- Haberler
- Asayiş
- İş kazası mı yoksa cinayete mi kurban gittiği belli olmayan bir çocuğun son sözleri: 'Baba, acıyor'
İş kazası mı yoksa cinayete mi kurban gittiği belli olmayan bir çocuğun son sözleri: 'Baba, acıyor'
Türkiye'de çocuk işçiliği, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) kapsamında yaşanan ölümlerle yeniden tartışma konusu. Resmi veriler, artan çocuk işçi ölümlerine işaret ederken aileler, siyasetçiler, hukukçular, sendikalar alanda çalışan gazeteciler denetimsizlik, cezasızlık ve kamunun sorumluluğuna dikkat çekiyor.
“İŞ KAZASI” TANIMI TARTIŞMA KONUSU
MESEM kapsamında yaşanan ölümlerin nasıl tanımlanması gerektiği de tartışmanın önemli başlıklarından biri. Sendikalar ve hukukçular, bu ölümlerin sıradan bir “iş kazası” olarak değerlendirilmesine karşı çıkıyor.
Eğitim Sen Konya Şube Başkanı Özgür Konukcu, yaşananların bir kaza olarak görülmesini reddediyor ve bunun bilinçli ihmaller zincirinin sonucu olduğunu savunuyor. Konukcu’ya göre, çocukların çalıştığı ortamlarda yeterli önlemlerin alınmadığı açıkça görülüyor.
CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş da hukuki tanımlamaya dikkat çekiyor. Bektaş, taksirli bir kazadan söz edilebilmesi için tüm iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin eksiksiz alınmış olması gerektiğini vurguluyor. MESEM kapsamındaki ölümlerde ise bu koşulların yerine getirilmediğini belirtiyor.
Hukukçu Özkan Öztürk ise bu tür vakaların “olağan” bir iş kazası olarak değerlendirilmesinin, yaşamını yitiren çocukların hayatını ve geride kalan ailelerin yaşadığı travmayı görmezden gelmek anlamına geldiğini söylüyor. Öztürk’e göre, ölümle sonuçlanan bu vakalar, bireysel hatalardan çok yapısal sorunlara işaret ediyor.
MESEM’İN MEVCUT YAPISI DAHA FAZLA TARTIŞILIYOR
MESEM sistemi, yaşanan ölümlerle birlikte yalnızca uygulama hatalarıyla değil, bizzat yapısının kendisiyle de tartışma konusu hâline gelmiş durumda.
CHP’li Barış Bektaş, MESEM’e ilişkin verdikleri çok sayıda soru önergesine rağmen kapsamlı ve tatmin edici yanıtlar alamadıklarını belirtiyor. Bektaş’a göre bu durum, sistemin yeterince denetlenmediğini ve kamu otoritesinin sorumluluktan kaçındığını gösteriyor.
Hukukçu Özkan Öztürk, MESEM’de denetim ve koordinasyon mekanizmalarında ciddi boşluklar bulunduğunu söylüyor. Öztürk, mevcut yapının çocukların güvenliğini önceleyen bir sistem üretmekten uzak olduğunu, bu nedenle idarenin sorumluluğunun açıkça tartışılması gerektiğini ifade ediyor.
Eğitim Sen Konya Şube Başkanı Özgür Konukcu ise daha köklü bir değişim çağrısı yapıyor. Konukcu’ya göre, MESEM’ler mevcut hâliyle çocukların emeğinin sömürüldüğü bir yapıya dönüşmüş durumda. Bu nedenle sistemin ya tamamen kaldırılması ya da çocukların pedagojik, güvenli ve sosyal devlet ilkelerine uygun koşullarda meslek edinebileceği bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini savunuyor.