• Haberler
  • Ekonomi
  • Ekonomi cephesinde fırtına dinmiyor: Veriler alarm veriyor, piyasalar baskı altında

Ekonomi cephesinde fırtına dinmiyor: Veriler alarm veriyor, piyasalar baskı altında

Geride bıraktığımız hafta sadece dört işlem günü olmasına rağmen ekonomi cephesinde yaşanan gelişmeler, piyasalardaki tedirginliği artırmaya devam etti. Özellikle ABD'de Donald Trump'ın başlattığı yeni ticaret savaşları ve Türkiye'de 19 Mart'ta Ekrem İmamoğlu'na yönelik olaylar, ekonomik dengeleri derinden etkilemeyi sürdürüyor.

19 Mart sonrasında değişen iktisadi atmosfer, Türkiye’nin ekonomi politikalarında sert bir dönüşüme neden oldu. Uzun süredir devam eden faiz indirim döngüsü son buldu ve yeniden faiz artışlarına başlandı. Bu durum, şirketlerin finansmana erişimini zorlaştırırken, üretim kanallarında ciddi daralmalara yol açtı.

SANAYİ ÜRETİMİ VE GÜVEN ENDEKSLERİ GERİLİYOR

Ekonomik aktivitenin yavaşladığına dair sinyaller giderek artıyor. Açıklanan sanayi üretimi verilerinde belirgin bir düşüş dikkat çekerken, ekonomik güven endeksleri de ardı ardına geriliyor. Reel kesim, hizmet ve inşaat sektörlerine ait güven endekslerinde de düşüş trendi sürüyor. Organize sanayi bölgelerindeki elektrik tüketiminde yaşanan azalma, üretimdeki daralmayı net bir şekilde ortaya koyuyor. Kapasite kullanım oranlarındaki aylardır süren düşüş, şirketlerin üretimden çok mevcut stoklarla piyasayı karşılamaya çalıştığını gösteriyor.

BIST 100'DE DEĞER KAYBI 1,3 TRİLYON TL'LİK ERİME

Borsa İstanbul’da da bu zorlu ekonomik ortamın etkileri net bir şekilde hissediliyor. 18 Mart akşamı itibariyle 9,6 trilyon TL olan BIST 100 endeksinin piyasa değeri, bugün itibariyle 8,3 trilyon TL seviyesine kadar gerilemiş durumda. Bu, yaklaşık 1,3 trilyon TL’lik bir erime anlamına geliyor.

DÖVİZ KURU VE REZERVLER BASKI ALTINDA 

Yıl başından bu yana dolar kuru %9 oranında değer kazanırken, Merkez Bankası'nın baskılarına rağmen bu artış önlenemedi. Euro tarafında ise artış %20’lere yaklaştı. Bu döviz artışları, Merkez Bankası’nın rezervlerinden ciddi bir erime yaşanmasına neden oldu. Yaklaşık 50-55 milyar dolarlık bir rezerv kaybı söz konusu.

EKONOMİK VERİLER BORSAYI YUKARI TAŞIMIYOR

Ekonomideki daralma ve şirketlerin üretim zorlukları, borsada anlamlı bir yükselişi engelliyor. Son birkaç aydır piyasalarda bir ileri iki geri bir seyir izleniyor. 10.800 seviyelerini test eden BIST 100 endeksi, 19 Mart sonrası yaşanan politik gelişmelerle 8.800 seviyesine kadar geriledi. Ancak 9.000 seviyesinin altına düşmemesi, güçlü destek bulduğunu gösteriyor. Şirketlerin geri alım programları ve büyük yatırımcıların bu seviyelerden alıma geçmesi, bu direnci güçlendiriyor.

S&P'DEN KÖTÜ SİNYALLER 

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye için 2025 yılına yönelik tahminlerini güncelledi. Kuruluş, büyüme tahminini %2,7 olarak açıklarken, enflasyon beklentisini %33'e, politika faizi tahminini ise %38'e yükseltti. Dolar kuru tahmini ise yıl sonu için 43 TL seviyesinde.

FONLAR VE SERMAYE PİYASASINDA BÜYÜK ÇIKIŞ

2024 sonu itibariyle 5,4 trilyon TL büyüklüğe ulaşan yatırım fonları, şu anda 3,4 trilyon TL seviyesine kadar gerilemiş durumda. Özellikle 19 Mart sonrası yaşanan gelişmeler, yaklaşık 2 trilyon TL'lik bir erimeye neden oldu. Yabancı yatırımcıların çıkışı sadece borsayla sınırlı kalmadı; tahvil piyasasından da önemli ölçüde çıkış gerçekleşti. Para piyasası fonları bile bu süreçte yaklaşık 1 trilyon TL’lik çıkış yaşadı.

DÖVİZE VE ALTINA TALEP GÜÇLÜ

Mevduat faizleri %48 seviyelerine çıksa da, halkın dövize olan ilgisi azalmadı. Stopaj etkisiyle reel getiri düşerken, halkın güvenli liman arayışı dövize ve altına yönelmesine neden oluyor. Özellikle altın tarafında, küresel ölçekte Çin’den gelen talepler fiyatları yukarı taşıyor. Çin Merkez Bankası'nın yanı sıra özel sektör yatırımcılarının da altına yönelmesi, fiyatların 3.500 dolara kadar çıkmasını sağladı. Şu an ons altın 3.200 dolar seviyelerinde seyretse de yıllık bazda hâlâ %35-40 primli durumda.

ALTINDA YÖN YUKARI, ANCAK DİKKATLİ OLUNMALI

Altındaki yükseliş, sadece jeopolitik gerilimlere değil, aynı zamanda Çin’in ABD tahvillerinden çıkışı ve alternatif yatırım stratejilerine de bağlı. Doların zayıf kalmaya devam etmesi halinde altın fiyatlarının yükselişi sürebilir. Ancak olası bir stagflasyon senaryosunda ABD borsalarındaki sert düşüşler, yatırımcıların altın satışı yapmasına yol açarak kısa vadeli baskı oluşturabilir. Yine de uzmanlar, bu tür düşüşlerin alım fırsatı olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

YENİ HAFTA: GÖZLER ENFLASYON  VERİSİNDE 

Yeni haftada piyasaların odak noktası pazartesi günü açıklanacak olan nisan ayı enflasyon verisi olacak. Beklentiler aylık %3,2 - %3,3 seviyelerinde. Bu düzeyde bir veri, yıllık enflasyonu %38,2’ye taşıyacak ve düşüş trendinin sona erdiğini gösterecek. Bu da piyasalarda yeni bir baskı dalgası yaratabilir.

Hakimiyet Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
Özel Haber

Bakmadan Geçme