Mehmet Kaçar

Türkiye'de bugün üç kimlik arasında ki mücadele devam etmektedir!

Mehmet Kaçar

Ülkemiz de bugün üç çeşit kimlik taşıyan fikirler vardır. Bunlardan biri inanç kimliği, diğeri inançlarla mücadele kimliği, bir üçüncüsü de bu ikisi arasında bulunan ve ne olacak canım sende fikirlilerin kimliği.

Bunlarda ilki İslam inanç ve itikadına göre yaşayıp yaşanmasını isteyen ve bu yolda sadece ibadet değil fikir bazında da daima mücadele verip anlatan gurup ki, bunu zaten asır suresi emir etmektedir. Bu grup için sadece davası olan İslam’ın yaşanıp yaşatılması vardır. Ekonomisi, siyaseti, eğitimi, sosyal hayatı hep bu kurgu üzerine kurulmuştur.

İnançlarla mücadele kimliğine gelince bu kimliktekiler ise, her ne kadar inançlara karşı gibi dursalar da, onların düşman oldukları tek inanç sistemi vardır o da İslam’dır. Zira onlar haçlı kültürünün inanç ve kültür kafası, Protestan ahlakının ahlakı ile yaşamayı seçenlerdir. Üçüncü gruba giren kimseler için ise her şeyin boş olduğu ve sadece tesadüfen yaşanılması gerektiği inancına sahip olan kimliklerdir. Bu tanımlamadan sonra hiç lafı eğip bükmeye gerek yoktur. Sağcıydı, solcuydu, ateisti, dinsizdi, inançlıydı, inançsızdı, o partiliydi, bu partiliydi falan diye insanları analiz etmeye gerek yok. İnançlı, batı tipi inançlı ve her ikisine de karşı olan inançlı çeşitlemeler.
Peki bu insanlar ne oluyor da bu kadar birbirlerine kindar olabiliyorlar. Düşman ve kavgalı diye anlamaya çalışmaya da gerek yok tabii.
Tarih boyunca hak batıl mücadelesi devam etmiş gelmiş ve kıyamet gününe kadar da devam edecektir. Hakkın galip gelmemesi için batılcılar var güçleri ile çalışıp çabalayacaklar ve kendi kültürlerini üstün kılmak için ne gerekiyorsa onu yapacaklardır. Neme lazımcı insanlar yetiştirip onlarla hak ile mücadele edeceklerdir.

Hak ve batıl mücadelesinin bin yıldır haç hilal kavgasına dönüştüğünü ve ülkemizde ki insanların bu mücadelenin içinde yer alıp galip gelmek için çalıştıklarını unutmamak lazım.

İnsanlar ideolojik olarak, parti olarak, dernek olarak, vakıf olarak, sendika olarak, cemaat mensubu olarak farklı tercihlere sahip olabilirler. 

Ama bu çekişmenin, bu mücadelenin temelinde haç’ın hilale üstün gelme mücadelesi yatmaktadır. Hilali ortadan kaldırma savaşı verilmektedir.

Bu anlayışın temelinde ise Hıristiyan Müslüman inancı yer almaktadır. Protesanların İslami yenme mücadelesi vardır.

İşte Türkiye’de yaşayan insanların fikir kimliklerini ve fikir tercihlerini buna göre bir kez daha gözden geçirmek zorunluluğu vardır. Ya haktan yana ya da batıldan yana olma zorunluluğu vardır.

İnsan olan bir kimse önce dinin, inancını sorgulamalıdır. Bir inanç kimliği kazanmalıdır.

İnsanlar hangi din tercih etmişlerse, yaşam tarzlarını, düşünce yapılarını, kültür birikimlerini, sosyal hayat tercihlerini o tercihleri üzerine uyarlamalıdırlar. İşte dindeki zorlama burada ortaya çıkıyor ve insan din seçerken zorlama olmuyor ve dinini seçince de o din üzere yaşaması devletler tarafından ve kurumlar tarafından zorlanıyor. 

Yazarın Diğer Yazıları