimleri değerlendirirken en son bakmamız gereken şey gürültü, en çok bakmamız gereken ise rakamlardır. Çünkü rakamlar gürültü çıkarmaz; sadece gerçeği gösterir.

Bugün mesele, hangi partinin ne kadar soruşturma aldığı değil aslında.
Mesele, toplumun neden gerçeği değil, yankıyı takip ettiğidir.
Ve işin tehlikeli tarafı da tam burasıdır.

Siyaseti anlamak için bazen olaylara değil, olayların nasıl anlatıldığına bakmak gerekir.
Gerçekler sakindir; algı ise gürültülü.
Ama yönetenleri belirleyen, ne yazık ki çoğu zaman gürültüdür.

Yazarın Diğer Yazıları