İndirim kuyrukları ne zamandan beri iyimser gösterilmeye başlandı? Halkın sorunları, reklamdan önce gelmeli!
Şahin Yaldızlı
Bilindiği üzere ekonomideki dalgalanma ve hayat pahalılığı yaşamın her alanında karşımıza çıkmaya devam ediyor. Yaşı ilerlemiş abla ve abilerin utançla anlattığı yetmişli, seksenli yıllardaki kuyruklarla çok sık karşılaşmaya başlar olduk. Birçok sektörde ürünler, değerinin iki ya da üç katı fiyata satılırken, temel ürünlerden olan etin de kilogram fiyatı aldı başını gidiyor. Her ne kadar hayvan üretimi noktasında önde gelen ülkeler arasında gösterilsek de maalesef ki, ucuz et bulamıyor ve yiyemiyoruz. Kış aylarında farklı şehirlerden gelen ucuz et kuyruğu haberleri, son süreçte Konya'da da gündeme gelmeye başladı.
KONYA ÜRETTİĞİ HALDE YİYEMİYOR!
Canlı hayvan üretimi konusunda Türkiye'nin lider şehirleri arasında bulunan Konya'da da durum farksız değil. Şehirde geçtiğimiz günlerde ünlü bir firma, et ürünlerinde piyasaya kıyasla indirime gitti. İndirim haberini duyan vatandaşlar, zorlu ekonomik şartlar altında almakta güçlük çektiği temel besin ürününü, almak için yola koyuldu. Kilometrelerce yol gittikten sonra, oruçlu bir şekilde saatlerce kuyrukta bekleyen vatandaşlar, nihayetinde arzu ettiği eti alabildi.
(Fotoğraf: Et kuyruğunda olan vatandaşlar: 15.03.2025)
VATANDAŞIN GEÇİM SIKINTISI DEĞİL, KURUMUN REKLAMI GÜNDEME GELDİ
Ucuz et haberi ve et kuyruğunun duyulmasının ardından yerel haber siteleri de konuyu işlemeye başladı. Bilindiği üzere habercinin temel görevi, halkın yaşadığı sorunu ya da halkın eksiklik duyduğu bir konuyu yöneticilere iletmektir. Ancak ne yazık ki birçok haber kurumu, vatandaşın, alım gücündeki eksikliği bir kenara bırakıp, kurumu ön plana çıkarmaya başladı.
Ucuz et haberinde birçok kişi attığı başlıkla vatandaşları ve sorunlarını görmezden geldi. Geçim sıkıntısının yerini, reklam çıkarları aldı.
Ucuza et satan firmayı tabi ki de takdir etmek lazım, buna kimsenin laf söyleme gibi bir hakkı yok. Ancak biz gazeteciler, halkın sorunlarından ne kadar çok koparsak, onların yaşadığı sıkıntıları ne kadar çok görmezden gelip, arka plana atarsak, halktan kopmaya başlarız. Hatta halk nezdinde saygınlığımız düşer. Ve mesleğimizin de itibarı sorgulanmaya başlanır.
(Fotoğraf: Et kuyruğunda olan vatandaşlar: 15.03.2025)
Kısacası, burada asıl mesele, indirim yapılan bir marketin reklamı değil, halkın neden bu indirimlere muhtaç hale geldiğidir. Medyanın görevi ise bu gerçekleri perdelemek değil, aksine daha fazla gündeme taşıyarak yetkilileri harekete geçmeye teşvik etmektir.
Halkın yaşadığı bu sıkıntılar görmezden gelinmeye devam ettiği sürece, toplumda güvensizlik ve umutsuzluk daha da derinleşir. Dolayısıyla, geçici çözümler yerine kalıcı adımlar atılması ve vatandaşın temel gıdaya erişiminin bir lütuf değil, temel bir hak olduğu gerçeğinin unutulmaması gerekmektedir.

