Konya'nın halk hikayeleri nelerdir?

Konya'nın zengin kültürel mirası, mizah dolu halk hikâyeleriyle bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. 'Konya Mizahlı, Hisseli Küçük Halk Hikâyeleri' başlığı altında toplanan bu eşsiz eserler, hem güldürüyor hem de düşündürüyor.

Konya, yüzyıllardır farklı kültürlere ev sahipliği yapmış, zengin bir tarihe sahip bir şehir. Bu zenginliğin en önemli unsurlarından biri de kuşkusuz halk edebiyatı. Konya'nın mizah anlayışını yansıtan bu hikâyeler, nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşmış.

İşte Konya'nın halk hikayeleri;
FASULYENİN HİKAYESİ
Bir adam kuru fasulyeyi hiç sevmez; gördüğü yerde kaçarmış. Fasulye yüzünden memleketini terk etmiş. Yüzünü tutmuş gitmiş. Aylarca yol almış. Bir gün bir trene binmiş. Trende bir çok çuval yüklüymüş. Adam merak etmiş, yanından geçen bir adama; "Emmi, şu çuvallardaki ne?" demiş. Adam; "bu çuvallarda LOBYE var" demiş. Fasulye yüzünden memleketini terk eden adam; "Bir aç da göreyim nasıl bir şeymiş?" demiş. Adam çuvalı açmış, bizimki bir bakmış, yüzünden memleketi terk ettiği fasuyle. Aklı çıkmış "Hay eşşoğlu, adını değiştirdin ardıma mı düştün?" deyip trenden atlamış kaçmış.

KULUN ÖMER TARLASINA
Vaktiyle bir köyde Ömer isimli bir çiftçi varmış. Bu çiftçi herkesten daha ziyade kendini düşünür, aç gözlü birisiymiş. Her zaman hava kararıp, gökyüzü bulutlanıp yağmur yağmaya başladığı zaman gökyüzüne bakarak yağan yağmurlara; "Kulun Ömer tarlasına" dermiş. Bir gün tarlasına varmış, bakmış ki her taraf deniz gibi su içerisindeymiş. O zaman yaptığı hatanın büyüklüğünü anlamış. Yağmur yağarken; "Cümle alem tarlasına" demeye başlamış. O zaman yağmurlar bütün tarlalara eşit miktarda yağmaya başlamış. Ömer'de herkesin iyiliğini isteyen bir adam olmuş.

YÜZ KOYUNUN HESAP HİKAYESİ
Bir ağanın yüz goyunu varmış. Bu yüz goyuna bir çoban dutmuş. Çoban devrüsügün koyuna gitmiş. Daha sonraki gün çoban elinde bir deriyinen çıka gelmiş. Ağası: "Ne oldu oğlum?" demiş. Çoban: "Ağam yağmur yağarken gök çatladı. Yetmiş ikisinin ödü patladı. Yirmisini verdim kasaba. Onunu goyma hesaba. Birisini canavar yedi, derisini getirdim sana" demiş. Ağası: "Allah belanı versin" demiş ve orada bulunan yoğurt çömleğini çobanın kafasına geçirmiş. Çobanın ağzı yüzü yoğurda batmış. Çoban: "Yarabbi şükür, bu işden de yüzümün akıynan çıkdım" demiş.

GÖZ KAMAŞTIRAN GÜNEŞ HİKAYESİ
Giretliler; Konya'ya giderken sabah doğan güneş gözlerini kamaştırır, yollarına güçlükle giderlermiş. Konya'dan Giret köyüne giderken de ikindi batan güneş yine gözlerini kamaştırırmış, yollarına zorlukla devam ederlermiş. Gitmiş, Mulluoğluna söylemişler. O da: "İkindin Giret Köyü'nden çıkın, güneş ışığı arkanızdan vurur. Sabah Konya'dan çıkın doğan güneş ışıkları arkanızdan vurur" demiş. Hakikaten bundan sonra rahat etmişler ve Mulluoğlu'na duada bulunmuşlar.
 

Hakimiyet Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
Özel Haber

Bakmadan Geçme