
Köşemde çok kıymetli bir misafirim var!
İsmail Detseli
Geçtiğimiz günlerde Merhaba gazetesinde dört hafta devam eden Hasan Yaşar Hocamın yönetiminde hazırlanan Akademik Sayfalarda hakkımda yayınlanan yazılar beni ziyadesiyle onore etmişti. O günlerde bir yazıyla teveccüh gösteren ancak gecikme nedeniyle sayfalarda yer bulamayan bir yazıyı bugün buraya misafir ediyorum. Otuz beş yıllık komşum, Meram 75. Yıl lisesinde oğlumun hocası, aynı camide saf tuttuğumuz değerli kardeşim tarihçi ve eğitimci muhterem Lütfi Ayhan Hocam’ın hakkımda yazdığı yazıyı edebim gereği noktasına, virgülüne dokunmadan siz okurlarımın beğenisine sunmayı kendime görev bildim. Çok Teşekkür ederim kadim dost güzel insan Lütfi hocam.
***
“İNSAN ÇEVRESİNİN KÖLESİDİR”
Türk edebiyat tarihine baktığımızda iki ana kaynak görürüz bunlardan biri sözlü kaynaklar diğeri yazılı kaynaklardır. Edebiyat tarihimizi yakından incelediğimizde sözlü kaynakların önemli bir yer tuttuğunu görürüz aşıklar, ozanlar ve halktan insanlar bu kaynaklardan aldıkları damlaları çağlayanlara dönüştürerek başkalarına aktarmışlar böyle yaparak da edebiyat deryasına büyük katkıda bulunmuşlardır.
İnsan denilen üstün varlık öyle bir yaratılmıştır ki bazen aklını ve gözünü bazen de aklını ve kulağını kullanarak gönlünü ve kalbini bilgilerle doldurur. Öğrenmede göz kadar kulağında rolü olduğunu hepimiz biliriz. Birçok insan okuma yazma bilmediği halde kulaktan duydukları ve öğrendikleri ile birçok alanda (edebiyat, din ) etkin bir konum elde etmiştir. Hafızlar ve şairlerden ağma olan çoktur. Dilimizde kullanılan “insan kulaktan sulanır” sözü de bu mevzuya güzel bir misaldir.
Yaşadığı çevre ve dönem, başından geçenler, karşılaştığı ve sosyal ilişkide bulunduğu insanlar, yaşadığı devir ve coğrafya, karşılaştığı zorluklar ve engeller… Tüm bu şartlar ve olgulara yakından bakıldığında İsmail Detseli Bey’in edebiyat dünyasına, kültür hayatımıza kazandırdıklarının değeri ve önemi bir kat daha artar. O’nun yaptığı işin, elde ettiği zaferin büyüklüğünü daha iyi anlayabilmek için yaşadığı döneme, bulunduğu/büyüdüğü çevreye, karşılaştığı engellere iyi bakmak gerek.
Yazdığım bu satırlardaki hükmün doğruluğunu ispatlamak için Detseli Bey’i kendi çevresiyle kendi dönemi ile kıyaslamak gerekir. O’nun çevresinde onun döneminde yaşayan/yaşamış insanların çoğunun ne edebiyatla, ne yazı ile ne kültür ile alakaları pek yoktur. O adeta çölde açan bir çiçek, bozkırda yeşeren bir fidan gibi zatına has bir kıymete haizdir. O, kurak ve çorak topraklara ektiği bereketli kelimeler ve cümlelerden oluşan kıymetli, lezzetli ve organik eserleri ile edebiyat dünyamıza önemli bir katkı sağlamıştır.
İsmail Detseli bunu nasıl başardı? Bunu izah etmek uzun zaman alır. Lakin kısaca bahsetmek gerekirse şunları yazmam mümkün. En başta kendi gayreti ve isteği bunu sağlamış." Kader gayretin arkadaşıdır" diye bir söz vardır ya Detseli de gayreti ile bu sahada epey bir at koşturduğundan bu neticeyi elde etmiştir. “İnsan çevresinin kölesidir”,” insan arkadaşının aynasıdır” sözlerine misal olmak üzere Detseli çevresini, dostlarını seçerken okuyan, yazan, anlatan… İnsanlar olmasına dikkat etmiş; bu hassasiyeti neticesinde de kader rüzgarları onu edebiyat iklimine savurmuştur. Bir de peygamberimizin şu hadisini, “Ya âlim ol, ya talebe ol, ya dinleyenlerden ol, yahut bunları sevenlerden ol, beşincisi olma helak olursun.” (Taberani) kendisine düstur edinen her kişi gibi İsmail Detseli de hadiste geçen beşinci olmaktan kendini kurtarmış; hadisin sonundan başlayarak, yani ilim alanında önce bu sahada olanları sevmiş, sonra dinleyenler arasında bulunmuş, sonrada elinde geldiğince eserler vererek bu yolda güzel bir menzile ermiştir. Neticede İsmail Bey duyup dinlediklerini radyolarda, televizyonlarda, sohbet programlarında anlatarak; gazetelerde, dergilerde, kitaplarda yazıya dökerek Konya edebiyatına ciddi bir katkı sağlamıştır. İnsan ölünce bedeni çürüyüp toprak olur. Ondan geriye kalan ise yaptığı çalışmalar ve değişik alanlarda bıraktığı eserlerdir. İsmail Bey “Eser bırakan” insanlar kategorisine girerek hatırası daima canlı kalacak nadir insanlar arasındaki yerini almıştır.
Yüce Rabbimiz bizi yukarıdaki dört grubun içine ilhak eylesin. Ya âlim olalım ya talebe olalım, ya dinleyenlerden olalım yahut bunları sevenlerden olalım. Beşincisi olmaktan zinhar kaçınalım.