Ayla KAYMAZ

Yalnız bir öğretmen değil bir ideolojiden ayrıldık! 

Ayla KAYMAZ

Bir öğretmenimize veda ettik. Ve kendisini canice katleden kişinin ifadesini sizinle paylaşmak istiyorum öncelikle. 

“Hatırlayamadığım bir tarihte sınıfımdayken disiplin cezalarından dolayı annem Nada Kamalı’nın geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Oktugan’ın odasına gittim annemle birlikte oturuyorlardı. Ben anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim esnada 'Burası Türkiye Cumhuriyeti benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz' diye karşı çıktı ve anneme hakaret etti. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı detayını hatırlamıyorum ancak fiziki tartışmaya dönmedi. Annemin üzerine yürümesi üzerine biz de polisi aradık ve daha sonra okulu terk ettik. Bu olaydan sonra bir daha okula dönmedim, anneme yapmış olduğu bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim. Olaydan bir gün önce aynı okulda okuyan aynı zamanda Abdulsamet A.’nın kuzeni olan G. A.‘yı gördüm. O okulda okuyan birini görünce yaşadığım bu olay aklıma geldi, tekrar sinir oldum. Hala okulda olduğu öğrenince, 'Gelip dövsem iyi olmaz mı' dedim. O da 'Çok iyi olur kanka karnına vurursun. Hatta bacağına vurursan ölmez karnına sık' dedi. Ben de Gaziosmanpaşa’da Mehmet K. isimli şahıstan 10 bin TL karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Kimseyi bir şey söylemeden hızlı bir şekilde odasına geçtim. Masada oturuyordu. Beni görünce ayağa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu dirseğini kırıp kendi yüzüne doğru havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettim. İki tane mermi vardı ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateş ettim. Daha sonra hızlı bir şekilde odadan çıkıp kapıya yöneldim. O esnada peşinden kimsenin gelmemesi için silahı yere doğrultarak peşimden gelmeyin dedim. Silahın içi boştu kim olduğunu bilmediğim bir çocuk kapıyı açtı. Amacım öldürmek değildi, amacım dövmekti. Bana karşılık verince kendimi korumak için silahı kullandım. Kullandığım tabancayı ve telefonu Alibeyköy Barajı’na attım. Sosyal medyada paylaşmış olduğum başkasının sesi olan kafasına sıktığım sözleri olan görüntümü olaydan iki gün önce paylaşmıştım. Olaydan sonra kimseyi arayıp yardım istemedim. Öldürme kastım yoktur. Pişmanım.” demiş kendileri! 
Bakın bir öğretmen, bir doktor, bir hakem yaralamıyor, öldürmüyorsunuz aslında. Bir ideolojiden bir görüşten, kült bir ayrımdan vazgeçiyoruz. Bu daha da acı. Ben lise çağında ki çocuğum benden on bin istese ne yapacaksın derim? O parayı ve dahası sen o cesareti nereden buldun yahu! Bu ne hadsizlik , kendini bilmezlik, yer yurt bilmezlik! Ben asla sindiremiyorum ve ülkeye hakaret sayıyorum. Buna izin verenleri başta asla ama asla affedemiyorum! Gerçekten kızmayın , kırılmayın ama Muz Cumhuriyeti ‘nden selamlıyorum sizi bugün yine. Vallahi tesadüfen ölmüyoruz. Hasbel kader sağlık hizmeti alıp, hayırlsıysa eğitim görebiliyoruz. 10.000 TL’ye nasıl silah sahibi olursun sen bir kaç yıldır yaşadığın ülkede bunun yolunu nasıl bu kadar öğrenir nasıl mülteci olduğun bir yerde bunu yaparsın? Herkes husumetli olduğu kişiye bunu mu yapacak? 

Şimdi tüm mültecilerin yüreği titremeliydi. TC nasıl bir politika izleyecek, ne yapacak diye. Yahu ben gittiğim ülkenin bir hassasiyeti varsa ona bile saygı duyuyor kendimi hazırlıyorum. Olaya ırkçı bir yaklaşım değil esasen yapmak istediğim, ancak kusuruma bakmayın biz 3 ay 5 ay vize alabilmek için değil kendimizin ; anamız , babamızın şeceresini ortaya dökerken, satır satır yazarken,  bu insanların dağdan koşarak Türkiye’ye girdikleri anı silemiyorum gözlerimden. Bu halde aldıkları imtiyazları üstüne satılan vatandaşlıklarımızın kırgınlığı atamıyorum yüreğimden…

Sağlıcakla kalın, mümkünse tabi!

Yazarın Diğer Yazıları