Yaklaşık 1 milyon kişinin katıldığı halk oylaması sonucu, Türk Dil Kurumu ve Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi işbirliğiyle belirlenen; "Kalabalık Yalnızlık, Merhamet, Yabancılaşma, Algoritma, Yozlaşma, Yapay Zekâ ve Dijital Yorgunluk" isimli 7 kelime / kavram, TDK internet sitesinden 2024 yılının kelimesi olmak üzere ilana çıktı. Sonuç olarak “Kalabalık Yalnızlık” kavramı 2024 yılının kelimesi olarak seçildi.
Kalabalık ve yalnızlık birbirine yüz seksen derece zıt kelimeler. Nasıl oldu da bu kadar zıt iki kelime bir araya geldi ve böylesine özgün bir kavram ortaya çıktı?!..
*
Biz eskiden kalabalıktık; hem de oldukça kalabalık... Meselâ, o kalabalıkta kimler vardı? Dede, nine, anne, baba, çocuklar, enişte, teyze, kuzenler, hala, emmi... Bir de Hacca Bibi ile Raziye Teyze; Ali Enişte ile Rıfkı Baba; Hasan Emmi ile bakkal Ramazan ve daha niceleri... İşte biz bu kadar kalabalıktık. Saf, duru, riyâsız, tertemiz bir kalabalık. Bunlardan biri bir gün görünmese bizim kalabalığı telaş sarardı. Hasta mı, sayrı mı? diye soruşturulurdu.
Bir de bizim yalnızlığımız vardı... Sevdâlandığı yavuklusuna merâmını anlatamayan Kadir'in sabahın alaca karanlığında aldığı sürüyü vurduğu tepe başındaki meşe palamudunun altında kavala içini döktüğü yalnızlık... Ya da sürüyü suya götürdüğünde dereye bakarken gözlerinden düşen damlaların sesine eşlik eden ibibik kuşunun ortak olduğu yalnızlık...
*
Oysaki bugün, ne böylesi güzel bir kalabalık ne de o tatlı yalnızlık kaldı. Hepsi birden merhametsiz ellerin hüneriyle birbirine yabancılaştı ve algoritmik bir dünyâda yozlaşırken, yapay zekânın önlerine koyduğu genetiği bozulmuş düşüncelerle dijital yorgunluk yaşıyorlar.
Aslında hiçbir düzeni olmayan; ancak adına "Yeni Dünyâ Düzeni" denen bu süreçte, sıcak ve soğuk savaşların ve göçlerin bir sonucu olarak toplumların kültürel, ekonomik ve demografik yapılarının değişmesi, şehir ve iş hayatının sebep olduğu fiziksel ve psikolojik tükenmişlik hissi, insanları yüz yüze olan sosyal ilişkilerden uzaklaştırdı.
Tolstoy'un Beethoven'ın bestesinden ilham alarak yazdığı Kreutzen Sonat isimli hikâyesinin baş kahramanı Pozdnişev şöyle der; "İnsan şehirde yüz yıl yaşar da, onca kalabalık içinde çoktan yalnız başına ölüp çürüdüğünün farkına varamaz." İşte üzerinde durduğumuz kavramın yıllar öncesinden en güzel cümle ile ifadesi.
Filozof Nietzsche’nin; “Kimine göre yalnızlık, hasta kişinin kaçışıdır; kimine göre de, hasta kişilerden kaçıştır” sözü, her ne kadar bu gerçeğe ışık tutsa da, kimi zaman yalnızlık kendi öz benliğine kapı açıştır; tıpkı "Münzevî Âşık" gibi. Âşık hep yalnızdır, hele ki bir de münzevî ise... Gerçi buna kutsal yalnızlık demek gerek; yâni Eyyûbî yalnızlık.... Sabır ister...
*
Birden aklıma İstanbul kokulu günlerim geldi. Zihin ekranımda Beyazıt'tan Eminönü'ne doğru akan insanlar canlanıyor. Yamalı kaldırımlardan ve zifirî karanlık asfalt sokaklardan başını kaldırmadan akan insanlar... Ne kadar da önündeki maviden habersiz; hele ki gökyüzünden!.. Yalnızlar hem de yapayalnız; hâlbuki yürüyebilmek için birkaç saniyede bir omzuna çarptığı onca kalabalık insan içinde.
Yazıdaki amacım, artık kronikleşmiş bir zihinsel sağlık durumu olan ve bugün çokça tartışılan sosyal anksiyete ve sosyal fobi gibi birçok psikolojik rahatsızlığın sebep-sonuç ilişkilerine ışık tutmaktadır.
Peyami Safa’nın 1951 yılında yazdığı ütopya türündeki "Yalnızız" isimli romanındaki “Çok tanıdığı vardı, hiç dostu yoktu” sözü, TDK’nın halk oylaması ile seçtiği “Kalabalık Yalnızlık” kavramını özetlemektedir.
*
İslam felsefesine göre, insan Allah’tan uzak olduğu nispette yalnızdır ve yalnızlık Allah’a mahsustur.
Tasavvuftaki “Dost istersen Allah yeter!..” şerhiyle de yalnızlık bazı hâllerde imtihan vesilesidir. Tıpkı Hz.Eyyup'ta, Hz.İbrahim'de ve Hz.Yûsuf'ta olduğu gibi; meskeniniz ya dar bir kaya oyuğu, ya münzevîhâne ya da bir kuyu.
*
Günümüzde yalnızlığı güzelleştiren şey; hayatımızda var olan "Toksik Kişiler" ile birlikte olmaktansa öz benliğine yönelmektir. Bu durum son yıllarda terminolojideki ifade şekliyle yanlış kişi ya da topluluklarla aynı safta olmamak adına kullanılan “Değerli Yalnızlık” ve sosyal hayatta zarar verici, faydasız kişi ve çevrelerle ilişki ve iletişimden uzak kalma davranışını tanımlayan “Seçilmiş Yalnızlık” terimlerini doğrular niteliktedir.
Üzerine pek çok araştırma yapılarak makale yazılacak olan bu kavram aslında küresel sistemin dayattığı “Bireyselleşme”den daha ziyâde “Yalnızlaşma” olarak karşımıza çıkmaktadır. Hem de "Kalabalık Yalnızlık" olarak…
01 Ocak 2025 / Saat: 06.10 / Mersin