Oktay Mermer

RTÜK size çok iş düşüyor…

Oktay Mermer

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu kısa adı RTÜK. 

Görsel-işitsel medya hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğü temelinde paydaşların hak, menfaat ve değerlerini gözeterek politika geliştirmek, düzenleme ve denetleme yapmak. 

Görsel-işitsel medya hizmetleri alanında sektöre yön veren, uluslararası düzeyde söz sahibi bir otorite olmak. 

Misyon ve vizyonu ile hareket eden. 

Radyo ve televizyon yayıncılığını düzenleyen ve denetleyen kamu otoritesi olarak, sahip olunan saygınlık, güvenilirlik ve şeffaflığı sürekli kılmak, yeni iletişim teknolojilerini sektöre kazandırmak, etik ilkelere önem vererek görsel- işitsel medyada çoğulculuğu sağlamak, izleyici bilincini oluşturmak, insan onuruna, hak ve özgürlüklerine saygılı, iletişim özgürlüğünün hakim olduğu bir yayıncılık alanı yaratmak ve kalite yönetim sisteminin şartlarına uyup sistemimizi sürekli iyileştirmek kalite politikasında olduğunu beyan eden bir kuruldur. 

Bu misyon, vizyon ve kalite politikasında kurula çok iş düştüğünü hepimiz farkındayız. 

Günümüzde maalesef televizyon hayatımızın bir parçası, olmazsa olmazımız haline gelmiştir.

Gençlere, ailelere örnek bir yaşam sunan televizyon programlarından kaç kişi memnun? 
Genelde sabah seri katillerin ne şekilde suçu işlediğini anlatan. 

Aile içi şiddetin neden, nasıl yaşandığını, ailesinden suç ile nasıl yardım aldığını. 

Öğlen, gelinlerin evleri, düğünde ne takıldığı, evi arabası eşyasının konuşarak tartışmalarının olduğu. 

Akşam, gelin kaynana çekişmesi, tartışması ile yemek programları sunulması.  

Hangi kanalın yanlı haber verdiğini bilen ve ona göre kanal seçen bir toplumda kanalların taraflı olması.  

Bu sayılanlar toplumu ayrıştırmaya, örf ve adetlerini yok etmeye çalışmıyor mu?

Sizce, o kadar kanaldan, ne kadarı Türk gelenek göreneği ve yaşamını yansıtan program yapıyor? 

En başta büyüğe, öğretmene saygıyı hangi kanalda görüyoruz? 

Hani hepimiz konuşurken biz eskiden diye başlıyoruz ya. 

Biz o eskiden yaşadıklarımızı çocuklarımıza gençliğe kaçımız veriyoruz? 

Çünkü ayarlarını bizler, internet dünyası ve evimizdeki televizyonlar bozuyor.  

Öğretmene, büyüğe saygı kalmadı. 

Çünkü televizyonda sana kimse karışamaz diye öğretiliyor.  

Evli ailelerde, geline senin değerin alınan eşya, takı, düğün salonu ile eş değerde, denilip eş ve ailesi ile arasına nifak sokuluyor.  

Okul filmlerinde, öğretmenle dalga geçme, öğretmene kafa tutup dersi terk etme gibi dizi ya da filmler ile sen de bunu yapabilirsin deniliyor. 

Yine kayınvalide gelin programlarında, geline kendini ezdirme, sen köle değilsin istediğini yap ve söyle diye öğretiliyor.  

Bir dönem gençlerin bir dizi sonrasında, sokaklarda siyah takım, siyah gömlek ile dolaşıp kendini dizi kahramanı gibi gördüğünü unutmadık.  

Hani manevi değerlerimiz? 

Hani büyüğe saygı küçüğe sevgi nerede? 

Hani örf, gelenek ve göreneklerimiz? 

Peki şimdi soruyoruz RTÜK’e. 

Bu tür program yapan kanalarımıza yukarıdaki misyon vizyon ve kalite programınıza göre ikaz etme, uyarma yetkiniz yok mu? 

Bu tür programların, aileleri toplumu böldüğü, kin ve nefretin arttığını göre göre izin verilmesine ben anlam veremiyor ve kabullenemiyorum. 

Sanırım siz de kabullenmiyorsunuz. 

O zaman; Yetkililerden vatandaş olarak, eğitici, öğretici, Türk geleneklerine uygun, vatan-millet sevgisini aşılayan programların teşvikinin yapılmasını özellikle rica ediyorum. 

Bu topraklar kolay kazanılmadı bize Atalarımızdan emanet edildi. 

Bizde yeni nesillere birbirlerini seven, kucaklayan, vatan, millet, bayrak sevgisiyle yetişen bireyler yetiştirelim. Onlara aynı güzellikte emanet edelim.

Her zaman olduğu gibi yine 85 milyon hep birlikte kenetlenelim birlik olalım kardeş olalım inşallah… 

Yazarın Diğer Yazıları