Avrupa’dan Amerika’ya göç eden insanlar tarafından kurulan ABD, Bağımsızlık Bildirgesi’nin 250.yıldönümünün kutlanmasına aylar kala, Trump’ın içerde takip ettiği politikalar sebebiyle, ABD’nin kuruluş ilkelerinden uzaklaşıyor yorumları yapılıyor.
Düşünce ve fikir özgürlüğüne savaş açan Trump, Gazze katliamlarına tavır koyan üniversiteler başta olmak üzere, üniversiteleri ödeneklerini kesmekle tehdit ediyor. Dünyanın bütün ülkelerinden seçilmiş göçmenlerin gelmelerini teşvik eden, üniversitelerine dünyanın her yerinden öğrenci çeken Amerika, şimdi yabancıları ülkeden çıkarma derdine düşen Amerika’ya dönüştü. Başkanlık koltuğuna ikinci kez oturan Trump her yönden alışılmışın dışında bir başkanlık sergiliyor. İzlediği politikalarla dünyayı sadece şaşırtmıyor, kaygılandırıyor da.
Görevinin başlarında Meksika Körfezi’nin adını Amerika Körfezi olarak değiştiren Trump, Kanada’nın Amerika’nın 51. Eyaleti olması gerektiğini, Panama Kanalı’nın Amerika’nın kontrolüne gireceğini, Grönland Adası’nı gerekirse zorla alacağını söyleyerek bütün dünyayı gerdi, ülkelerin teyakkuza geçmesine sebep oldu.
“Amerika’nın müttefikleri tarafından çok süistimal edildiğini” söyleyerek göreve başlayan ve geçmiş hükümetin ABD’nin menfaatlerini korumadığını, bundan sonra bunlara meydan vermeyeceğini belirten Trump’ın sözleri müttefiklerinde kaygı yarattı.
Ülke devlet başkanlarını bazen öven, bazen tehdit eden, sık karar değiştiren Trump, alışılmışın dışında bir devlet adamı profili çizmektedir.
Piyasadan gelen Trump, daha önce başkanlık yapmış olsa da, Amerika’yı alışılmışın dışında bir şirket/holding gibi yönetiyor. Agresif bazı kararlarında dirençle karşılaşması durumunda dönüş yapması, yumuşaması, ticari olsun, uluslararası işlerde olsun her konuda bizzat kendisinin devrede olması devlet adamlığından ziyade, ticaretten gelme özelliğini yansıtmaktadır. Müttefik-düşman ayrımı yapmadan tüm ülkelere gümrük vergisi yağdırarak son yüzyılın en büyük ticaret savaşını başlatan Trump, başta Çin ve AB ülkeleri olmak üzere, birçok ülkenin Amerika’ya ticari tavır koymasına sebep olmuştur.
Ülkeleri ve büyük şirketleri ABD’ye yatırım yapmaya zorlayan Trump, çeşitli ülkeler ve şirketler Amerika’ya yatırım taahhütlerinde bulundular. Bunlardan bazıları: Birleşik Arap Emirlikleri gelecek on yıl içinde ABD’ye 1.4 trilyon dolar yatırım yapacak. Katar, iki ülke arasındaki ekonomik alışverişte 1.2 trilyon dolarlık bir hacim yaratmayı taahhüt etti. Japonya, ABD’ye 1 trilyon dolarlık yatırım yapacağını duyurdu. Suudi Arabistan, gelecek dört yıl içinde ABD’ye 600 milyar dolar yatırım yapacak. Güney Kore, ABD enerji ürünlerine 450 milyar dolar yatırım yapacağını taahhüt etti. Bunun yanında İngiltere, Japonya, İsviçre, Tayvan ve Güney Kore merkezli çeşitli şirketler ABD’ye yatırım yapacaklarını duyurdular. (Oksijen, 21 Eylül-2 Ekim 2025)
AB’nin Amerika’ya karşı kurulmuş bir yapı olduğunu belirten Trump, artık ABD’nin NATO’nun bütün yükünü çekmeyeceğini belirtmiş, ABD’nin müttefiklerince güvenilmeyecek bir müttefik olduğunun sinyallerini vermiştir. NATO üyesi ülkelere milli gelirlerinin yüzde 10’nunu silahlanmaya ayırmalarını isteyen Trump, bu şekilde 2.Dünya Savaşı’ndan beri kendilerini savunma dertleri olmayan Avrupa ülkelerinin silahlanma yarışına girmelerine sebep oldu.
BM’in 80. Genel Kurul’unda 192 ülke önünde yaptığı konuşmasında Trump’ın kendini dünyanın hakimi olarak yansıttığını belirten siyaset bilimci Prof. Dr. Füsun Türkmen, ABD’nin inşasında başrolü oynadığı liberal dünya düzeninin mabedinde yapılan bu meydan okuma, kimilerine göre uluslararası bir despotism ilanı, kimilerine göre geçici bir ütopya değerlendirmesini yaptı. (Oksijen, 21 Eylül-2 Ekim 2025).
Ortadoğu politikalarını enerji kaynaklarının kontrolü yanında, İsrail’in güvenliği üzerinde şekillendiren ve yürüten Trump, BM kararlarını ve uluslararası hukuku hiçe sayan, dünyada yalnızlaşan, bir terör devleti haline gelen İsrail’in her yönden destekçisi oldu.
İsrail’e alan açmak için Arap ülkelerini İsrail’le İbrahim Antlaşması yapmaya zorlamaktadır. İki yıla yaklaşan bir süredir İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamlar için Trump’ın hazırladığı ve Hamas tarafından da kabul edilen 20 maddelik barış planını şimdi uygulamanın ayrıntıları safhasına gelinmiştir.Denizden Gazze’ye ulaşmaya çalışan yardım konvoyunda yer alan ve İsrail tarafından gözaltına alınan birçok ülkeden katılan aktivistlerin kurtarılıp Türkiye’ye THY uçağı ile getirilmesinde görüldüğü gibi; Gazze konusunda ne Arap Birliği, ne Avrupa ülkeleri yöneticileri samimi gayret içinde olmamışlardır. Gazze konusunda başından beri tavrını en samimi şekilde gösteren ve devam ettiren Türkiye olmuştur. Gazze’ye yapılmış her çeşit yardımın en fazlasını yapan yine Türkiye olmuştur.
Bu Türk Milletinin tarihten gelen yüksek karakterinin göstergesidir.
Dünyayı kendine göre yeniden şekillendirmeye girişen Trump, umarız silahlı ittifakların oluşmasına sebep olup dünyayı yaşanmaz hale getirmez.
Yukarıdaki arama formları aracılığı ile Hakimiyet Gazetesi - Hakimiyet Haber arşivinde kelime, içerik, konu araması yapabilir veya gün-ay-yıl formatında tarih girerek tarihe göre haberleri listeleyebilirsiniz.