Mülakatlar tartışılır olmaktan çıkarılabilir mi?
Prof. Dr. Abdurrahman KUTLU (Selçuk Üniversitesi Eski Rektörü)
Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS), 2002 yılında Koalisyon Hükümeti tarafından bazı devlet kurumlarına personel alımı için çıkarılmıştır. Sınavın ana amaçları arasında, kamu kurum ve kuruluşlarına yapılacak olan personel istihdamının, şeffaf ve adaletli bir biçimde gerçekleşmesi ve sınav rekabeti içinde personel kalitesini en üst seviyeye çıkarmak olarak düşünülmüştür.
Uzunca bir süredir, KPSS’den sonra yapılan mülakat sınavları çeşitli yönleri ile eleştirilmektedir.
Bu eleştiriler içerisinde yer alan iddialar, mülakat sınavlarının şeffaf yapılmadığından, taraftarların çocuklarının alındığından, mülakatlarda sorulan soruların bilgi ölçme yerine, alınacakların dışındakileri eleme amacı taşıdığı, sınav sorularının ve değerlendirmelerin jüriden jüriye farklılıklar gösterdiği gibi çok çeşitli şekillerde olmaktadır.
İlgili, ilgisiz her kesimini rahatsız eden, bir yerde toplumu yoran mülakat sınavlarının özellikli mesleklerin dışında yetkililerce kaldırılacağı söylenmişti. Bazı mesleklerde mülakat gerekli olabilir. Nitekim MEB Sayın Prof. Dr. Yusuf Tekin öğretmen alımlarında mülakata devam edeceklerini söylemişti. Ama mülakat sınavlarını tartışılır olmaktan da çıkaramadı. Bunu başarabilseydi sınavla ilgili eleştirileri ortadan kaldırır toplumu rahatlatırdı. Ve böylece sınava girecek öğretmen adaylarında, “başarılı olanın, hakkı olanın kazanacağı” güvenini oluşturmuş olurdu.
Burada Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü yaptığımız yıllarda Beden Eğitimi, Resim ve Müzik Bölümlerine mülakat nitelikli yaptığımız sınavlardan bahsedeceğim.
Beden Eğitimi, Resim ve Müzik Bölümlerine kişisel beceri ve kabiliyetlere göre alınan öğrenciler için, torpili olanları alıyorlar, hocalar kurs verdikleri öğrencileri alıyorlar, adamı olan girer gibi önyargıları ve dedikoduları önlemek ve sınava giren öğrencilerde ve velilerde “başarılı olan, hakkı olan kazanır” güvenini yerleştirmek için çeşitli metodlar geliştirmiş ve görev süremiz süresince her yıl daha da geliştirerek uygulamıştık.
Beden Eğitimi Bölümü Sınavı: Kamera kayıtları ile koşu barajını geçtiği kesinleşen öğrenciler Beden Eğitimi Bölümü hocaları tarafından oluşturulan, çeşitli spor aletlerinde ve kişisel becerilerine yönelik testlere tabi tutuldular. Bu testlerde zamanla yarışan her öğrencinin her testten aldığı puan anında, sınava katılan öğrenciler ve velileri başta olmak üzere, herkesin gördüğü büyük ekrana yansıtılıyordu.
Hiçbir hocanın kişisel puan verme yetkisi olmadan yürütülen bu sınavı, görevlendirilmiş bir Beden Eğitimi Hoca komisyonu yürütüyordu. Bu komisyonun içine sınava giren öğrenci velilerinden bir kaç veli dahil ediliyordu. Ben de bir kaç defa sınavın seyrini veliler için ayrılan alanda velilerin arasında izlemiştim.
Her öğrencinin test/sınav kademelerinde aldığı toplam puan, her öğrencinin merkezi sistemden (ÖSYM) aldığı ve sınav salonunda listeler halinde asılan puanla, YÖK’ün belirlediği esaslara göre beraber değerlendirildi. Ona göre asıl, yedek listeleri oluşturuldu ve ilan edildi.
O dönemlerde sınavı kazanan öğrenci velilerinden değil, sınavı kazanamayan öğrenci velilerinden bize teşekkür mektubu gönderenler olmuştu.
Bizim Beden Eğitimi sınav ekibini, öğrencilerinin sınavlarını yapmak için davet eden üniversiteler olmuştu.
Resim Bölümü Sınavı: Sınav için İstanbul’daki bir üniversiteden üç Öğretim Üyesinin görevlendirilmesi talebinde bulunuldu. Bu gelen hocaları üst yönetimin dışında herkes imtihan sabahı öğrendi. Sınav salonlarına Resim Bölümünden gözetmen olarak hiçbir öğretim elemanı alınmadı. Sınava giren öğrenciler isimleri kapalı kâğıtlara davetli hocaların belirlediği modeli veya bir objeyi / leri çizdiler.
Bir Rektör Yardımcısının Başkanlığında yürütülen sınav, sınav bitince isimler açılmadan davetli öğretim üyeleri tarafından kâğıtlar değerlendirildi. Resim Bölüm Başkanının da bulunduğu sınav komisyonu kapalı isimleri açarak, öğrenciler aldıkları puanlarına göre sıralandı. Asıl ve yedek listeler belirlendi ve sonuçlar ilan edildi.
Müzik Bölümü Sınavı: Müzik Bölümü öğretim elemanlarından beş jüri oluşturuldu. Her jüride üç hoca bulunuyordu. Sınava giren her öğrenci sıra ile bu jürilerin önünden geçti ve jüri üyeleri tarafından kendilerine çeşitli sorular soruldu. Her jüri üyesi her öğrenciye kendi değerlendirmesine göre not verdi. Öğretim elemanlarının her öğrenci için verdiği notlar sınavı yürütmekle görevli Rektör Yardımcısı ve Müzik Bölüm Başkanı tarafından toplandı ve öğrenciler aldıkları puanlara göre sıralandılar. Asıl ve yedek listeler belirlenerek sonuçlar ilan edildi.