Osman Avcı

Sumud Filosu ve popülizm

Osman Avcı

Türkiye’de meselelere bakarken genelde herkes, durduğu yerin ve beslendiği fikir akımlarının perspektifinden olayları yorumlar.
Hal böyle olunca insanların doğruyu analiz etme ve doğruya ulaşma oranı oldukça azalır. Çünkü herkes kendince doğru olanı baz aldığı için aslında var olan hakikate ne yazık ki çok az bir kitle ulaşabilir.

Son günlerin moda konusu ise Sumud aktivistlerinin davranışları ve bunun üzerinden medyada ortaya çıkan tartışma ortamları…

Bu meseleye şöyle bir misalle başlayayım


Peygamberimiz döneminde Huneyn ve Uhud savaşlarına atıfla hadis âlimleri şu hadisi nakleder:

“Kim ganimet elde etmek için savaşırsa, onun Allah katında bir payı yoktur.
Kim şan, gösteriş veya cesaretle övülmek için savaşırsa, o da Allah yolunda değildir.”
(Kaynak: Nesâî, Cihâd 24; Ebû Dâvûd, Cihâd 23; Müslim, İmâret 149)

O dönemlerde, ucunda ölüm olsa bile Müslümanlar'dan görünüp ganimet, cesaret veya şöhret peşinde olanlar çıkıyordu. Ancak Müslümanlar, kazandıkları zaferlerde bu kişilerin durumlarından ziyade zaferin izzet ve şerefini yüceltmeye, Allah’a daha çok yakınlaşmanın derdiyle dertlenmeye odaklanıyordu.

Bu durum o gün nasıl var idiyse, bugün de var olabilir.
Aklı selim ve bilinci şuurlu olan insanlar, ganimet ve şöhret peşinde olanlarla izzet ve şeref mücadelesi verenleri birbirinden ayırabilir.

Dolayısıyla, ablukanın az da olsa delinmesi ve mazlumların sesini dünyaya duyurma çabası içinde olan şuurlu aktivistlerin gayretlerini gölgelemeye müsaade etmemek gerekir. Kalpleri ancak Allah bilir; bu yüzden bazı kişilerin niyetlerini gündem ederek meseleyi bulandırmak beyhude bir uğraştır.

İnsani bir bakış açısına sahip olan herkes, bu filoyla birlikte bir ses çıktığını, o sesin dalga dalga büyüyerek karar vericileri harekete geçirmek adına bir nebze olsun etkili olduğunu görmelidir.
Mazlumlar adına kazanılabilecek her şeyi kazanmanın mücadelesini veren insanları, sayısı bir elin parmağını geçmeyecek popüler isimlerle aynı kefeye koymak bu mücadeleyi sulandırmaktan başka bir işe yaramaz.

Unutmayalım ki,  yürüyenler oturanlardan, koşanlar yürüyenlerden daha üstündür.
Bizim üzerimize düşen feraset sahibi olmak ve meselenin özünü popülizme kurban etmemektir.

Mesela Konya’da muazzam bir katılımla Filistin Yürüyüşü yapıldı


Oraya gelip küçük bir ses dahi çıkaran, vicdanında hâlâ merhamet ve insanlık taşıyan tüm Konyalılara teşekkür ediyorum.

Elbette bunu şov, gösteriş için yapanlar olabilir. Bu benim umurumda değil.
Ancak bunu kimin şova çevirdiğini de bilmemezlik etmiyorum.
“Umurumda olmaması” şu anlama gelmez; “Kimin şov yaptığını bilmiyorum değil aslında bal gibi biliyorum.” Her şeyin farkında olmak, şerrinden emin olmaktır.

Son söz olarak şunu ekleyeyim,
Rabbim bizi münafıkların şerrinden emin eylesin, onların hesaplarını görebilecek basiret ve feraset versin.
Filistin ve Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize daha güçlü yardımlar yapabilecek konuma bizi muktedir eylesin.

Yazarın Diğer Yazıları