- Haberler
- Konya
- Konyalıların derdini dinleyerek para kazanıyor: 'Bazen kahkaha atarız, bazen ağlarız'
Konyalıların derdini dinleyerek para kazanıyor: 'Bazen kahkaha atarız, bazen ağlarız'
Konya'da yaşayan Kemal Çetiner dert dinleyerek geçimini sağlıyor. Parası olmayan kişilerden kahve aldığını aktaran Çetiner, zabıtaların ekmeğine taş koymaya çalıştığını söyledi.
Konya’nın kalbinde, Zafer Yürüyüş Yolu’nun hareketli kaldırımlarında alışılmışın dışında bir manzara göze çarpıyor. İnsanların hızla yürüyüp geçtiği bu caddede, sade bir sandalyeye oturmuş bir adam, önündeki pankartla dikkatleri üzerine çekiyor…
“DERT DİNLENİR, DEDİKODU YAPILIR”
Bu pankartın sahibi, Kemal Çetiner. Kendine özgü tarzı ve sakin tavırlarıyla çevresindekilerin ilgisini çeken Çetiner, sekiz yıldır insanların derdini dinleyerek parasını kazanıyor.
İzmir’de başladı bu hikâye. Yıllar önce geçim sıkıntısı çekerken, etrafındaki insanların içini dökmeye ne kadar ihtiyaç duyduğunu fark etti. Kendi tabiriyle, “Bir dost sesi, bir omuz arayan insanlar doluydu etraf.” İşte o an karar verdi. Dert dinleyecek, ama sadece arkadaşça değil, bunu bir geçim yolu haline getirecekti.
“BEN KİMSEYİ GERİ ÇEVİRMEM”
Kemal Çetiner, hizmetinin ücretini kişinin gönlünden kopanla ölçüyor. "Kimi zaman biri geliyor, saatlerce anlatıyor, cebinden beş lira çıkarıyor. Kimi de sadece bir kahve getiriyor. Ama ne olursa olsun, ben kimseyi geri çevirmem," diyor. Ona göre önemli olan, insanların derdini dinleyip, yüklerini hafifletmek.
“SADECE İNSANLARIN SESİ OLUYORUM”
Ancak işler her zaman kolay gitmiyor. Konya’daki zabıtalar, zaman zaman onun bu özgün işine müdahale ediyor. Kimi zaman pankartına el koyuyor, kimi zaman tezgâh açmadan iş yapmanın yasal olmadığını belirtiyor. “Ekmek parası kazanmaya çalışıyoruz. Ben ne bir şey satıyorum ne de kaldırım işgal ediyorum. Sadece insanların sesi oluyorum,” diyen Çetiner, bu engellemelere rağmen yılmıyor.
“BAZEN KAHKAHA ATARIZ, BAZEN AĞLARIZ”
Yoldan geçenlerin büyük bir kısmı önce şaşkınlıkla bakıyor. Kimileri gülümsüyor, kimileri tereddütle yaklaşıyor. Ama bir kez oturan, bir daha unutamıyor. Anlatılanlar kimi zaman aşk acısı, kimi zaman geçim derdi, kimi zaman da sadece hayatın anlamsızlığına dair bir iç döküş…
Kemal Çetiner’in hikayesi, Türkiye’de giderek yalnızlaşan, içe kapanan bireylerin aslında ne kadar konuşmaya ihtiyaç duyduğunu gözler önüne seriyor. “Ben psikolog değilim, ama yargılamam da. Dinlerim, susarım, bazen kahkaha atarız, bazen ağlarız. İnsan dediğin zaten biraz böyle değil mi?” diyor gülümseyerek…
Bakmadan Geçme





