Kızılırmak Deltası'nın leylek popülasyonunda artış yaşanıyor
OMÜ Öğretim Üyesi ve Ornitoloji Araştırma Merkezi Görevlisi Doç. Dr. Kiraz Erciyas Yavuz, Kızılırmak Deltası'nda leylek yuvası sayısında artış tespit ettiklerini ifade etti.
Kızılırmak Deltası'nın leylek popülasyonunda dikkat çekici bir artış yaşanıyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Öğretim Üyesi ve Ornitoloji Araştırma Merkezi Görevlisi Doç. Dr. Kiraz Erciyas Yavuz, yaptığı açıklamada, bölgedeki leylek yuvası sayısında belirgin bir artış olduğunu ifade etti.
Yavuz, Kızılırmak Deltası'nın leylekler için hayati bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Özellikle bu yılın dikkat çekici yanının, leyleklerin göç etmeden kışlama yapmaları olduğunu belirtti. Yavuz'a göre, leyleklerin bir kısmı normalde göç ettikleri dönemde kışlama yapmak üzere bulundukları bölgelerde kalmayı tercih ediyorlar. Bu durumun en önemli nedenlerinden biri, besin kaynaklarının yeterli olması ve barınma alanlarının uygunluğu olarak açıklanıyor.
Özellikle Akdeniz kıyılarında, Portekiz ve İspanya gibi bölgelerde kışlama yapan leyleklerin sayısında artış yaşandığına dikkat çeken Yavuz, "Fırsatçı türler olmaya başladılar. Yani buldukları her yerde beslenebiliyorlar." dedi. Ayrıca, Türkiye'ye leyleklerin erken gelmeye başladığını belirten Yavuz, normalde mart ayının ilk haftası görülen leyleklerin şubat ortasında bile bölgede gözlemlendiğini söyledi.
Samsun Doğa Koruma ve Milli Parklar 11. Bölge Müdürlüğü ile iş birliği içinde, OMÜ Kuş Gözlem Topluluğu'ndaki öğrencilerle leylek popülasyonunu tespit etmek ve izlemek amacıyla sayım yapacaklarını dile getiren Yavuz, ağaçlarda yapılan leylek yuvalarında artış olduğunu ve bu durumun göçmen kuşların adaptasyonunu yansıttığını belirtti.
Bafra ilçesine bağlı Doğanca Mahallesi'nde bulunan "Leylek Köyü" adı verilen bölgedeki ormanlık alanlarda bulunan leylek yuvalarının sayısının artmasıyla birlikte, bölgedeki ağaçların leyleklerle dolmaya başladığına dikkat çekildi.
Bu gelişmeler, bölgedeki ekosistemin ve kuş türlerinin yaşam stratejilerinin değişimini gözler önüne seriyor. Araştırmacılar, bu tür değişimlerin nedenlerini ve ekolojik etkilerini daha yakından inceleyerek, gelecekteki koruma ve yönetim stratejilerini belirlemede önemli ipuçları elde edebileceklerini belirtiyorlar.
